-Sırada mRNA'dan sonra "replikon aşılar" var

Günümüzün küresel katilleri ABD’yi kullanarak yeni dünya düzeni kurmak üzere 6 Ağustos 1945 tarihinde Hiroşima Eyaletine atılan atom bombası ile aynı yerde ve yılda dünyaya gelen (23 Aralık 1945) Prof Masayasu Inoue, bugün dünyayı uyarıyor, “Japonya yapımı aşıya asla güvenmemelisiniz.”    

Dünya’daki tüm insanlara uyarıda bulunan Japon bilim insanı Prof Masayasu Inoue 1970 yılında Okayama Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. 1974 (Showa 49) Okayama Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni tamamladı (Tıp Doktoru, Patoloji). Yüksek lisans öğrencisiyken Profesör Sachimaru Seno onu aşıları araştırmaya teşvik etti. Patojenleri öldürüp, antijenik yapılarını canlı tutarak güvenli aşılar üretmenin mümkün olduğuna inanarak yurt dışında Osaka Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitim gördü ve araştırmalar yaptı.

Ayrıca Masayasu Inoue yüksek lisans eğitiminin sonunda Hindistan -Basra Körfezi rotasında bir gemi doktoru olarak çalışma deneyimi sırasında, dünya nüfusunun %70'inden fazlasının artık bulaşıcı hastalıklardan muzdarip olmadığını öğrendi ve bulaşıcı hastalıklarla ilgilenmeye başladı.

Planlı salgının başladığı ilk günlerinde PCR test ile ortaya çıkan veriler  için,  “enfekte olan kişi sayısının, PCR testleri pozitif çıkan kişi sayısından başka bir şey olmadığını” belirtti.

Dünyada ruhsat almadan acil kullanım onayı ile insanlara enjekte edilen mRNA sıvılarının iki yıl sonraki etkilerinin bilinmediğini, başak proteinin vücudun her yerindeki hücrelere gireceğini, Pfizer Eski Başkan Yardımcısı Michael Yeden’in “kadınlara aşı yapılmaması” gerektiğine ilişkin sözlerine dikkat çekerek de, “yumurtalıklardaki yabancı proteinler bağışıklık saldırılarına neden olacak…Yumurta olmayacak!” dedi.

Aşılar kullanmadan önce yüzlerce kat güvenli olması gerekir! Onun için, “İnsanlar üzerinde deney yapmaya kesinlikle devam etmemelisiniz!” uyarılarında bulunan Masayasu Inoue, bugün de (11 Nisan 2024) Pharma Files by Aussie17’de yayınlan bir video’da  Japonya’yı kullanacaklar uyarısında bulunuyordu.

PANDEMİ, İNSANLARIN AŞILNMASI İÇİN BAHANEYDİ…

Yaptığı açıklamada uzmanlık alanının, Moleküler Patoloji ve Tıp olduğunu belirten Prof Masayasu Inoue Pandemi ilanının, Dünya Sağlık Örgütü tarafından dünyadaki tüm halkların aşılanmasını sağlamak için sahte bir bahane olarak kullanıldığını söyledi.

IŞIK HIZI İLE AŞI BULDUKLARINA İNANDIRDILAR!

Bilim insanı Prof Masayasu Inoue uygulamalar açısından, bütün ülkelerle aynı sorunu yaşayan konuşmasına söyle devam etti; Genellikle on yıldan uzun süren aşı geliştirme süresini bir yıldan kısa bir süreye kısaltmak için bir plan yapıldı. Warp Speed ​​Operasyonu.(*) Bu operasyon genetik aşılarla ilgili yanlış inanışları örtbas etmek için kullanıldı. Zamandan tasarruf bahanesiyle son derece tehlikeli bir yöntem seçildi.

