Yine bahar geldi. Irmaklar, çaylar gürül gürül akmaya, çiçekler açmaya, leylekler gittikleri yerlerden dönmeye başladı. Artık kuşlar daha neşeli kanat çırpıyor ve daha keyifli ötüyor. Peki, doğa böylesine hareketlenir de insanoğlunun içi kıpır kıpır olmaz mı?

Metropollerin trafiğinden iş yoğunluğunun getirdiği stresten, kurtulmak isteyenler çoktan tatil arayışı içine girdiler bile. Artık gözlerimiz nerede kaliteli ve daha ucuz tatil yaparız arayışı içinde tatil ilanlarını ve haberlerini çoktan taramaya başladı.

Yazıya da böyle bir girişten sonra tatil yapılacak mekânların önerisini sunacağım kanaatine varmanız gayet doğal tabi. Şunu baştan belirteyim Türkiye’de nereye giderseniz gidin, mutlaka bu cennet vatanın her köşesinde alacağınız değişik bir haz mutlaka var. Ama bu değişik tatları yerli ve yabancı turistlere nasıl sunacağız. Yani sunumu nasıl yapacağız? Vitrini nasıl süsleyeceğiz?  Bir örnek verecek olursak; İki hafta önce bir dizi başladı. Henüz ikinci bölümünde Mardin’e akın akın turist geldi. Gelenler dizi de rol kesenleri mi görmeye? Yoksa giydikleri kıyafetleri eşi benzeri olmayan o tarihi dokuyu taş yapıyı eşsiz doğayı mı görmeye geldi? Yorumu size bırakıyorum. Bizler kökleri tarihin derinliklerine uzanan kadim bir milletiz gelenek ve göreneklerimizin hikâyesi 10 Binlerce yıl önceye dayanıyor. 81 il 923 ilçemizin her bir köşesi buram-buram tarih kokuyor.

Peki böyle bir Cennet Yurtta Turizmimizin sloganı ne olmalı?

Geçen hafta Antalya’da Turizm sektörünün önde gelen kuruluşlarından bir tanesindeydim. Turizm sektörüne yıllarını vermiş ve sektörün her alanında bulunmuş duayen bir isim. Şu anda Amelia Beach Spa Resort Hotel Genel Müdürü Haydar Çetin ile mükemmel bir söyleşi yaptım.

Turizmin içinde bulunduğu sorunlar neler? Nasıl Çözüm bulabiliriz? En önemlisi “Turizmin Sloganı Ne Olmalı?” Turizmin duayeni Amelia Beach Spa Resort Hotel Haydar Çetin’den dinleyelim..

Turizm adına yapılan fedakarlıkların ve çabaların beyhude olmaması adına, 2019 yılı başarılarla dolu geleceğimiz olsun. Genel değerlendirme raporları hazırlayan ve bütçe çalışmalarının tutması için dua edenlere. Konseptle hizmet yarışını fuarlara taşıyıp kampanyalarla hizmete katkı sağlayan,  değerli turizm gönüllülerine. UNWTO Birleşmiş  Milletler  Dünya Turizm Örgütü  ya da  kısaca  Dünya Turizm Örgütü sürdürülebilir  ve  evrensel  olarak  erişilebilir  turizmin  tanıtım gönüllülerine. Turizm hizmetinde bayrak yarışına katılanlara. Bayrak yarışında elimizdeki   bayrağı  hedefe götürecek, geleceğin pırıl pırıl değerlerine de selam olsun…

Japonya ve Rusya, 2019 yılını TÜRKİYE  Turizm yılı ilan etti. Türkiye, 2019 Turizm yılını Peygamberler şehri Urfa‘da, Göbeklitepe’yi,  M.Ö 10.000 yılına ait bulgularla dünyaya duyurdu. Peki; asıl mesele tarih ve kültürel değerlerimizin sayılamayacak kadar çok olmasına rağmen, turizm de başarısızlıklar  hala nasıl  söz konusu olabilir…

Anadolu dünya kuruluş merkezi, geçmiş mirasların barınağı, elle tutulur, gözle görünür değerler. Turistin yaşama sevinci, heyecanında gizli. Şimşek hızı uçak mesafesi, sözün bittiği yer’ de insanlığın özü. Din, dil, tarih, kültür, sıcağın ve doğanın ahengi Anadolumuz.

