Geçiğimiz yıllardaki bazı köşe yazılarımızda, 'Yeni Dünya Düzeni' kurmak için uygulamaya konulan tüm projelerin, her birinin insanlığın sonunu getirecek birer şeytani  planlar olduklarını ve neoemperyal 'Yeni Deccal Düzeni' kurmaya yönelik altyapı hazırladıklarını yazdığımızda, bazı arkadaşlar, 'komplo teorisi bu yazdıkların' diyerek küçümseyip alay etmişlerdi..


 

Bugün orman yangınlarından, salgın hastalıklara, depremlerden, savaşlara kadar karşı karşıya kaldığımız olayları, önümüze tek tek koyarak bir pazılın parçaları gibi birleştirdiğimizde, geleceğin, "şeytani bir odak" tarafından nasıl şekillendirilmek istendiğini apaçık görürüz! 


 

Neocon + Siyonist + Evangelist + İngiliz ittifakı ile Emperyalist Amerikan Milliyetçileri arasında ortaya çıkan çatışmalardan, aralarında birbirleriyle ihtilaf varmış gibi görünmesine rağmen, "Küresel Şer İttifakı" diyebileceğimiz bir şeytani odak, tek merkezden idare edilen, tek bir para birimi kullanan ve tek bir sahte dini olan küresel bir yönetim modelini yani "Yeni Dünya Düzeni"ni hayata geçirilmek için, uzun zamandan beri çalışmakta!


 

2001 yılında, ABD'nin New York şehrindeki "İkiz Kuleler"in, ABD derin devletince sivil uçaklarla vurulması ile, bu 'küresel ifsad projesi', fiilen hayata geçmiş ve bu bahane edilerek sonrasında İslam ülkelerine işgaller başlamıştı. 


 

Dönemin ABD başkanı Geroge Bush; “100 yıl sürecek Haçlı seferlerinin başlatıldığını” ilan etmiş ve “Müslümanların, Amerikan yaşam tarzına karşı olduğunu” özel olarak belirtmişti. 


 

2008'de 71 yaşında iken ölen ABD Savunma Bakanlığı'na danışmanlık da yapan, meşhur Amerikalı siyasetbilimci Samuel Phillips Huntington 'Medeniyetler Çatışması' tezinde; Çin'in, askeri ve ekonomik bakımdan Amerika'ya düşman olduğunu, İslam'ı da, kendi uygulamak istedikleri 'Yeni Dünya Düzeni'ne direnecek bir engel olarak gördükleri erdemli değerler üzerine oturan bir inanç sistemi olduğunu ve bu yüzden de Amerika'ya düşman olduğunu belirtmiş, Amerika'nın da, Çin ve İslam ile, yani zımnen Türkiye ile hesaplaşmak zorunda kalacağını söylemişti. 


 

Dün, Kızılderilileri vahşi bir soykırım ile yok ederken uyguladıkları strateji ve yöntemleri, bugün yapay zeka ve ileri teknoloji ürünü araçlarla ve sözüm ona insanlığı kurtaracak(!) metotlarla, daha sofistike bir şekilde uygulamaya çalışmaktadırlar. 


 

Teorik bir zemine oturtulan ve felsefesi,  pragmatik güzellemelerle insanlığa sunulan "aşı"lar, "GDO’lu tohumlar", "kısırlaştırma", "kürtaj", "resmî uyuşturucu statüsü olarak tanınmayan uyuşturucular", “Cinsiyet Devrimi”, "5g", "Bitcoin", “Çocuksuz Aile ve Ailesiz Toplum Modelleri”, hepsi de bu amaçla hazırlanmış "projeler"dir. 

İşte bugün uygulanmak istenen dünya nüfusunu azaltma operasyonu, kendilerini “insanüstü ırk ya da haşa Tanrı ilan eden(!)” bu azgın azınlık grubun projesidir. 


 

Bu makalenin geçtiğimiz bölümlerinde bahsettiğimiz İsrailli, Siyonist eşcinsel Prof. Harari, Homo Deus kitabında, “Tanrı olmayı istemek değil, Tanrı olmayı istememek ahlaksızlıktır” diyerek, küresel efendilerinin insanlığa olan bakış açılarının adeta sözcülüğünü yapmaktadır. 

Kendilerine “küresel seçkinler”, “insanüstü ırk” adını veren bu küresel şer odağının, “nüfusun azaltılması” için dünya çapında başlattıkları operasyonun içeriğini ve geliştirdikleri projeleri, şöyle sıralayabiliriz:


 

1. KITLIK PAKTI (PACTE DE FAMINE) :


 

18. yüzyıl sonlarında Fransa'nın birçok bölgesinde ciddi bir gıda sıkıntısı olunca, gıda fiyatları aşırı yükselmişti. Fransız halkı, aristokratların, artan nüfusu kontrol etmek için tahılların fiyatları ile gizlice oynadıklarına inanıyordu. Bu düşüncüler, ayaklanmalar ve isyanlara yol açmış, halktaki kıtlık korkusu ve güvensizlik de, Fransız Devrimi'nin  başlamasına yardımcı olmuştu. 


 

İşte Fransa'da o günlerde yapılan 'Kıtlık Paktı' (Pacte De Famine)'ye atıfta bulunularak, bugün de bütün dünyada gıda fiyatlarının, aynı Fransa' daki gibi ekonomiyi elinde tutan "seçkinler"ce, nüfusu kontrol etmek ve azaltmak için arttırıldığı düşünülmektedir. 


 

Yazı dizisi, devam edecek..