Bismillahirrahmanirrahiim Yaratıcımız, yaşatıcımız ve yöneticimiz Allah’ın yardımı olmadan ne siyasi, ne iktisadi ne de sosyal alanlarda başarılı ve huzurlu olma şansımız yoktur. Sünnetullahta başarının yolları ve başarısızlığın sebepleri de bellidir. Bunlar da; “Ey inananlar, eğer siz Allah(ın dini islama) yardım ederseniz (Allâh da) size yardım eder; ayaklarınızı (hakkı koruma yolunda) sağlam tutar.(Muhammed S.7)” ilahi mesajında belirtilen bir kısmını haftaya da devam edeceğimiz aşağıdaki şartlara bağlıdır: 1- Anlayarak okumak: Yolunda olduğun davayı, kadrolarını yakinen bilmek ve tanımak için okumak başarının ilk şartıdır. Ve yüce dinimiz İslam’ın ilk emridir. “Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, hepsi ondan sorumludur.(İsra S.36)” ayeti kerimesi gereği günümüzde teşkilatlarda, tarikatlarda ve siyasi organizasyonlarda aklını kimseye ipotek ettirmeyen, düşünen ve düşündüğünü çekinmeden ifade edebilen kardeşlerimize o kadar ihtiyaç var ki! Şeyhlerin yanlışında keramet, liderlerin yanlışında hikmet aramağa devam ettikçe onlara yanlış yaptırtmağa devam ederiz. Ve haksızlıklarına ortak olmuş oluruz. 2- Başaracağına İnanmak: Başarının ikinci ve en mühim şartıdır. Yalnız İslami prensipler ışığında başaracağına inananlar, asırlar önce gemileri bile dağlardan yürütmeyi başardılar. Biz bu asırdaki torunları ise gemilerini kendileri yapıp denizde yüzdürebileceklerine inanamadılar. Ümitsiz insanlar hayatta başarı olamazlar. “Gevşemeyin, üzülmeyin eğer hakikaten inanıyorsanız muhakkak ve mutlak üstün olan sizsiniz”, “İnanıyorsanız onlardan değil benden korkun” ayeti kerimelerindeki ilahi ihtarlara uymayarak din ve millet düşmanlarının gücünden korkanlar, kendi iman güçlerini göremezler. Korkuyla arkadaş olanlar ve ölümden korkanlar ne korkuyu ne de ölüm paniğini önleyemezler. Şüphesiz bir şekilde inanmayan, inandığını yaşamayan bilhassa Allah’a saygının merkez üssü namazdan uzak toplumlar asla ve asla başarılı olamazlar. 3- Muhabbet: Çıkara dayanmayan aşk ve sevgi başarının olmazsa olmaz şartlarındandır. Önce Yaratıcımız, yaşatıcımız ve yöneticimiz Allah (c.c) her şeyden ve herkesten çok sevilecek. Sonra Allah’ın Resulü Hz. Muhammed(s.a) Efendimiz sevilecek. Ve sonra hak ve özgürlükleri Hakk adına hâkim kılma davası uğruna yapılacak cihadi çalışmalar sevilecek. Sonra ırk, mezhep, tarikat ve parti ayrımı yapmadan tüm mü’minler sevilecek. Mal, makam ve mevkileri Allah’dan (c.c) çok sevmemizin bedelini başta ülkemiz olmak üzere Irak, Filistin ve diğer halkı Müslüman ülkelerde ağır bir şekilde ödemeye devam ediyoruz. Günümüzde; iktidar nimetlerinin bazı siyasi ve bürokrasi kadrolarını nasıl şımartıp azdırdığını ibretle, hayretle ve dehşetle izliyoruz. Ve bu sebepten belaların artarak devam edeceğinden korkuyoruz. Sevgi ayarını yapamayan fert ve toplumlar, “Eğer babalarınız, kız ve erkek evlatlarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız, kazandığınız mallar, zarara uğramasından korktuğunuz ticaret(iniz), hoşlandığınız konutlar, size Allah’tan, Elçisi(Hz. Muhammed)den ve Allah’ın yolunda (Hakkın Hakimiyeti için) cihâd etmekten daha sevgili ise, o halde Allâh emrini(azabını) gönderinceye kadar gözetleyin (başınıza gelecekleri göreceksiniz)! Allah, (sevgi ayarında) yoldan çıkmış topluluğu (doğru) yola iletmez.(Tövbe S.24)” ilahi ikazının muhatabı olurlar. Sevgili Peygamberimiz (sav) Efendimiz de “Allah aşırı kıskançtır” buyurmuştur. Yani Allah; yarattığı, beslediği, yaşattığı ve sayısız nimet verdiği biz aciz kullarının malı, makamı ve başkalarını kendisi kadar veya kendisinden çok sevip saymasını ve itaat etmesini kıskanır. O kişi ve toplumun belini kırar. İktidar gücünü ellerinden alır. Ve

“(verilen nimetlere) şükrederseniz elbette size olan nimetimi artırırım ve eğer nankörlük ederseniz(Makam ve malların hakkını vermeseniz) haberiniz olsun ki azabım çok şiddetlidir(İbrahim S.37) ayeti kerimesinin haberi gereği o fert, toplum, iktidarların zalimler eliyle, çeşitli musibet ve bela yollarıyla cezasını verir. 4- Uhuvvet(Çıkara dayanmayan iman kardeşliği): Herhangi bir ırk, renk, mezhep, meşrep ve tarikata bağlı olmaksızın sadece iman temeline dayalı mümin kardeşliği de başarının en mühim şartıdır. Kardeşlik ruhu da Allah için birbirini sevince meydana geliyor. Birbirini sevmek, hased etmemek, ne oldum delisi olmamak, geçmişi unutmamak gibi erdemlere sahip olan fert ve toplumlar başarılı olurlar. Makamlara esir olanlar, mal, makam için kardeşlerine siyasi entrika kuyuları kazanlar sonunda mutlaka kazdıkları hırs ve haset kuyularına kendileri düşerler. Etrafımızdaki ganimet kargalarının ve dalkavukların alkış perdeleri yüzünden gerçek kardeş ve dostlarını göremeyenler zamanla hem dostlarını, hem güvenlerini ve hem de başarılarını kaybederler. Haftaya diğer çok mühim olan başarının şartlarını yazmağa devam edeceğiz inşallah. Allah (c.c) yar ve yardımcımız olsun. “Ve ma tevfikıı illabillah” Not: NADİDE TURİZM’in 2012 yılı içerisinde organize edeceği ve nasip olursa bizim de katılacağımız UMRE ziyaretleri için ön kayıtlarda acele ediniz! Kayıt ve bilgi için 0212 616 92 26 –(www.nadidehac.com)