Nasreddin Hoca bir gün tarlasında çalışırken oradan geçen bir genç kendisine şöyle seslenmiş :

- Kolay gelsin baba! Falan köye ne kadar zamanda gidebilirim?

Hoca, hiç oralı olmamış, sanki soruyu duymamış gibi işine devam etmiş.

Genç adam aynı soruyu daha yüksek sesle bir daha sormuş. Hoca yine oralı olmayınca adam içinden, "sağır mıdır nedir bu adam?" diye düşünerek bir daha var gücüyle seslenmiş:

- Heeey hemşerim, sana söylüyorum, duymuyor musun?! Şu köye ne kadar zamanda varabilirim diye soruyorum, bir cevap versene!...

Hoca yine cevap vermeyince adam "bu adam ya sağır, ya bunak, ya da başka bir derdi var" diye düşünerek Hoca'dan ümîdini kesmiş ve yürümüye başlamış.

Biraz yürüdükten sonra arkasından Hoca'nın şöyle seslendiğini işitmiş:

- “Oraya tam iki saatte varırsın.”

Üç kere sorduğu halde sorusuna cevap alamadığı için canı zâten sıkkın olan adam iyice sinirlenmiş ve demiş ki :

- Yâhu sen ne biçim adamsın, mâdem biliyordun, şunu baştan söyleseydin ya!

Hoca'nın cevâbı pek mürşidâne olmuş :

-Evlâdım! Ben köyün hangi mesâfede olduğunu gâyet iyi biliyorum, ama senin yürüyüşünü görmeden, ne kadar zamanda oraya varabileceğini nasıl söyleyebilirdim ki?!

* * * 

Korona ile verdiğimiz mücadelede de, kazanma zamanını, bizim atacağımız adımlar belirleyecek!

Devletimiz ve milletimiz tarafından ne kadar çabuk ve etkili tedbirler alırsak,
alınan tedbir kapsamındaki kararlara, milletçe ne kadar uyarsak,
o kadar kısa zamanda  inşallah bu musibetten hep birlikte daha az kayıpla kurtulabiliriz!...