Bartın'da yaşanan olay bizi derinden sarstı. Kaybedilen canlar... Babasız çocuklar... Dağılan Aileler... Bu acının tarifi yoktur.

Bu olay bize şu mesajı vermeli. Dünya hayatı gelip geçer. Önemli olan insanlıktır. O halde bu kısa hayat için birbirimizi yıpratmaya, örselemeye, yok saymaya, hakaret etmeye, dışlamaya, kırmaya gerek yoktur. Bir olalım, birlikte olalım. Dayanışma içerisinde, güçlü olalım. Bu Dünya gelir, geçer...

Evet bir olalım, güçlü olalım... İnsanın en güçlü vasfı merhametli olmasıdır. Çünkü şair ne demişti;''

''Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.''

Evet merhamet medeniyetini kuşanmamız gerekir.

Son günlerde Ülkemiz insanının en fazla ihtiyacı olduğuna inandığımız cümle bu olsa gerektir. Ancak candan samimi ve yürekten olması gerekir. Hiçbir karşılık beklemeden, sırf Yaradan’ın rızası için, birlikte dostça birbirimizi kırmadan, paylaşmasını bilerek yaşamanın sevincini tatmak adına birleşelim. Dargınlıkları bir kenara bırakalım.
Sıkılmış yumruklarla değil, yumuşacık, sımsıcak duygu dolu ellerimizle; tokalaşalım. Merhamet duygumuz, sevince dönüşsün.

Belirli bir zaman için de olsa, rüyaları, hayalleri gerçekleştirmek adına, içten hiçbir pazarlık olmadan, kardeşlik ve dostluk adına kaynaşalım.
O halde tut elimi kardeşim, diyelim...
Sımsıcak samimi, içten duygular ile kucaklaşalım. Bu coğrafyanın kıymetini bilelim. Atalarımın kurduğu medeniyetin izlerini takip edelim. İnsan merkezli bu medeniyetin ana damarlarını keşfedelim.

Tüm önyargıları silerek, insanı insan olarak bilerek, Yaradan’a kuluz diyerek yaratılanı sevelim.

Birliğimizi kuvvetlendirmek için, iç ve dış düşmanı çatlatmak için, Medeniyetimizin tüm güzelliklerini tekrar yaşatmak için, ana, baba, ata, kardeş, saygı, sevgi, eşitlik, adalet kavramlarını coşturmak için gayret gösterelim.

Doğruluk ve dürüstlükle, yaşamak için; adaleti birinci öncül olarak, hayatımızda yaşanılır hale getirelim.

Sıcaklığını hissetmek için, arkamda destekçilerim var demek için, garibanlık nedir bilmemek için, her alanda omuz omuza vermek için; birbirimize dayanalım, güç alalım. Birlikten kuvvet doğar diyelim.

Gelecek günlere umutla bakmak, nesillerimize sahip çıkmak, Aile yuvasını kutsal hale getirmek, kuşaklar arasındaki bağı sevgi ile kaldırmak, geleceği çalışarak şekillendirmek için; Aile bağını güçlendirelim.

Herkese kucak açarak aydınlığa koşmak, tüm karanlıkları elimizin tersi ile silmek, her alandaki bağlarımızı güçlendirmek için; dayanışma içerisinde olalım.

Vatanı vatan olarak bilmek, Millet olarak birliğimizi temin eden değerleri güçlendirmek, Maddi çıkarlarımızı hiçbir zaman bu değerlerden üstün tutmamak için;  Söz Konusu Vatan ise, gerisi teferruattır, diyelim.

Vatan topraklarını, hiçbir alanda; yabancı ele muhtaç etmemek için, O Amaçla gücümüzün sonuna kadar, alnımızın teri soğumadan, sürekli çalışmalıyız. Yabancı ele avuç açmamak için; döviz gibi, bir silahla borçlanıp, ülkemizi zayıflatmamak için;  kendi kaynaklarımızın kıymetini bilelim.

