Batı medeniyeti(?) tarafından sürekli itilip kakılmış, öldürülmüş ve yakılmış bu Yahudi (Siyonist olmayanları bu kapsamda değerlendirmeden!) topluluğunun özellikle İslâm coğrafyasında derdi nedir? Tarih boyunca sadece hayır ve şefkat gördükleri insanlardan ve ait oldukları medeniyetten ne istiyorlar?

Haçlı sürüleri ortalığı yakıp yıkarken, bizim atalarımızın onları da zulümden kurtardığını ne de çabuk unutmuşlar. Endülüs'ün yıkılışını müteakip, kurulan engizisyonların elinden bizim gemilerimizle selamete çıkmadılar mı? Türk ve İslâm coğrafyasında, Batı ülkelerinde reva görülen fenalıkların hangisine maruz kaldılar? Tarihin tozlu sayfalarında böyle bir olumsuzluk var mı? Yok elbette! Peki bu Siyonist Yahudi aklının ve sözde devlet görünümlü terör organizasyonunun (kuruluşunda Hagana ve İrgun terör örgütlerinin etkili olduğunu hatırlatalım!) ölüm ve vahşet kusan hâli nedir? Burada, Siyonist Hristiyan ve Siyonist Müslüman aklını da(?) bu suale dahil etmek icap ediyor. Bu noktada rahmetli Erbakan Hocanın, vaktiyle yaptığı tespit ve ikazların her geçen gün daha da kıymetlendiğini zikrederek hakkını teslim edelim.

Vaadedilmiş topraklar diyeceksiniz muhtemelen... İyi de... Bu vahşi çetenin, muharref Tevrat'ta geçtiği söylenen Yehova'nın vaadinin muhatabı olduğu ne malum? Evangelist suç ortaklarının katkısıyla Mesih getirme emellerine, pozitivist ve salt bilimsel akılla bakan seküler dünya niçin sus pus? Lafa geldi mi, Orta Doğu halklarının dogmatik(?) oluşlarından dem vurarak aşağılamaktan geri kalmayan Batı ve şürekası; kibar tabirle çifte standardın, Türkçesiyle ikiyüzlülüğün (yüzsüzlük mü desek?) kitabını yazmaya devam ediyor. Avrupa'ya bakınca içimizin bulanıyor olması kadar doğal ne olabilir? Allah'tan Avrupa ahalisi içinde aklı ve vicdanı çürümemiş insanlar var da sorguluyor ve her geçen gün seslerini daha da yükseltiyorlar. Nasıl yükseltmesinler? Sanırım son iki yüzyılın en çapsız yöneticilerine sahipler Avrupa halkları... Çünkü koşar adım ırkçılık ateşinin bünyelerini sarmakta olduğunun farkındalar... Bu ateş öyle lain bir ateş ki en çok yakanı yakıyor. Tecrübeyle sabit...

Her şeyi birbirine katarak kaosun dibini bulmak isteyen manyaklar çetesinin nihai hedefi, İlahi menşeli bütün dinleri yeryüzünden silmek... İstiyorlar ki meydan sadece efendileri Baphomet'e kalsın... İşin tuhafı barut kokusu hakim olmadan evvel yaptıkları sosyal, ekonomik, kültürel ve psikolojik saldırıların tahribatı daha fazlaydı. Yeterince silkelediklerine kanaat getirmişler ki top tüfek safahatına giriştiler. Lakin çok da rahat olmasınlar... Çünkü asırlardır aldıkları ahların, ellerini ayaklarını bağlayacakları günler de yaklaşıyor. Bu bir temenniden öte İlahi nizamın işleyişinin bir gereği... Kuduz olmuş köpeklerde ölmeden evvel saldırgan bir evre geçirir ama akıbet değişmez!

Meşru savunma hakkının ortaya çıkması için bütün şartlar mevcut iken; züccaciye dükkanına giren filler, bir gün karıncalar tarafından öğütüleceklerini unutmasınlar diyeceğim amma... Allah unutturmuş bir kere!

O kadar akıl ve fikir zemininden kopmuşlar ki neyin kafasını yaşadıklarını hâlâ çözemediğimiz bir sarhoşlukla "esfele safilin" kavramının neye tekabül ettiğini somut bir şekilde gözler önüne seriyorlar. Acıyarak gülmemiz için gösterdikleri performansa şapka çıkarılır! Şu geçenlerde futbol üzerinden gevşek gevşek benzetme yapıp, final eşleşmesi lakırdısı yapan ezik tipi kastediyorum. Muhatap olmak bile zûl lakin yine de soralım: "Oğlum siz kuraya kaçıncı torbadan girdiniz?"