​Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkanı emekli Tümgeneral Doç. Dr. Güray Alpar, Afganistan’da kontrolü ele geçiren Taliban ve ülkedeki gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Emekli Tümgeneral Doç. Dr. Güray Alpar, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, Afganistan'ın 1979’da Sovyet işgaline uğradıktan sonra sürekli bir savaş halinde olduğunu aktardı.

Afganistan’daki insanların yaklaşık 50 yıldır büyük acılar çektiğine dikkat çeken Alpar, bu nedene çoğu Afgan'ın komşu ülkelere göç etmek zorunda kaldığını ifade etti.

"Yenildiler ve çekilmek zorunda kaldılar"

ABD'nin 20 yıldır Afganistan'da işgalci konumunda bulunduğuna işaret eden Alpar, "Amerika Afganistan’a bir dinle savaşmak adına girdi. Medeniyetler çatışması dedi, İslamiyet ile çatışmaya başladı. Bu büyük bir yanlıştı. Bizim dünyada barışa ihtiyacımız var. İnsanları birbirine düşürecek projeleri uygulama adına işin içine girdiler ve bunun sonucunda da kaybettiler. Trilyonlarca dolar harcadılar ama yenildiler ve çekilmek zorunda kaldılar. Bu çekilme kendi istekleriyle yapılmış bir çekilme değildi. Tabiki başarılı olmak, orayı tamamen ele geçirmek, hakim olmak istediler ama bunu başaramadılar. Büyük bir hezimet yaşadılar." dedi.

"Taliban’ın hızlı ilerleyişi batılıları şaşırttı"

Alpar, "ABD başta olmak üzere batılı ülkeler bunu beklemiyordu. Afganistan’da 300 bin kişilik büyük bir askeri güç, onun yanında aynı büyüklükte Afgan polis gücü oluşturmuşulardı ve bunlara milyarlarca dolarlık silah verdiler. Şöyle düşünüyorlardı, Amerika askerleri çekilecek veya batılı askerler çekildikten sonra bu iki güç (Taliban ve Afgan güçleri) birbirine girecek, senelerce çatışacaklar. Böylece ABD amacına ulaşmış olacaktı. Bunun ardından, 'Biz olmadan burada bir şey sağlanamıyor' diyeceklerdi. Ama işler beklendiği gibi gitmedi. Çünkü oradaki Taliban’ın hızlı ilerleyişi batılıları şaşırttı. Motosikletli Taliban üyelerini halk alkışlarla karşılıyordu. Taliban da motosikletin hızıyla orantılı bir şekilde Afganistan'da ilerliyordu. Eğer Taliban'ın elinde motosikletten daha hızlı giden araçları olsaydı emin olun Afganistan’ı daha kolay ele geçirirlerdi." değerlendirmesinde bulundu.

Taliban'ın kontrolü ele geçirmesinin ardından Batı dünyasında, "Afganistan neden karışmadı, insanlar neden birbirine girmedi?" şeklinde beklentilerin olduğunu söyleyen Alpar, heveslerin kursaklarda kaldığını ifade etti.


"Türkiye, Afganistan’da olmalı"

Türkiye ile Afganistan arasında geçmişten gelen bağlara işaret eden Alpar, "Afganistan’da Türkiyelilere karşı büyük bir sevgi var. İnsanlarla gönül bağı var. Türkiye, Afganistan’da olmalı. Çünkü Türkiye sömürgeci amaçlarla orada değil. 'Oradaki kaynakları alalım, insanları birbirine düşürelim' şeklinde düşünmüyor. Afganistan’da artık istikrarlı bir yönetim oluşturulmalı, herkesi kapsayan adaletçi, eşitlikçi ve liyakati esas alan bir yönetim oluşturulmalı. İnsanlar artık korkmadan evine, bağına, tarlasına ve işine gitmeli, kendi ülkesinde mutlu yaşamalı. Bu Türkiye’nin de isteği. Eğer Afganistan emniyet içerisinde olursa, oradaki insanlar huzurlu olursa, refah içerisinde olursa Türkiye de huzurlu ve refahlı bir düzen içerisinde olur. Suriye’de düzen varsa Türkiye rahat edecektir. Libya’da istikrar varsa Türkiye’de de istikrar vardır. Bu husus Türkiye’nin son dönemlerde icra ettiği barış harekatlarında ana esastır." ifadelerini kullandı.

"Öncelik Afganistan’da bir an önce istikrarın ve barışın sağlanması"

Alpar, "Türkiye, Afganistan’a uluslararası alanda entegrasyon için yardım edebilecek. Orada sosyal ekonomik destek verebilecek. Geçmişte yaptığımız için böyle bir tecrübemiz de var. İnsanların normal hayata geçişisin kolaylaştıracak, düzeni sağlayacak, Afganistan ile ilgili art niyeti olmayan tecrübeli bir ülkenin de orada bulunması şüphesiz çok yararlı olacaktır. Zaman içerisinde tabi ki uluslararası gelişmeler ve uluslararası hukuka uygun olarak diğer konular görüşülecektir ama öncelik Afganistan’da bir an önce istikrarın ve barışın sağlanmasıdır." diye konuştu.

İLKHA