Yazarımız, Iğdır Üniversitesi Mantık Ana Bilim Dalı Başkanı ve Agnostiklerin korkulu rüyası Doç. Dr. Ahmet Kavlak, kaleme aldığı son yazısında mezuniyet töreninde bazı teğmenlerin yaptığı paralel yemini ve şakırdattıkları kılıçların ne anlama geldiğini tarihi perspektiften yorumladı ve uyardı.
Merhum Mehmet Akif; “ibret alınsaydı hiç tekerrürü mü ederdi” dediği tarihin hep tekerrür etmesi gösteriyor ki, tarihten ibret almamak hep tekerrür ediyor. Evet, tekerrür eden ibret almamaktır.
İmam Şafii hazretleri buyuruyor ki, “fitne vakti düşman oklarının yönünü takip edin, o sizi hakka götürecektir”.
Demek ki fitne vakti düşman oklarının yönüne bakmamak da tekerrür ediyor.
Hep derler, “ibret almayan ibretlik olur”. Demek ki ibret almamak da tekerrür ediyor.
Menderes askeriyeye çok sahip çıkan ve onlara toz kondurmayan bir siyasetçiydi.
Hükmetmeyi başaramayan, iyilik yapsa da alaşağı edilecektir.
Menderes'te ibret almadı.
Askeriyeye en çok maaş veren Merhum Erbakan’dı.
Alınmayan ibret orada da kendini gösterdi.
Abdülhamit’in devrilmesinden de ibret alınmadı. Hâlâ da alınmıyor.
Mursi’yi de deviren yaveriydi. İbret alınmadı tarihten.
Gücü o an ele geçiren ne hikmetse o gücün daimi olamayacağını kendine kabul ettiremiyor. Seçilmişim ben, dediğim olacak zannediyor.
Yeni mezun teğmenler kendi çaplarında normal yemini az görüp beğenmiyorlar.
Diyorlar ki biz çok kaliteli insanlarız.
Bize tek yemin yetmez.
Bir yemin daha edelim.
Hatta her sabah yeniden yemin edilse de olur.
Mümkünse akşam mesai bitmeden bir daha.
Kim dillendirdi acaba?
Bir yemin daha edelim diye?
Felsefede ve edebiyatta bir kural vardır; Her söz, bir birikimin son ifadesidir.
Her cümle böyledir.
Bazı meslekler vardır ki, meslekten ayrılınca hiçbir iş yapamaz.
Doktor devletten ayrılsa işsiz kalmaz.
Mühendis ayrılsa kalmaz.
Ama subay işinden olsa işsiz kalır.
Yapacağı bir iş yoktur.
O yüzden bu tip meslek sahiplerinin işlerinde titizliği çok fazla olur.
Rastgele konuşmazlar, konuşamazlar.
Kendilerini güvene almadan, hükümetin bir kararıyla işlerinden olacaklarını bilen yeni mezun asla risk almaz.
Tabi başka yerden telafi imkânı bulmamışsa.
Siz hiç Avrupa’da, Amerika’da teğmenlerin ekstradan yemin ettiklerini duydunuz mu?
Olsa ne olur?
Ruhunuz ürperir olacaklardan.
O devletler risk almazlar.
Risk almak bizim hükümetlerin yan işidir.
Yani ibret almazlar.
Tarih tekerrür eder.
Bir akılsız akıl risk almış belli.
Gazete köşelerinde, hükümete en çok destek veren nur cemaatlerini, hükümetin hassas damarı olan fetö kavramına dâhil etmek için çırpınıyorlar.
Bir taşla iki kuş vurmak için.
Hükümetin de çok gündeminde ya da umurunda değil.
Ya da öyle görünüyor.
Siyasi güç başa geçtikten kısa bir süre sonra, o siyasi güçle aynı fikirde olamayanlar, o siyasi güçten istifade etmek için içini doldururlar.
Zamanla durum tersine döner.
Devrim, kendi evlatlarını yer.
Tahmini süre 25 yıl olarak söylenir hep.
Yani bir nesil.
Ben hükümete söven çok insanın hükümete vasıtasıyla görevlere geldiğine şahit oldum.
Herkes şahit olmuştur.
Bu normal bir durumdur.
Anormal olan bunun böyle olacağını bilmemektir.
Bir yazar müsveddesi ''nur cemaatlerinin niçin tehlike olduğunu hükümet anlamıyor'' diye yazıyor.
Bağırmaktan bağırsakları ağzından çıkacak.
Bağırsaklarındakiler ağzından çıkmış zaten.
Bir taşla iki kuş vurmak değil sadece hedef.
Yeni bir organizasyonu gizlemek.
İsrail durmuyor.
Amerika durmuyor.
Onların fino köpekleri kâse-lisler niçin dursun.
Hükümeti uyutmak için teğmen yeminlerini basite alıp, hedefe nurcuları koyasın ki, asıl hedef fark edilmesin.
Yamyamların bile anlayacağı siyaseti, evlatlarını yiyen devrimcilerle dolan hükümet anlamış mıdır?
Menderes anlamadı.
Ama zeki ve vatanseverdi.
Erbakan anladı.
Ama gücü yetmedi.
Şimdi ne diyelim.
BediüzzamanSaidi Nursi hazretlerini 28 sene zindan ızdırabı yaşatanlar, Müslümana karşı ne zaman insafa gelirler?
İsrailliler Filistinlileri evlerinde misafir ettikleri gün.
Yani kıyametten sonra.
Siyonizmi anlamayan masum Filistinliler, Almanya’dan kovulan Yahudileri evlerinde iki yıldan fazla misafir etmişlerdi.
Bugün üslerine bomba yağdıranları.
Düşmanını tanımamak.
Yani tarih her zaman tekerrür eder.
Ben de abartıyorum galiba.
Ne olmuş teğmenler bu yemin az geldi bir yemin daha edelim demişlerse.
Ne olmuş lağım ağızlı bir münafık Bediüzzaman’ın talebelerini niçin hükümet fetö gibi hapse sokmuyor demişse.
“Milletin kalp hastalığı zaafı diyanettir, bunu takviye ile sıhhat bulabilir. Millet tenvir ve irşad edilmelidir” diyerek, talebelerinin iman hizmeti dışında hiç bir şeyle meşgul olmasına izin vermeyen Bediüzzaman’ı devlet için tehlike gösterip 15 temmuzun müsebbipleri ile aynı çizgideymiş gibi evham vermek, gizlenen bir başka oyunu fark ettirmemek için tasmalıların sıradan bir davranışıdır.
Bu normal bir davranıştır.
Anormal olan, onların bu fiiliyatını basite almak, hatta onlara aldanmaktır.
Öyle yada böyle.
Cennet adam istediği gibi,
Cehennem de adam ister.
Bazen cehennemlikleri dünyada fark etmek için fırsat veriri Allah.
Belki de bu son fırsattır.