Şimdi gelelim bir de işin gerçek turizm boyutunda neler olduğuna…

Ne durumdayız ve neden gerçek turizmin traşlı halini görmekten imtina ediyoruz? Bunca yazılarımızda sesleniyoruz, turizmin sloganı ne diye? Çözüm önerilerimizin dikkate  alınması için, sürekli söylemeye neden hala  devam  ediyoruz…

Turizmde bölgesel destinasyon sorunu devam etmekte. UNWTO verilerini yerine getirmede başarısız olduk. Alternatif  turizminde ise beklenti hedeflerin altında kaldığı için, kapatılmalar ve  çözülmeler devam etmekte. Kah çocuklu aileler, kah  çocuksuz aileler  konsepti. +18 yaş  +40 yaş  v.s.  gibi arayışları devam etmekte. Her şey dahil sisteminin genel anlamda konsept standartlarını hala belirleyemedik. Turizme özgü tanıtım sloganımızı da henüz belirleyemedik.

Şimdi gelelim turizmin gerçeklerle yüzleşmesine ve son durumumuza.  Neden mi  söylüyorum? gerçek turizm ne durumda diye.! ?  Turizme gönül verenlerin çabaları bizlerin medarı iftarı değerlerimizdir.

Bir açılım yapmak fena olmaz sanırım. Bisküvi denince akla  E…  E.. E.. Çamaşırın ABC si. Doğum günü denince HAPPY BİRTHDAY,  Sevgililer günü denince ÇİÇEK, Havada uçan KUŞ, yerde yürüyen KARINCA, Ankara denince BAĞLARI, İstanbul denince BOĞAZI, Trabzon denince SÜMELASI. Tuttuğumuz Futbol takımlardan tutun da, şehirlerin bile kendilerine özgü Türküleri, Ağıtları ve  Şarkıları var. Peki; Turizm denince ne geldi akla (Deniz, Güneş, Kum, Tarih, Kültür, Doğa, Kaplıca vs vs ) Yedimin ayakları 65 numara, kimsenin ne ayağına ne de bedenine olmuyor. Turizmin nerede şarkısı, hani marşı, karşılamada uğurlamada ne söylüyoruz şimdi turistlere.  Fuarlarda milli marşımızı mı söylüyoruz, yoksa oynama şıkıdım şıkıdım mı diyoruz. Yoksa yabancı veya yerli enstrümanlarımı çalmaya devam ediyoruz. Turizm reklamlarında evrensel sloganımız ne? Bak mesela; otellerde çocuklara özel Rusca, İngilizce, Almanca mini club şarkıları söyletiyoruz. 81 il ve ilçeleri, hatta kasaba, köy ve mahallerin yanında, ince ayrıntıları anlatan görsel efektleri dünya dili şarkı sözleri ile anlatabilseydik. Yeşilçam yapamazsa Hollywood ta film yaptırabilseydik. Şarkı, türkü, aranjman adını sen koy yarışması yapabilseydik.  Deniz suyu medcezirleri, örnek alıp,  keşke yön tayin etmeye çalışmasaydık.

Kendimizi öz eleştiriye açık tutma başarısını gösterebiliyor muyuz?

Hani  yerli malı haftası kutlanırdı okullarda eskiden. Tüm malzemeler Alman, Fransız, Hollanda vs  malıydı, içindeki yediklerimiz  sadece yerli malıydı.  Sınıfta öğretmenlerle beraber yerli malı haftasına alkış tutardık. Yerli malı Türk’ün malı, her Türk yerli malı kullanmalı diye. Sen çok yaşa yerli malı haftası. JJJTurizm derneklerinin devlet destekli, resmi ve gayri resmi kuruluş amaçlarında veya tüzüklerinde, kesinlikle tanıtım sloganımızın devamlılığı esas bir maddesi yoktur.

Turizmde ülkelerin sosyal ve ekonomik  güven  istikrarını sağlamasından sonra beklentilerin kâra geçeceğini bilmemize rağmen, ülke  yararına  kendimizi  istikrarın neresindeyiz? sorgulamasına ve özeleştiriye açık tutma başarısını gösterebiliyor muyuz?  Yoksa  görsel ve yazılı basındaki bilgi karmaşası fikirleri tartışıp, düşüncelerimize yön mü veriyoruz…?

