Öncelikle devletimizin sigara konusunda gösterdiği hassasiyeti içki konusunda da göstermesini bekliyoruz. Çünkü, her türlü kötülüğün ana maddesi gibi gözükmektedir.

Bugün dünya üzerinde herkes şunda birleşiyor, içki insanların birçok hareketinin yanlış yapmasına sebep olmaktadır. Kimi zaman sağlığa, kimi zaman trafiğe, kimi zaman çevreye zarar verir. Bunun aksini iddia eden kimse yoktur. Haberlerin en önde gelenidir, içkili şoför kazaları. Boy, boy kaza yapmış arabalar içerisinden boş içki şişeleri gösterilir. İçkili olan araba kullanıcılarının saçma sapan sözleri ekrana taşınır. Hatta ilk içen insanların ölçüyü kaçırdığı zaman hayati tehlike oluşturduğuna yakın haberler verilir. Bütün bunlara rağmen birileri içki alım, satımının, kullanılma yaşının tartışmalarını yapar, dururlar. İçki festivalleri düzenlerler.

Gelecek nesilleri bu tür belalardan korumanın kime ne zararı var, anlamış değilim. Nitekim geçen senelerde Antalya'da bir festivalde fazla içki içen bir genç hayatını kaybetti. Peki bu kadar olumsuzluklara rağmen neden ülke gündeminde tartışmalara neden olur. Arkasında içki üretenler var. Onu kullanmayı alışkanlık haline getirenler, var. Bir de hükümet, ne getirirse getirsin, biz istemeyiz, diye anlamsız şekilde karşı çıkanlar var.

Kişisel fikrim İnşallah yasaklanır ve ülkemin güzel insanları bu kötü alışkanlıktan kurtulur. Allah'ın yasakladığı bir eylem olan içki kullanımı, tamamen ortadan kalkar. Ben o konuda fazla yorum yapmadan dinin emrini hatırlattım. Kimi lokantalarda, hizmet yerlerinde bir uyarı gibi ilan görürsünüz. ''Müessesimiz alkolsüzdür...'' Umudum tüm işyerlerine bu ilanların asılmasıdır.

Kimilerinin derdi ise, daha başka. Örneğin niye içki satılan insanın yaşı yükseltiliyor. Hâlbuki aynı kişi 18 yaşında seçmen sayılıyor, yargı da erişkinlik yaşı kabul ediliyor da içki alımında 21 yaşa çıkarılıyor. Bu yaş itirazına katılıyorum. Çünkü o gencin karar verme yaşına geldiğini söylüyorlar. İşte tam burada benim itirazım devreye giriyor. Herhangi bir genç o yaşında başını örtmeye kalkınca onun serbest ve hür düşüncesi olmuyor da başkalarının iradesinin ortaya girdiğinden bahsediliyor. Neden o gencinde yaş itibari ile kendi geleceğine karar verecek yaşta olduğu gündeme getirilmiyor. Kendi isteği ile örtünmeyi tercih edebileceği, gerçeği savsaklanmaya çalışılıyor. Dini çevrelere yakın olan bir gencin, tahsilini o alandaki bir okulda devam ettirme tercihine, kendi tercihi olarak değil de ''onların sözüne göre kendi tercihi ile değil, ailesinin yönlendirmesi'' ile gönderildiğinden bahsediliyor. Bu hazımsızlığı anlamak mümkün değildir.

Senelerce bu değerlendirmeleri dinlemedik mi? Şimdi ise gelinen noktada biz Baş örtüsüne karşı değiliz, söylemleri ortaya konmaya başlandı. Amaç belli.

İçkinin Zararlı olduğunu bilmeyen mi var. Yok, o halde bu itirazlar neden.  Her gün haberlerde yüzlerce gencimizin bu illet yüzünden yok olduğunu görmek bizleri memnun mu ediyor?  Bence, daha caydırıcı, içkinin reklamını önleyici tedbirlerin getirilmesi konusunda öneriler olabilirdi. Bağımlılık hangi alanda olursa olsun, bu zamanın gençliğinin en büyük düşmanıdır.

Sigara konusundaki hassasiyetin içki Konusunda da getirilmesini beklerdim. Görsel basında tüm sigara görüntüleri engellenirken hala birçok dizimizde içkinin reklamı aleni olarak yaptırılır anlamam.  Yemek yiyemediğini, aç olduğunu söyleyen bir insanın içki masası donatmasını hiçbir zaman anlamadım.

İşin ilginç tarafı devlet memurunu canlandıran bazı dizilerde içki su gibi içilmektedir. Topluma örnek olması gereken insanların su gibi içki içtiğini gören bir genç için en önemli reklamdır bence. Onu örnek almaya çalışacaktır. Eski Yeşilçam filmlerinin değişmez sahneleri içki alemleridir. Her derdi olan insanın sığındığı yer olarak, gösterilmiştir. Bugün, içki tüketiminde Yeşilçam filmlerinin katkısı inkar edilemez, bir gerçektir.

Bugün eğitim öğretim yıllarının başlangıcında yapılan öğrenci tanışma toplantılarında, mezuniyet törenlerinde içki tüketimi nerde ise, su gibi olmaktadır. Devletin okullarında bile, buna rastlamak mümkündür. Hala TV ekranları reklam spotu olarak hanelerimize girmeseler bile, dizi ve filmlerinde bu işin zirvesini yapmaktadırlar. Hele çocuklarına içki içirip, sosyal medyada paylaşan insanları görmek kahredici bir durum.

Hele siyasilerin içki yudumlarken verdikleri pozlar bu topluma ne kadar örnek bir davranış olarak takdim edilir!

Birde sahte içki olayı var ki, her yıl yüzlerce insan göz göre göre bu yolda can verir. Bu sahte imalatı yapan insanın insanlara zarar vereceğini bile bile piyasaya sürmesi, insan hayatına kasıt olan bu davranışı anlamaması mümkün değildir. Daha ağır cezalar verilmelidir. İnsan hayatına kast etmek gibi.

Gerçi son haberlerde özel hasta hanelerin ilaç depolarının, bu devleti soymak için yaptıkları planları görünce, söyleyecek sözüm kalmıyor. Biz bu okumuş insanları devleti soysunlar diye mi yetiştiriyoruz...

İsteğim odur ki tüm meclisimizin toplum için önemli olan ve gelecek nesillerimizi direkt olarak ilgilendirecek olan bu tür konulara gerekli özeni göstererek, onları önleyici tedbirleri bir an önce almasıdır. Çeşitli zamanlarda yapılan araştırmalar göstermektedir ki artık zararlı maddeleri kullanımı ilköğretim sıralarına düşmüştür. Ülke yöneticileri olarak görev yapan herkese, bu gerçek hatırlatılmalıdır. Önüne geçmek için alınan tedbirler, tekrar, tekrar gözden geçirilmelidir.

Tüm halkımıza ise uyarımız, aman biraz daha dikkat! Hepimizin çocukları bu toplumda yaşıyor. Bu pisliklere geçit verilmesin, diye sürekli uyarılarda bulunmaları gerekmektedir. Böyle bir düşünceye hiçbir siyasi partinin karşı çıkacağını düşünmek, istemiyorum.