(*)Operation Warp Speed/Warp Speed ​​Operasyonu; ABD hükümeti tarafından, COVID-19 salgını sırasında aşıların daha hızlı onaylanmasını ve üretilmesini sağlamak amacıyla özel ve kamu ortaklıklarını teşvik etmek amacıyla oluşturuldu. Bu isim, Star Trek'in kurgusal evreninde kullanılan ışıktan hızlı seyahat terminolojisinden esinlenerek hızlı ilerleme duygusunu çağrıştırdı. Warp Speed ​​Operasyonu, ABD Başkanı Donald Trump tarafından 14 Kasım 2020 tarihinde Beyaz Saray'da düzenlediği bir basın toplantısı ile tanıtıldı.(bkz)

SORUMSUZ “AŞI” PROPAGANDASI

Yani, bağışıklık sistemini uyarmak için doğrudan insan dokularında toksik(zehir) spike proteinleri üretmek üzere viral genlerin kas içine enjeksiyonuydu. Bu tamamen yeni ve insanlık tarihinde daha önce uygulanmamış, yanlış anlaşılan bir yöntem olduğundan dolayı çoğu doktorun buna doğru bilgilerle onam vermesi mümkün değildi. Ancak hükümetin ve medyanın aşıları teşvik etmeye yönelik sorumsuz kampanyaları nedeniyle Japonların %80'i aşılandı.

İNSAN İÇİN, “EN KÖTÜ” NE VARSA ONU YAŞATTILAR

Ne yazık ki yedi doza kadar aşılma yapıldı. Bu dünyadaki en ve en kötü şey. Ve sonuç şuydu: insanlık tarihinde görülmemiş korkunç uyuşturucu kaynaklı yaralanmalar. Deneysel gen terapisinin sağlıklı insanlara, özellikle de sağlıklı çocuklara hileli bir şekilde uygulanmasının aşırı bir insan hakları ihlali olduğuna inanıyorum. Ancak Japonya Sağlık, Çalışma ve Refah Bakanı Keizo Takemi, genetik aşıların yol açtığı hasar konusunda ciddi bir endişe bulunmadığı konusunda ısrar ediyordu. Şimdi ise yaralı hastaların mevcut durumundan ders almadan, bir sonraki salgına hazırlık amacıyla yeni bir aşı üretim sistemi kurmayı planlıyor. Bu inanılmaz, çılgınca bir durum.

mRNA’DAN SONRA “REPLİKON AŞILAR”

Japon hükümeti, kendini kopyalayan Replikon Aşısı(*) adı verilen yeni bir aşı türünü dünyada ilk onaylayan hükümet oldu.(Japonya güvenlik verileri Olmadan Dünyanın İlk Kendi Kendini Büyüten mRNA COVID-19 Aşısını Onayladı. bkz) Bunu, bu sonbahar ve kış aylarında tedarik etmeye başlamayı planlıyor. Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı bu projeye büyük miktarda sübvansiyon sağlıyor. Japonya'da da birbiri ardına yeni aşı üretecek fabrikalar kuruluyor. Bu fabrikaları doğrudan ziyaret ettim.

(*)Replikon; DNA sentezinde tek seferde kopyalanan genetik materyalin birimi, DNA molekülünde bir kopyalama kökeni kapsayan ve peş peşe kopyalanan nükleotit dizilerinden oluşan uzunluğun tanımı. Ve DNA ipliklerinin açılması orijin noktasından iki tarafa doğru olur. Orijin noktasından itibaren replike olan DNA parçasına Replikon denir.(bkz)

Ayrıca Virüs Benzeri Replikon Aşıların tanımı olarak: Hücrelere giren ve proteinleri sentezlemek için sınırlı transkripsiyon ve translasyona uğrayan virüs benzeri parçacıklardır. Bunlar, birden fazla proteini eksprese eden ve tek bir enfeksiyon turunda yüksek düzeyde antijen ekspresyonu ürettikleri için güçlü bir bağışıklık tepkisine yol açan, tasarlanmış virüs genomlarıdır.

JAPONYA İÇİN DAVOS’DA KARAR VERİLDİ!

Dahası Japon hükümeti bu yıl Davos konferansında gündeme getirilen Hastalık X'in, bir sonraki salgınına hazırlamak için, aşı geliştirme görevini üstlenen ilaç şirketlerinden 900 milyon dolar değerinde klinik araştırmaları talep ediyor. Japon hükümetinin bu hareketinin, CEPI Salgın Hazırlık Yenilikleri Koalisyonu'nun, süreyi Warp Speed Operasyonu’nun üçte birine kadar kısaltmayı amaçlayan 100 günlük misyonunun bir parçası olduğu tahmin ediliyor. Yani yüzlerce günde bir aşı geliştirerek aşı iş döngüsünü kısaltmaya çalışıyorlar. Bu ancak insan hakları perspektifinin göz ardı edilmesiyle mümkündür.

