17-25 Aralık sonrası suçüstü yapılacak birçok Fetöcü elden kaçtı ya da kendini kamufle etti. Beyin takımından arta kalanlar için de, “esas operasyon” 15 Temmuz tarihinden sonra yapıldı. Bu tarihten sonra yakalanan birçok gerzek Fetöcü ise badileri olan “aidat fetöcüsü” gariban takımını gammazlayarak en az hasarla kurtuldu.

Bylock kullanmayan ve hiçbir şekilde kayda girmeyen Fetö’nün kritik ve yedeklenmiş yedek beyin takımı ise (bilinmelerine rağmen) kendini korudu. Korundu. Korunaklı ve Kripto fetöcüleri ortaya çıkarmak için ise detaylı iş ortamı incelemesi yapılmadan ve idari işlem ve eylemleri soruşturulmadan salt meşhurluğu tescil edilmiş ve kriterlere uygun olan elde kalmışlar üzerinden yargısal bir süreç işletildi.

Şu ana kadar Fetö’den adli ceza yargısına konu edilen kişi sayısı toplamda “yüzde 50-1” in oldukça altında.

1- Vatandaşlarımızın HSK’ya yaptığı Fetö şikâyetlerinden yüzde kaçı hakkında işlem başlatılmıştır?

2- Devlet kurumlarından ve Üniversitelerden yapılan Fetö ihraçlarında belli bir listenin ve kriterin dışındaki kişiler içinde Kurum yöneticileri tarafından genişletilmiş ek bir soruşturma yapılmış mıdır? Yoksa bu bizim işimiz değil “DEVLET”in işi midir demişlerdir?

3- Kripto Fetö konusunda YARGITAY bir içtihat kararı ve kriter seti geliştirmiş midir?

4- Fetö ile mücadelede gözü kara üst düzey bürokrat ve yargı mensubu insan kaynağında niteliksel ne niceliksel açıdan bir atama sorunu mu yaşanmaktadır?

5- Soruları daha da artırabiliriz….

Temizlik önce sabunu başa götürmekle yapılır.

Fetö zehir ağacının köküne kibrit suyu dökülecek yerde alttan yapılan dal budamaları gövdeyi daha da kalınlaştırmıştır.

Ve bu ağacın üzerimize devrilmemesi için; önümüzdeki Genel seçimlere kadar İktidarın ve muhalefetin yüzde 50+1 üzerine çıkabilmesi için;  yarım ve yarım yamalak mücadeleyi en az yüzde 50’nin üzerine çıkaracak artık somut eylemlerde bulunması gibi topluma bir borcu vardır. Biz buna “toplumsal kriter” ve Milat diyoruz.

Kızım sana kızdım… Gelinim sen anla.