Ulus devletlerin sınırlarını kaldırarak 'Tek Dünya Devleti'ni kurmak ve kurdukları bu yeni hegemonyalarında, insanları köleleştirip kendilerine tam bağlamak yani insanları tam olarak kontrol edebilmek için, sahte 'Tek bir Din' oluşturuyor ve hedefledikleri tek dünya devletinin modern 'Firavun' ları olarak hüküm sürmek istiyorlar! 

Bunlar, tüm bu şeytani planları, para için filan hayata geçirmiyorlar, hâşâ, 'tanrı' olmak istiyorlar! 

Gizli okült sistemlerini oluşturup inandıkları ve şeytani sembolik anlamlar taşıyan ritüeller uyguladıkları, içinde; Hz. Süleyman Aleyhisselam'ın, Allah'ın izni ile Adem aleyhisselam'dan kendisine kalan yüzüğüyle hükmettiği ve hizmet ettirdiği 'demon' (iblis, kötü cin) ların sembollerinin bılunduğu, Komagene İmparatorluğu'ndan, Frigyalılardan, Romalılardan, Perslerden, Hinduizm'den, Zerdüştizm'den alıntılarla türettikleri ezoterik örgütleri vasıtasıyla, 'Mitra' diye adlandırdıkları ve tanrısallaştırdıkları, şeytani varlığa özeniyorlar.. 

Yeni Dünya Düzeni maskeli, Yeni Deccal Düzeni kurmak için, akılalmaz şeytani stratejilerle, hedeflerine ulaşmak için gayret gösteriyorlar 

Hâşâ, Yerlerin ve Göklerin asıl sahibi olan ALLAH Azze ve Celle'ye, akıllarınca meydan okuyorlar! 

Yaklaşık 20 - 25 yıl kadar öncesine gidelim ve neredeyse tüm televizyonlarda, gazetelerde çeşitli etkinliklerde ve sivil toplum faaliyetlerinde adını sıkça duyduğumuz;

"Dinler arası diyalog ve hoşgörü" cümlesini hatırlayalım! 

Bunu neredeyse duymayan kalmamıştır sanırım. 

"Dinler arası diyalog ve hoşgörü" aldatmacası, 

Bugün 'Yeni Dünya Düzeni'ni kurmak isteyen küresel elitlerin, yani kendini 'üst akıl' olarak tanımlayan ve kötülüğe, karanlığa hizmet eden şeytani şer cephesinin,

Kendi hegamonyalarını güçlendirerek tam bir otorite ile hüküm sürmek istedikleri 'Tek Dünya Devleti' hedefleri doğrultusunda, sayısı azaltılmış ve köleleştirilmiş, yani 'hack'lenmiş yeni nesil insanlara sunacakları,

'Tek Din' projesinin ilk ayağı idi..

Bunu, 1990 lı ve 2000 li yıllarda Türkiye'de kimin üstlendiğini hatırlarsınız.. 

Bunların, dini bir yapı olarak göründükleri halde, aslında kime hizmet ettiklerini, o günlerde anlayabilen ve söyleyebilen ne kadar az insan vardı.. Aslına bakarsanız, bugün de öyle..

Yeni Dünya Düzeni adı altında hegamonyalarını yeryüzüne kurmaya çalışan bugünkü moder firavunların, Tek (Sahte) Din olarak sundukları öğretide, biraz İncil'den, biraz Kur'an'dan, biraz Budizm'den, biraz Mevlana'dan alıntılar var.. Ortaya karışık bir din!.. Mevlevilikten ve Budizmden çok fazla alıntı yapmışlar mesela.. 'Hoşgörü' pompalıyorlar ya, sözüm ona!.. 

Ama, aslında, tarihte 'haşhaşi' ler olarak bilinen illegal yapının lideri olan Hasan Sabbah'ın kurduğu sapık dini örgüt türünden, yeni sahte bir din oluşturuyorlar!

Bunların 'Dinler arası diyalog' maskesi ile, 'Küresel Efendi' lerine var gücüyle hizmet eden şu anki Dünya temsilcileri, hepinizin bildiği, tahrif edilerek din diye uydurulmuş günümüzdeki sahte inanç mezheplerinden birinin Avrupa'daki lideri. 

Dünya'yı, din adı altında, yüzyıllardır akılalmaz her türlü vahşet, entrika ve zulümlerle sömürenlerin, bugün Dünya'ya 'Dinler arası diyalog' adı altında 'hoşgörü' pazarlamasına aldanan var mıdır acaba hala, bilemiyorum?!.. 

Lakin net olarak bildiğim bir şey var;

Yerlerin ve göklerin asıl sahibi olan, hangimizin daha güzel işler yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratan ve bir gün mutlaka kendisine döneceğimiz ALLAH AZZE VE CELLE'nin kesin va'di var:

“HAK GELDİ, BÂTIL, ZAİL OLDU. BÂTIL, YOK OLMAYA MAHKUMDUR! “

LÂ GÂLİBE İLLALLAH!