Tüm dengeleri alt üst olmuş bir sürecin içinde, tek kutuplu bir dünyaya giderken, Türkiye'nin buna çoktan hazır olduğunu söyleyerek başlayayım yazıma. 

Bu sıralar, Dünya ülkelerinin devlet başkanları toplanıyor. IMF'nin yeni bir para birimi önereceği konuşuluyor. Yani, yeni dünya düzeninin yeni bir para birimi olmalı, bu para birimi de yeni bir revizer döviz olmalı diyen ve bu sisteme geçilmesi için, küresel baronların görünürdeki şirketi olan IMF, kendi istedikleri tek para sistemini dayatmaya başladı.

Onların hesabı bu. Ama, tabi Büyük Türkiye'nin de bir hesabı ve çalışmaları var. Yakın zamanda hepsini, kamuoyu zaten öğrenecek. Hem büyük devletimize güvenelim, hem de Sayın Cumhurbaşkanımıza ve bu uğurda gece - gündüz emek veren isimsiz kahramanlarımıza da.. 

...

Birleşik Krallık (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı) merkezli bir bankacılık ve finansal hizmetler şirketi olan Standard Chartered PLC adlı uluslararsı çalışan bir banka var. Bu bankanın bağlı olduğu şirket, 1969 yılında kurulmuş, 70'ten fazla ülkede 1200'den fazla şubesi ve satış noktası bulunmakta. Şirketin merkezi Londra'da.

Bu şirketin, pandemi öncesi, yani 2 yıl kadar önce yaptığı bir projeksiyonda; Türkiye'nin, 2030 yılında, 9,1 trilyon dolarlık gayri safi yurt içi hasılası ile, Dünya'nın 5. büyük ekonomisi olacağı öngörülüyor.

Ekonomik olarak, ülkemizin geleceği parlak. Daha, toryum, bor, doğalgaz, petrol ve hidrojen kaynaklarımızdan ya da savunma sanayimizden bahsetmedik bile!..

Bununa birlikte,  Yeni Dünya Düzeni arenasında, siyasi nüfuz ve uluslararası aktör olarak, Dünya'nın iki süper gücünden biri olacağı, apaçık ortada!

Ama, bu hedefe ulaşılabilmesi için, Türkiye'yi, önümüzdeki süreçte, mutlaka Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Bey'in yönetmesi gerekiyor. 

Ayrıca, daha önceki yazılarımda da belirttiğim bir husus var; Türkiye'nin, karanlık ve soğuk bir tünele giren, kaos ve parçalanmışlık girdabına sürklenen Avrupa-Atlantik ekseninden ayrılıp, Asya bloğu ile birlikte hareket etmesinin, yeni dünya düzeni dizayn edilirken, oyun kurucu olarak öne çıkmasında büyük önem taşıdığının, bir kez daha altını çiziyorum. 

Bu süreçte, yerini, nüfuzunu ve gücünü sağlamlaştırmanın da iki temel yolu var:

1- Rusya, Çin ve İran ile ilişkileri, daha somut bir temele oturtmak,

2- Türk Devletler Teşkilatını, siyasi olarak güçlendirmek, üye ülke sayısını arttırmak ve mali altyapısını oluşturmak. 

Bu adımları da, Büyük Türkiye Devleti'nin, stratejik bir akıl ve kadim medeniyet değerlerimiz temelinde bir bir attığına, tarih de, biz de şâhidlik ediyoruz. 

Adım kadar eminim;

Yakın gelecekte, Büyük Türkiye Güneşi, tüm renklere hayat veren ışıltısı ve gönülleri şenlendiren tatlı ısısıyla, insanlığı aydınlatacak!..