Baskın ve dayatmacı Batı kültürüne karşı koymak için; fark edemediğimiz, çeşitli alanlarda devam eden, soğuk savaşlarda mağlup olmamak için; hep uyanık olalım.

Birlikten kuvvet doğduğunu bilerek, Şeyh Edebali gibi manevi kurucuların sözlerini dinleyerek, kendi yararımızı hiçbir zaman önde tutmayarak, kardeşinin sevincini kendi sevinci gibi yaşayarak, kardeşinin kederini kendi kederi gibi paylaşarak, uzattığım elin arka planında hiçbir hesap olmadığını kalbine nakşederek, uzatılan elin sıcaklığını hissederek; tokalaşalım. Kucaklaşalım.

En fazla ihtiyacımızın olduğu kavramı terennüm etmek bile bizi mutlu etmektedir. Bu mutluluk çok uzaklarda olmaması gerekir. Sadece yapılacak işler basitçe ifade edilecek şu cümlelerde yatmaktadır.

Ülkeyi sevmek, sözle değil icraatla sevmek… Çok çalışarak ve en önemlisi herkes kendi görevini ve üstlendiği sorumluluğu en iyi şekilde bilerek bunu yerine getirmiş olur. Mesleğini ve yaptığı işi sevmese bile; en azından görevini ihmal etmeyerek Vatanımızı sevmiş oluruz. Yoksa kuru, kuruya sözle ifade edilen şeylerin hiçbir anlamı yoktur. Diğeri ise; gerçek Vatan sevgisinin hemen arkasından çok çalışmak gelir. Her alanda yapacağımız çalışma; bizi hedeflediğimiz noktaya götürecektir. Sorumluluğunu bilerek, Yaptığı işi düzgün ve başarılı bir şekilde yaparak; Vatanını en fazla seven kişi olma şuurunu kazanmak gerekir.

Böyle güçlü ve yerinde çalışmalarla belki başımıza gelecek afetlere karşı da daha tedbirli olmuş, olacağız.

Sosyal hayatta insanlarla iç içe olmak, onların arasında ayırım yapmadan sadece insan olduklarını gözeterek tüm tavır ve davranışlarını düzenlemesi gerekmektedir. Unutmayalım sağlıklı toplumlar iyi ve güzel ilişkiler üzerine kurulan toplumlardır. Bunun anahtarı sevgi ve merhamet duygusudur. İyi ve güzel ilişkiler kavramlarını sıralamak istesek sayfalar yetmez. Ancak, karşımızdaki insanların memnuniyeti bunun bir göstergesidir. Toplumu oluşturan ortak değerler gibi; o davranışlar yer etmişlerdir. İşte o zaman karşınızdaki insanın yüzünün güldüğünü, sevinçten gözlerinin dolduğunu hissedersiniz. Memnuniyetin ifadesi sizleri de mutlu kılacaktır. İşte paylaşım, dayanışma budur, kardeşlik budur.

Tüm insanımızın aslında bu kavramları bildiğine inanıyorum. Sihirli sözcüğün sevgi, hoşgörü, anlayış, sabır, merhamet, gibi kelimelerle zaman, zaman ifade edildiğini biliyorum. Bildiğim bir şey daha var. O da tüm bu davranışları insanların yapacağıdır. Yine, bu davranışlarınızı da değerlendireceklerin; insan olmasıdır.

Hedef Medeniyetimizin temel kaynağı olan insan merkezli yaklaşımların en kısa zamanda merhamet kavramını kuşanarak hayatta yaşanılabilir hale getirilmesidir. İnsan merkezli kuracağımız bu doğru iletişim, bizleri doğru değerlendirmelere ve doğru davranışlara yöneltecektir. Unutmayalım insana bile, bile yapılan zulüm; Yüce Rabbimizin kesinlikle yasakladığı ve bizi hesaba çekeceği bir eylem olacaktır. O hesap günü ne şiddetli bir gündür…

Unutmayalım, Kul hakkı ne kadar ağır bir yüktür. Kuracağımız medeniyet kul hakkını korumalıdır.