Küçük hesaplar peşinde koşanlarla büyük davalar güdülmez! Yüksek zeka, yüksek ruh anlamına gelmez. Kıvraklık ve manevra üstünlüğü, niyete göre anlam kazanır; zira suretler kifayet etmez, vesselam!
Umdeler, iskelet gibidir. Yığınlaşmamak için elzemdir. Aksi takdirde, kemiyete esir düşer keyfiyet... Tam bu noktada maddenin hükümranlığı, fikri zemini hunharca sürüp ot bitmez hale sürükler. Kıraçlaşan mana yaylası kimsesiz kalıverir; kimsesiz ve dahi sessiz! İştiyak buharlaşırken, çözülen ilmekler tamir kabul etmez. Bağlanan basiretin ağırlığı, donuklaşan manzaraya takılıp kalmayı makbul hale sokar. Örümcek bağlamış kapıları açmaya cesaret edememek ise, körkütük kibre mi işaret eder? Kıssalar da imdada yetişmez olunca, kervan yürür mü yolunca? Sanmam...
Hem bülbül de gamzededir, gül solunca! Taviz tavizi getirir. Tavizkâr olmamaya azmetmeyince, vaziyet kılıçtan keskin ve kıldan ince... Kelebeğin kanat çırpışı bile dert, uçurumun kenarında bekleyince! Afallamaya görsün mevsimler... İfratla tefritin oyuncağı oluverir her şey! Ya yanarsın, ya donarsın... Düşünmek zul gelir usuldan; için için bunarsın! Ak saçlı bebeklerden al haberi... Belki bir an kartal olduğunu hatırlayıp yücelere konarsın...
Neyse! Sen kendini bulduğun gün haber ver. Sözün kalanını o vakit gelip anlatırım. Zira bunca ağır kelam bana da yük! Gölgem an itibarıyla gövdemden büyük...