Meclis kürsüsünden "sözde Ermeni soykırımının" savunulduğunu da gördük! Uluslararası iftira merkezlerinin ısıtıp ısıtıp yıllardır sürüme soktuğu bu rezil iddianın, bu toprakların sakinlerinin (hem de vekil!) ağzından duyulması nasıl bir fecaat? Sormak lazım: Sizi kim konuşturuyor? Sufleler nereden? Londra? Paris? Berlin? Vaşington? Tarihin eğilip bükülmesinden medet uman bu anlayışın, Anadolu coğrafyasında alıcısının çıkması ne manaya gelir? Düpe düz nifak ve provokasyon değil mi? Pes!
Anadolu'nun kadim Hristiyan toplulukları dini ve kültürel asimilasyon yaşamadıysa, bu bin yılı aşan birlikteliğimizin meyvesi değil mi? 1800-1900 arası yabancı okullar, hastaneler vb vasıtasıyla Anadolu'da cirit atan Katolik ve Protestan misyoner teşkilatlarının ifsad ettiği Ermeniler terörle huzursuzluk çıkarmadılar mı? Doğu ve Güneydoğu illerinde Hınçak ve Taşnak katliamlarının ispatı toplu mezarlar bulunmadı mı? Bu terörcü güruh yaptıklarıyla hem Hristiyan hem Müslüman ahaliye zarar vermedi mi? O gün çektirdikleri yetmiyor gibi, bugün de nifakın yıkıcı ve yaralıyıcı aparatı olmaya devam ediyorlar.
İfsad edilenler terör maşası olmuşlar. Mesela Kazım Karabekir, Ermeni Meselesi adlı eserinde; Kayseri Develi'den iki Ermeni gencin ABD'ye bomba yapımı öğrenmek üzere gittiğini anlatır. Ama bunun yanında Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale cephesinde savaşan ve Osmanlı Erkân-ı Harbiyesi tarafından taltif edilerek terfi eden Kayseri Develili Ermeni Topçu Yüzbaşı Torosyan'ı ve Kayseri İncesulu Rum Makineli tüfek Yüzbaşısı Sokrat İncesu'yu da görürüz. Yine, Milli Mücadele günlerinde Anadolu'nun bağımsızlığı için canla başla çalışan İstiklal Madalyası sahibi Kigork Berç Keresteci'yi anmadan geçemeyiz! Yani... Bu topraklarda kadim Hristiyan ahalinin âkil çoğunluğu bu ifsad hareketlerine pabuç bırakmamıştır.
Bu provokasyona terörle anılan zeminlerden tevessül edilmesi, aradan geçen 100 yılda, ifsad edilen ve edilmeyen tasnifinin değişmediğini düşündürmüyor mu?
O halde?
Haydi başka kapıya!