Bismillahirrahmanirrahim Geçen haftaki yazımızda başarının şartlarını : 1- OKUMAK! 2- İNANMAK! 3-MUHABBET! (sevgi) 4- UHUVVET! (kardeşlik)le başladığını belirtmiştik. Bugünkü yazımızda ise ferd, toplum ve iktidarların şeytan ve yandaşlarının tuzaklarına karşı başarılı olmasının diğer yollarını anlatmaya devam ediyoruz... 5- MERHAMET: Yeryüzünün her yerinde din, dil, ırk ayırmadan ezilenlere, gariplere, yoksullara ve işgal altında bulanan mazlumlara merhamet; kişide, toplumda ve teşkilatta çok çalışma hırsını artırır. Cihad ruhunu canlandırır. “Cennete merhametlilerden başkası giremez” Hadis-i Şerifi gereği kendi nefsine, ailesine, nesline ve tüm yaratılanlara merhameti olan fert ve toplumların aşamayacağı engel, katlanamayacağı çile yoktur. “Emperyalistler ve onların yerli uşakları bize ne yapabilirler ki; hapsedilmemiz halvet, sürülmemiz hicret, öldürülmemiz ise şehadettir” inancıyla insanlığın şeytan ve yandaşlarının tuzaklarından kurtuluşu için mücadele eden dava erleri gibi her birimiz birer merhamet fedaileri olmalıyız ki başarılı olalım. 6- EHLİYET: Liyakat ve adalet beraberce huzurlu ve başarılı olmanın en mühim şartlarındandır. Ehliyet ve liyakat olmadan adalet tecelli etmez. Gerçeği çekinmeden eğilip bükülmeden söyleyebilecek, malları ve makamları esir almış ve hizmet vasıtası gören sahasında uzman organizeli ehil kadrolarla başarıya ulaşılır. Kapı kulu değil, yalnız Allah’ın kulu olduğuna inanan liyakatli kadrolara sahip olunmadan başarıyı devam ettirmenin ve hedefe varmanın imkanı yoktur. “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, herhangi bir hususta (lider kadroyla) aranızda çekişme-tartışma olursa derhal konuyu Allah ve Resulune havale ediniz. Bu daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir. (En-Nisa S.59) ilahi mesajında belirtildiği gibi lider ve kadrosuyla birlikte hizmetçisinin de yargılanabileceği bir adalet, başarının anahtarıdır. Uyarıldığında ve kendisine sorulduğunda dava kardeşlerini dışlamayan, susturmayan tarikat, cemaat ve siyasi organizasyonlar başarıyı elde ederler. Kısaca “Allah size, emanetleri (kamu görevlerini, devlet işlerini, sorumluluk gerektiren meseleleri) mutlaka Ehil (kabiliyetli, liyâkatli, bilgili, dürüst ve güvenilir) kimselere vermenizi, insanlar arasında hakem-hâkim, idareci olduğunuz zaman, adâletle icraat yapmanızı, hüküm vermenizi emrediyor. Allah size ne güzel öğütler veriyor, sorumluluklarınız konusunda sizi uyarıyor. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir, görür; doğru olanı duyurur, doğruları gösterir.(En-Nisa S.58)

7- SADAKAT: Dürüstlük ve Doğruluk Lider kadrolarına ve yöneticilere sadakat; onların mal, makam, can, namus ve inanç emanetlerine sadakat şartına bağlıdır. “Ey iman edenler! Allah’a ve Peygambere hainlik etmeyin; (sonra) bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz. (Enfal S.27) ilahi ihtarına uyan kişi, toplum ve iktidarlar gerçek sadıklardır. Ve ancak mal ve makam emanetlerine ihanet etmeyen bu Muhsin, Muhlis ve Muhbitiin (mütevazı ne oldum delisi olmayan) ve muttaki (Allah’ın kulu olduğu şuurunda) manasındaki sadık kadrolar Allah (c.c)’ın yardımına mazhar olurlar. 