İnsani yardım denince ülkemizin ve hatta dünyanın başta gelen kuruluşlarından olan Türkiye Diyanet Vakfı ile birlikte 6 Mart 2021’de Suriye’nin İdlib kentini ziyaret ettim. 10 yılı aşkın süredir devam eden Suriye İç Savaşı bölgeyi yaşanmaz hale getirmiş... Yıkılmış evler, harap olmuş şehirlerden geriye taş yığınları kalmış... Başlarına yağan bombalardan kaçan insanlar ise bir umut Türkiye sınırına dayanmış durumdalar.

Türkiye, 2016 yılına kadar mültecileri ülkeye kabul etti. Fakat bu durum Türkiye için de zorlaşmaya başlarken mülteciler için de zorluk haline gelmeye başladı. Bunun üzerine sınır şehirlerinden olan İdlib’de yeni bir yaşam savaşı başladı. Türkiye’ye giremeyen insanlar İdlib kırsalında çadır kentler inşa etmeye başladılar.

Türkiye’de, AFAD, Kızılay ve Türkiye Diyanet Vakfı olmak üzere kurum ve tüm sivil toplum kuruluşları ile yeniden yaşanır bir şehir inşa etmek için kolları sıvadı. Bende Türkiye Diyanet Vakfı’nın yaptığı çalışmaları yerinde gördüm.

İdlib’deki Çadır Kentleri Gezdim

Savaştan kaçan insanlar İdlib’in kırsal bölgelerine kendilerinin yaptıkları, battaniyeden, bez parçalardan diktikleri çadırlarda yaşam mücadelesi veriyorlar. Elektrik, su, banyo, tuvalet, ısınma büyük bir lüks, bunların hiç biri yok… Bu insanların giyim, ısınma ve gıda ihtiyaçları, Türkiye Diyanet Vakfı’na yapılan bağışlarla sağlanıyor. Bağışçıların emanetleri Türkiye Diyanet Vakfı ekiplerince düzenli olarak bu çadır kentlerde yaşayanlara dağıtılıyor.

Türkiye Diyanet Vakfı’nın İyilik Konutları’nı Gördüm

Türkiye Diyanet Vakfı, çadırları sel suları altında kalmış, yıkılmış aileler için daha yaşanır ve daha insani ve tabii daha kalıcı bir çözüm olan İyilik Konutları projesini başlatmış. Bugün her biri yaklaşık 8500 TL’ye mâl olan binlerce konut inşa etmiş. Bu konutlar 2 oda, 1 hol, 1 tuvalet ve 1 banyodan oluşuyor. Çatısında su deposu ve elektrik temin etmek için de güneş paneli bulunuyor. Tabiri caizse tam bir gecekondu mantığında yapılmış bu evler diğer STK’ların yaptıklarından çok daha kaliteli ve kalıcı bir çözüm de sunmuş, çünkü diğer STK’ların briketten inşa ettikleri dört duvar üzerine branda çekilmiş yerler hiç güvenli görünmüyor.

Türkiye Diyanet Vakfı’nın Yetim Kamplarını Ziyaret Ettim

İkinci defa ziyaret etme imkânı bulduğum İdlib’e önceki gidişimizde Murat Kekilli, Feridun Özdemir, Suna Özdemir ve Said Ercan gibi kişiler eşlik etmişti. Bu defa gidişimizde ise Diriliş Ertuğrul ve Kuruluş Osman dizisi oyuncularından Celal Al, Melikşah Özen ve Murat Karak eşlik etti. Hep birlikte annesi, babası savaşta ölmüş, kimseleri kalmamış miniklerin olduğu kampları ziyaret ettik. Bu kamplardaki çocuklar savaşın göbeğinden, terör örgütlerinin elinden Türk Devleti’nin korumasına alınmış çocuklar. Organ mafyasından, insan kaçakçılığına, teröre,  uyuşturucu kaçakçılığına kadar her şeyin olduğu bir yerden masum ve mazlum binlerce çocuk ülkemizin ve milletimizin şefkatli kollarına alınmış… Yetim çocuklar bu kamplarda eğitim ve öğretime devam ediyor. Güvenlikleri sağlanıyor, pedagojik olarak destekleniyor ve savaşın onlarda yarattığı izlerin silinmesi için maksimum çaba sarf ediliyor. Tüm bunlar Türkiye Diyanet Vakfı’nın bağışçılarının emanet ettiği bağışlarla yapılıyor. Fitre, zekât, kurban ve diğer nakdi yardımlar bu mazlumlara sıcak bir yuva, bir lokma yemek olarak geri dönüyor.

Söz konusu insani yardım olduğu zaman insanımızın içinde bir şüphe var; “acaba yerine ulaşıyor mu?” diye. İşte bu şüphe Türkiye Diyanet Vakfı için hiç olmaması gereken bir şüphe; gittiğimde en fazla da bunu gördüm. Dünyanın 149 ülkesine ve Türkiye’nin her köşesine insani yardım götüren Türkiye Diyanet Vakfı’na sonsuz güvenebileceğimizi orada gözlerimle gördüm. Sizlerde SURİYE yazıp 5601’e bir kısa mesaj atarak ve bagis.tdv.org adresinden bağış yapabilir ve o mazlumlara el uzatabilirsiniz. İdlib anıları, benim için unutulmaz bir hayat tecrübesi de oldu, en çok da anlatıldığı gibi olmadığını, gidip görmek gerektiğini anladım.