DSÖ İLK ÖNCE TÜZÜK DEĞİŞTİRECEK, SONRA DA JAPONYA’DA, “X HASTALIĞI” İÇİN YENİ “AŞI” OLAN, REPLİKON SIVILARINI PİYASYA SÜRECEK…

Bu yıl 77. Dünya Sağlık Asamblesi'nde kabul edilecek olan DSÖ, Uluslararası Sağlık Tüzüğü (UST) ve “Pandemi Anlaşması” olarak adlandırılan, sözde “Pandemi Anlaşması”'nda yapılan değişiklikler, bu tür bilim dışı ve tehlikeli çılgın planlara akılcılık ve yasal bağlayıcılık kazandırmaya çalışıyor…

Böyle devam ederse, Japonya yapımı aşıların sahte güven kisvesi altında ihraç edilme riski yüksek. Eğer Japonya aşı faili olursa gelecek nesillere telafisi mümkün olmayan zararlar bırakacaktır. Bu nedenle Japon hükümetinin bu aşı üretme eylemini uluslararası işbirliği ile DURDURULMASI ZORUNLUDUR.

ANA AKIM MEDYANIN SES DUVARLARINI AŞMAK ZORUNDAYIZ!

Japon halkını aşıların tehlikeleri konusunda eğitmek için ders vermeye başlayalı üç yıl olmasına rağmen, ana akım medyanın ses duvarlarını aşmak hala zor. YouTube'da aşılarla ilgili gerçeği söylersek bir gün içinde siliniyor. Gerçek şu ki neredeyse her gün sansür ve konuşmaların engellenmesi ile karşı karşıya kalıyoruz.

Bu nedenle konuşmanın son versiyonunun yer aldığı bir kitabın yayınlanmasına umut bağladım ve "DSÖ'den Çekilme" adı ile bir kitap yayınladım. Bu hareketi durdurmak zor. Çünkü Japon hükümetinin durumunu değiştirmek artık siyasi açıdan umutsuz.

JAPONYA’YA ASLA GÜVENMEYİN

Dünyaya vermek istediğim mesaj şu: Gelecekte X Hastalığı ortaya çıktığında, Ulusal sınırları aşan kontrollerde insan haklarını korumak amacıyla kısa sürede geliştirilen Japonya yapımı aşıya asla güvenmemelisiniz.

ULUSLARARASI BİRLİK ŞART

Gerçekleri ülkelerle paylaşmanın çok önemli olduğuna, bunun da birlik ve beraberliğe doğru atılmış bir adım olduğuna inanıyorum. Umutsuzluğun ortasında umudu ancak dünyadaki tüm ülkeler arasındaki bilgi alışverişi süreciyle bulabiliriz. Umarım beyanım hepinizin sağlıklı yaşamınızı ve ailenizi korumanıza yardımcı olur… Satırları ile biten Prof Masayasu Inoue’nun mesajına, son olarak açıklamasında bahsettiği "DSÖ'den Çekilme" kitabındaki dikkat çeken bölümlere bakalım.

Japon Kitap Ve Who

“EVCİL HAYVANA” DÖNÜŞTÜRECEKLER!

Eğer "evcil hayvana" dönüşmek istemiyorsanız lütfen bu kitabı okuyun ve hemen harekete geçin.

Bu kitabın acilen yayınlanmasının iki amacı var.

Birincisi, pek çok makalenin hasarın gerçek doğasını ortaya çıkarmasına rağmen, Japon hükümetinin dünyada yeni koronavirüs için anormal dozlarda mRNA aşıları uygulamaya devam eden tek ülke olduğu konusunda kamuoyunu bilgilendirmektir. Ne yazık ki hala koronavirüs aşılarının toksisitesini doğru bir şekilde anlayan az sayıda doktor var ve aşı sonrası sendromu (aşı sonrası etkiler) yaşayan hastalar doktorlarına gittiklerinde bile ilk kez yaşadıkları karmaşık bir vakayla karşı karşıya kalıyorlar. Gerçek şu ki, teşhis veya tedavi sağlayamıyoruz. Ulusal Gönüllü Doktorlar Birliği'nin biriktirdiği bilgilerin pekiştirilmesiyle hastalara etkili tanı ve tedavi sağlanmasının mümkün olacağına inanılıyor. Hastalığın aşıdan kaynaklandığı kanıtlanırsa devletten tazminat istenebilecek.