8- İSTİŞARE: (DANIŞMAK) Ana hayat yasamız Kur’an-ı Kerim’in surelerinden birinin adının Şûra olması istişarenin ne kadar önemli bir şart olduğunu göstermektedir. Önemli işlerimizde karar vermeden önce konunun uzmanlarına danışanlar aldanmaz ve aldatılmazlar. Bilmediğini bilen, danışarak başarır. Bilmediğini bilmeyenler danışmazlar. Ve kendilerini tek bilen zannederek kararlarının çoğunda yanılırlar. İstişareyi, konusunda uzman kişilerle yapmak başarının en önemli ilacıdır. Emireri seviyesindeki kişilerle istişare kolaydır ama neticeye gitmek zordur. “Ümmetimin çoğunluğu yanlışta birleşmez” Hadis-i Şerifi gereği saf ve hasbi tabanın görüşlerine uyanlar tavanlarının çökmesini önlerler. Unutmayalım ki, geçmişte sıkıntı anlarında iktidar gemisini terk edenler tabandan gelenler değil tavan baskısıyla gelen paraşüt ekibi ganimetkolik kişiler olmuştur. 9- TEDBİR: Eylemli dua ve Şükür! Mal ve canlarımızla cihad etmek. Yani gücümüzün son noktasına kadar mal ve bedenle çok çalışmak. Hakk ve özgürlüklerin hakimiyeti için maddi sebeplere tevessül etmek başarının şartlarındandır. Hendek harbinde olduğu gibi hendek kazmadan yalnız dua ile yatarak rüzgar gelmez ve neticeye gidilemez. Yatarak, şükür ve dua kabul olmaz. “Hep beraber gücünüzün yettiği kadar kuvvet hazırlayınız” ayetindeki emre uyarak günümüz kuvveti olan eğitim, medya, iktisadi, siyasi ve savunma sahalarında güçlenmek zaferin ve yeryüzü iktidarını zalimlerden devralmanın en mühim şartlarındandır. 10- TEVEKKÜL: (Kalbi ve kavli dua ve şükür) Zaferin ve başarının yalnız Allah’tan geldiğine inanmak. Başarıyı kendinde, liderde, şeyhte ve şahıslarda görmemek. “Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda imanları artan ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.” (Enfal S.29) Ayeti Kerimesinde belirtilen manevi tedbir olan dua, yalvarış ve yakarışla Allah (c.c)’ı işlerimizde vekil kılmak. “Gerçekten, Allah size birçok yerde ve birçok olayda olduğu gibi Huneyn savaşı günü de yardım etti. Hani o gün sayıca çok oluşunuz hoşunuza gitmiş, böbürlenmenize yol açmıştı da bu kalabalık size hiçbir yarar sağlamamıştı; yeryüzü, onca genişliğine rağmen size dar gelmişti de sonra arkanızı dönüp gitmiştiniz. (Tevbe S.25) Ayeti Kerimesinde ifade edildiği gibi Allah’u Teala, Huneyn savaşında çokluklarına ve güçlerine güvenip Allah’ın yardımını unutan ve başarıyı kendilerinden zanneden Peygamber (s.a) Efendimizin arkadaşlarına yeryüzünü dar getirtecek bir yenilgi tattırmış, sonra ashab-ı kiram başarının yalnız Allah’ın yardımıyla olduğunu anlayınca tevbe edip pişman olduklarında zafere eriştirmişti. Ashab-ı Kiram’a torpil yapmayan Allah Celle Celaluhu, günümüz Müslümanları olan bizlere mi torpil yapacak? Aklımızı başımıza alalım. Mal, makam ve iktidar sarhoşluğu ve azgınlığından bir an evvel bu İSLAMİ şart ve ilaçlara uyarak kurtulalım inşallah.... “Ve ma tevfikii illa billah” Başarımız ancak Allah’ın yardımıyladır!