'5G'nin güvenli olduğuna inanmak için herhangi bir neden yok'

Tüm dünyada halen tartışma konusu olan 5G teknolojisinin halk sağlığını tehdit ettiği vurgulanmaya devam ediyor. Son olarak California Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu öğretim üyesi Joel Moskowitz, 5G hakkında kaleme aldığı yazısında dikkat çeken ifadeler kullandı.

İşte scientificamerican.com'da yayınlanan Moskowitz'in kaleme aldığı yazıdaki detaylar:

İyonlaşmayan elektromanyetik alanların (EMF) biyolojik ve sağlık üzerindeki etkileri üzerine hakemli araştırmalar yayınlayan 240'dan fazla bilim insanı, bu geniş araştırmaya atıfta bulunarak, daha güçlü maruz kalma limitleri talep eden Uluslararası EMF Bilim Adamı Çağrısı'nı imzaladı.

Temyiz aşağıdaki iddiaları ortaya koydu:

“Çok sayıda yeni bilimsel yayın, EMF'nin canlı organizmaları çoğu uluslararası ve ulusal yönergenin çok altındaki seviyelerde etkilediğini göstermiştir. Etkiler arasında artan kanser riski, hücresel stres, zararlı serbest radikallerde artış, genetik hasarlar, üreme sistemindeki yapısal ve fonksiyonel değişiklikler, öğrenme ve hafıza eksiklikleri, nörolojik bozukluklar ve insanlarda genel refah üzerindeki olumsuz etkiler bulunur. Hem bitki hem de hayvan yaşamına yönelik zararlı etkilere dair artan kanıtlar olduğu için, hasar insan ırkının çok ötesine geçiyor. "

Dünya Sağlık Örgütü'nün Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) , 2011 yılında RFR'yi "muhtemelen insanlar için kanserojen" olarak sınıflandırdı. Geçen yıl, ABD Ulusal Toksikoloji Programı (NTP) tarafından yürütülen 30 milyon dolarlık bir çalışma, iki yıla dair "açık kanıt" buldu cep telefonu RFR'ye maruz kalma , erkek sıçanlarda kanseri artırdı ve her iki cinsiyetten sıçanlarda ve farelerde DNA hasarına neden oldu. İtalya'daki Ramazzini Enstitüsü, NTP'nin temel bulgusunu farklı bir taşıyıcı frekansı ve farelerin yaşamı boyunca cep telefonu radyasyonuna çok daha zayıf maruz kalma kullanarak çoğalttı.

İnsan ve hayvan çalışmaları ve mekanik veriler de dahil olmak üzere 2011'den beri yayınlanan araştırmaya dayanarak, IARC yakın zamanda RFR'nin önümüzdeki beş yıl içinde tekrar gözden geçirilmesine öncelik verdi. Pek çok EMF bilim adamı, artık RFR'yi olası veya bilinen bir insan kanserojeni olarak değerlendirmek için yeterli kanıta sahip olduğumuza inandığından, IARC muhtemelen yakın gelecekte RFR'nin kanserojen potansiyelini yükseltecektir.

Bununla birlikte, resmi bir risk değerlendirmesi yapmadan veya RFR sağlık etkileri üzerine araştırmanın sistematik bir incelemesini yapmadan, FDA yakın zamanda FCC'ye gönderdiği bir mektupta FCC'nin 1996 maruz kalma limitlerini yeniden onayladı ve ajansın "mevcut standartlarda hiçbir değişiklik olmadığı sonucuna vardığını belirtti. şu anda garanti edilmektedir ”ve" NTP'nin deneysel bulguları insan cep telefonu kullanımına uygulanmamalıdır. "Mektupta, "bugüne kadar mevcut bilimsel kanıtların, mevcut sınırlarda veya bu sınırların altındaki maruziyetler nedeniyle insanlarda olumsuz sağlık etkilerini desteklemediği" belirtildi.

En son hücresel teknoloji olan 5G, 2G'den 4G'ye kadar eski hücresel teknolojiler için kullanılan mikrodalgalara ek olarak ilk kez milimetre dalgaları kullanacak. Sınırlı erişim göz önüne alındığında, 5G her 100 ila 200 metrede bir hücre antenine ihtiyaç duyacak ve birçok insanı milimetre dalga radyasyonuna maruz bırakacaktır. 5G ayrıca, pozları ölçmek için benzersiz zorluklar oluşturan yeni teknolojiler kullanır.

Milimetre dalgalar, çoğunlukla insan derisinin birkaç milimetresinde ve korneanın yüzey katmanlarında emilir. Kısa süreli maruz kalma, periferik sinir sistemi, bağışıklık sistemi ve kardiyovasküler sistem üzerinde olumsuz fizyolojik etkilere neden olabilir. Araştırma, uzun süreli maruz kalmanın cilt (ör. Melanom), gözler (ör. Oküler melanom) ve testisler (ör. Kısırlık) için sağlık riskleri oluşturabileceğini göstermektedir.

5G yeni bir teknoloji olduğu için, sağlık etkileri üzerine araştırma yapılmamaktadır, bu yüzden bir ABD senatöründen alıntı yapmak için "kör uçuyoruz". Bununla birlikte, 2G ve 3G'nin zararlı etkileri hakkında önemli kanıtlarımız var. 10 yıllık bir teknoloji olan 4G'ye maruz kalmanın etkileri hakkında çok az şey biliniyor, çünkü hükümetler bu araştırmayı finanse etmekte ihmal ettiler. Bu arada, tümör kayıtlarında, en azından kısmen cep telefonu radyasyonunun çoğalmasına atfedilebilecek belirli baş ve boyun tümör türlerinde artışlar görüyoruz. Bu artışlar, ağır cep telefonu kullanıcılarında tümör riskine ilişkin vaka kontrol çalışmalarından elde edilen sonuçlarla tutarlıdır.

5G, 4G'nin yerini almayacaktır; yakın gelecekte ve muhtemelen uzun vadede 4G'ye eşlik edecek. Eşzamanlı maruziyetten birden fazla RFR türüne maruz kalmanın sinerjik etkileri varsa, RFR'den kaynaklanan genel zarar riskimiz önemli ölçüde artabilir. RFR'nin muhtemelen oksidatif strese bağlı olarak nörolojik bozukluklara ve üremeyle ilgili zarara neden olduğuna dair önemli kanıtlar olduğundan kanser tek risk değildir.

Bir toplum olarak, ABD'de yaşadığımız, çalıştığımız ve oyun oynadığımız yere yakın 800.000 veya daha fazla yeni hücre anteninin kurulmasını gerektiren bir hücresel teknoloji olan 5G'yi dağıtmak için yüz milyarlarca dolar yatırım yapmalı mıyız?