İkincisi, bir sonraki insan yapımı salgına hazırlanmak. Bu salgının doğal bir olay olmadığı, insan yapımı olduğunu ortaya çıkarttı.

Ayrıca Ocak 2024'te Davos'ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nda, "X Hastalık" olarak adlandırılan bulaşıcı bir hastalığın bir sonraki pandemik ilan edilmesi için hazırlıklar sürüyor. Yanlışlıkla “dünyanın hastalıklarla mücadele kontrol kulesi” olarak algılanan Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bir sonraki salgını planlayan merkezi organizasyondur. Mayıs 2024'te Cenevre'de Pandemi Anlaşması'nın (WHO CA+) ve Uluslararası Sağlık Tüzüğünde Değişiklik'in (UST) onaylanmasının planlandığı bir DSÖ toplantısı düzenlenecek. İkisi bir arabanın iki tekerleğidir ve plan, DSÖ tarafından yürütülen mevcut Uluslararası Sağlık Düzenlemelerini önemli ölçüde revize etmek ve DSÖ'nün yetkisini ulusal hükümetlerin karar alma yetkisinin üzerine koymaktır. Bu çok saçma görünebilir ama ne yazık ki bu bir komplo teorisi ya da fantezi değil, inkar edilemez bir gerçek.

İlk bölümde WCH-Dünya Sağlık Konseyi Japonya'nın temsilci yardımcısı proktolog Dr. Minori Sasaki ile konuşuyoruz ve bu genetik aşının klinik uygulamada yol açtığı semptomları tanıtıyoruz. İçeriği bir dizi şaşırtıcı patolojiden oluşuyor.

İkinci bölüm, Eylül 2023'te gazeteci Mako Ganaha'nın dünyanın en bilgili Amerikalı araştırmacısı James Rogowski ile Pandemi Anlaşması (Anlaşma) ve UST'nin revizyonuna ilişkin yaptığı röportajı içermektedir.

İçerik, DSÖ'nün tehlikeli gerçekliğini açıkça ortaya koyuyor.

Üçüncü bölüm, koronavirüs pandemisinin ardındaki uluslararası durumu ve kurgu dışı yazar Keiko Kawazoe ile yaptığı bir sohbette perde arkasında bu salgını planlayan psikopatların gerçekliğini tanıtıyor.

ABD, İngiltere, Fransa ve Çin'in salgının perde arkasında yürüttüğü "aşı işi"nin, 19. yüzyıldaki "afyon işi"nin bir uzantısı olduğu şok edici bilgiler ve arkasındaki gerçek ortaya çıkıyor. Böylelikle yapılan kötülüğün miktarı da belli oluyor. Pek çok okuyucu için, bu şaşırtıcı ve ilk kez okuyacağınız bir deneyim olacak.

YARIN ÇOK GEÇ OLACAK

Gerçek dünya, Japonların düşündüğünden çok daha saçma ve kötü niyetli. Japonya tarihinin dünyayı bölmeye yönelik en büyük savaşı çok yakında. Mümkün olduğu kadar çok okurun gerçeğe kendi gözleriyle bakmasını, görüş alışverişinde bulunmasını ve Japonya'nın gelecek nesillerini ve anavatanlarının geleceğini korumak için kararlılıkla hareket etmesini canı gönülden diliyorum, diyen Prof Masayasu Inoue’ne kulak vermenin ve harekete geçmenin tam zamanı.

Eğer Mayıs 2024’de DSÖ’nün planına karşı durmazsak, bu sefer yalnızca Nagazaki ve Hiroşima’da yaşayanların başına 1945 yılında düşen atom bombası yerine bu sefer hepimizin başına mRNA’dan sonra, daha güçlü olan, “Replikon Aşılar” düşecek! Üstelik bu uyarı, atom bombasının atıldığı Japonya’da aynı yılda dünyaya gelen bilim insanı da olan Prof Masayasu Inoue’dan geldi.

Ve bugüne kadar hiçbir bilim insanı kendi ülkesini, bu boyutta ağır bir eleştiri ile hedefe koymadı!