Turizm cennetinin  tüm nimetlerini  ayrı ayrı sınıflandırarak, her biri diğerinden ayrı  kazanç kapılarının, arz ve taleplere göre  alt yapısı sağlam zeminlere oturtulduğuna  inanıyor muyuz…?

Turizmde  taşıma suyu  değirmen fikirlerleri bırakıp, kim nasıl anlatıp ikna kabiliyetiyle açıklamasını yapabilecek,  lojistik  destek insan gücü hizmet  gönüllüsü çalışacak  personellere  yatırım yapılmadan, Turizmde başarılı  olunabileceğini..?

Anadolu’nun bağrından kopup  gelen gençlik, taşralarda büyümüş, turizm de  gözlerini dünya ya  farklı pencerelerden bakmasını öğrenmeye çalışırken, aile değerleri ve yetiştiği bölgelerde toplum değer yargıları ile çelişkiler zincirinde kendisini hizmet sektörüne nasıl adayabilir.?

Kalitenin  dili, dini, ırkı, inancı, dostluğu,  düşmanlığı, örfümüz, adetlerimiz, inancımız  ve kendi değer yargılarımıza bakılmaksızın, turizmde  hizmette sınır yoktur diyerek  nasıl hizmet bekleriz.!

Her işletmeye lazım olacak personeli, kim nasıl  turizmde bir  kazanç kaynağıdır diyerek, sorularına çözüm bulup  yol gösteremeden, mesleğe  asimilize  edebilecek  yılın yarısı aç yarısı tokken.?

Biz turizmde kazanç binası sistemin temeli depremlere dayanır mantığıyla hareket edip, sorunlarla boğulmaya devam mı edeceğiz? Yoksa turizme gönül vermiş tecrübeli çalışanların fikirlerini alıp yarınlara dair geleceğimizi güvence altına almak adına komisyonlar mı kuracağız? Yine devlet destekli çözmenin  yolunu mu  arayacağız ?  Yoksa hangi yatırımcı lades olacağını  bile bile  ladese girer  sorusuna,  işletme turizm olursa kaybetmez mi diyeceğiz. Turizm söz konusuysa  bile  bile  ladese girer cevabı, basit  sorunun kolay  cevabı olmaya devam mı edecek..?

Yıl 12 ay, turizm  sezonu  çoğunlukla  7  ay  ve  her  geçen  gün  kısalan  sezonda  kalifiye  eleman  ihtiyaçları ve kötü geçen  sezonlara, keşke  turizm  kuruluşları  yurtdışı  reklam  paraları adı altında oda başı toplanan üyelik aidatlarını fazlalaştırsa. Sezonu 12 aya çıkarabilecek bölgesel yeni destinasyonlara  imza  atıp örnek turizm  bölgeleri  oluşturabilse..?

Turizmin ileriye dönük sürdürülebilir meslek grubunda kalifiye eleman açığını kapatması adına, turizm okullarından mezun öğrencilerin, meslek edindim diyerek sevinmesi ve devletin de turizme kalifiye eleman yetiştirmeye devam etmesi taktire şayan bir yatırımdır.

Hizmete gönül  vermeye kendini adamış gençliğin  sezonluk  işletmelerde çalışmak zorunda  olması ve mesleği  devam ettirebilmesi, sizce,  geleceğini güvence  altına alabilmesi, devletin de  bu mantıkla turizmde yaptığı yatırımla getirisini görmesi mümkün olabilir mi ?

İşletme  sahipleri  kalifiye olmayan personel için, belki sezon açılışına  aynı işletmeye  gelmeyecek ve yaptığı eğitim giderinin  karşılığını  devletten farkı  alamayacağını bile bile yatırım yapmak ister mi.?

Turizm  bakanlığının  gerçekçi ve uygulanabilir çalışmasında, sektörün sorunlarına operasyon el  yaklaşması ve işletmeci ile  çalışanlara  olumsuz  koşullarda  destek vererek küstürmemesi  gerekir.

Turizm  mesleğinin   uzun vadede kazanç kapısı olarak istikrarı yakalamak adına, birlik ve beraberliğin ortak  noktasında  çözüm  sürecinin  henüz  geç  kaldığı  söylenemez.