Ana Hayat Yasamız Kur’an-ı Kerim’e kavuştuğumuz Rahmet ayı Ramazan-ı Şerife bu akşam kavuşacağız. Ve ilk teravihimizi camilerimizde büyük coşku ile aşk ve şevk içinde cemaatle kılacağız inşallah. Nefislerimizin terbiyesi ve tezkiyesi için büyük bir fırsat olan oruçlarımızı hem beden, hem nefis ve hem de ruhla tutmalıyız!

Midemizin orucu, imsak ve iftar vakti arası içecek ve yiyeceklerden uzak durmaktır. Ve daima helal lokma ile imsak ve iftarımızı tamamlamaktır! Gözlerimizin orucu, haramlara bakmamak! Zulme ve haksızlığa seyirci kalmamaktır. Dilimizin orucu, yalan, iftira, dedikodu, şirk ve küfür gibi sözleri terk etmek! Daima doğru konuşmak, hakkı söylemek ve Hakk’a davet etmektir! Kulaklarımızın orucu, şeytan ve yandaşlarının çağrılarına ve çığırtkanlıklarına sağır olmaktır. Daima hayrı ve güzeli işitmektir! Ellerimizin orucu, nefsimizin, neslimizin, dinimizin ve ülkemizin aleyhine olan zulüm ve batıl şeyleri imzalamamak. Dinimize düşman odakları ve piyonlarını oylamamak! Ve sigara, kumar, esrar, eroin ve içki gibi zararlı olan haramlara el uzatmamaktır. Ayaklarımızın orucu, zina, fuhuş, kumar gibi batıl ve haram yollarda yürümemek! Kötü zararlı arkadaşlarla gezmemek! Ramazan-ı Şerif ayı ve tutacağımız oruçlarımız; tam on bir ay çevremizin ve nefsimizin tahrikiyle bilerek veya bilmeyerek işlediğimiz küçük ve büyük günahlardan sıyrılmanın fırsatıdır! Bu rahmet ayında, Ana Hayat Yasamız Kur’an-ı Kerim’in rahmet ve şifa dolu mesajlarını yeniden, okumak, anlamak, sevmek, inanmak, yaşamak ve yaymak için kendimize vakit ayırmalıyız. Mutlaka hatimle teravih kılınan camilerin gönüllüleri olmalıyız. Rahmet, mağfiret ve af ayı Ramazan-ı Şerif ayında oruçlarımızı açtıktan sonra kâğıthanelere koşmamalıyız. Bu gibi yerlere gidip, tavla ve vb. kumarlarla nefsimizi ve şeytanları yeniden sevindirmemeliyiz. Bu ay, belediyelerimiz ve tüm siyasi ticari ve sivil toplum kuruluşları yoksulların, mağdurların sevindirilmesi için tam bir seferberlik ilan etmelidir. Bu gayeyle çalışan samimi vakıf ve derneklere desteklerimizi artırmalıyız! Bilhassa Suriye ve diğer ülkelerdeki mazlum kardeşlerimize imani ve ihvani görevlerimizi zekât ve sadakalarımızla yerine getirmeliyiz. Allah’ın bize emanet olarak verdiği servetlerimizden emrettiği ölçüde ve gösterdiği kurum ve kişilere cömertçe harcamalıyız. Ve bu ay; her sene uyarılarımıza rağmen, belediye ve sivil toplumlar devam ettiği Ramazan’la eğlence programlarına son vermelidirler! Bu ayda Kur’an-ı Kerim’in ve Sünneti Seniyye’nin ruhuna aykırı eğlencelerle Ramazan’la eğlenilmemeli! Yani dalga geçilmemelidir! Bu ay; tefekkürü, tezekkürü ve teşekkürü, sevgiyi, barışı ve kardeşliği artırma ayıdır. İsyanı, ihanetleri, savaşları, düşmanlığı, kin ve nefreti artırma ayı hiç ama hiç değildir. Ramazan ayı programlarımız, dinimize ve örfümüze uygun olmalı. Milletimize, Yüce Dinimiz İslam’ı tanıtıcı programlar yapılmalı. Güzel sesli hocalarımızdan Kur’an-ı Kerim ve ilahiler dinletilmelidir. On bir ay dinimize hakaretamiz programları yayınlayıp, Ramazan ayında din istismarına kalkan nifak ehli medyaya, odaklara ve destekçilerine ebedi bir boykot orucu uygulanmalıdır! Allah (c.c), oruçlarımızı kolayca tutacak ve kabul edecek ortamı, imkânı ve rahmetini ihsan buyursun! Kur’an-ı Kerim’i, çalışmalarımız sayesinde nefsimize, neslimize, ülkemize ve yeryüzüne Ana Hayat Yasası kılsın. Bu gaye uğrunda çalışanların daim yar ve yardımcısı olsun. Rahmet, mağfiret ve af için fırsat ayımız Ramazan-ı Şerifimiz, bu inanç şuur ve İslami ilkeler doğrultusunda hayırlı ve bereketli olsun! Selâm ve duayla!