Öğretmenlik yıllarımızda öğrencilerimize bir harf öğretmek için, tüm gücümüzle kendimizi mesleğimize verdik... Bugün yetiştirdiğimiz  insanlarla  gurur duyuyoruz... 

Kuranı hem öğrenen olduk hem öğreten olduk. Onun sadece okunan bir kitap olmadığını, yaşanması gereken bir hayattan bahsettiğini vurguladık. Önemini hep anlatmaya çalıştık... Allah utandırmasın...

Bir hayat nizamından bahsettiğini, hem Dünya hem Ahiret işlerinin beraber olması gerektiğinden ısrarla vurguladığını belirttik. İnanın, diye anlatmaya çalıştık...

Her meslek sahibi eseri ile isminden söz ettirir. Fakat her meslek sahibinin eseri kendisinden söz ettirecek kadar, öne çıkmamıştır. Örnek bir eser olarak takdim edilmez. Başarılı olanı da vardır. Başarısız olanı da... Ancak öğretmen  örnek olmak  zorundadır. Toplumda, sosyal hayatta tavır ve  davranışları ile, duruşu ile, ahlaklı ve dürüst kişiliği ile,  örnek olmalıdır. Öğrencilerine  kötü  örnek  olan bir  öğretmeni  düşünmek  istemiyorum.

Bazı meslekler vardır ki, çok önemlidir. Bu mesleklerin başında öğretmenlik gelir. Aynı zamanda peygamberlerin de bir öğretici olduğunu hatırlamak gerekir. Öğretmenlik üzerine çok önemli değerlendirmelerde bulunulmuştur. Tarihe mal olmuş insanlar tarafından önemli sözlerle taltif edilmişlerdir. Yani mesleğin ne kadar dikkat çeken bir meslek olduğunun altı çizilmiştir.

Biz burada değişik meslek sahibi insanların eserlerinden de söz ettik. Ancak öğretmenin muhatabı insandır. İnsana yön vermek, ona doğru yolu göstermek, onu bir hamur gibi yoğurmak, fikir ve düşünce hayatını zenginleştirme öyle her babayiğidin karı değildir. Öğretmen  sürekli yeni bilgilerle kendini yetiştiren, araştırmaya devam eden kişidir. Sosyal hayatın güzelliklerini, iyiliklerini öğrencilerine tanıtandır.

Emek ister. Zahmet ister. Fedakârlık ister. Çalışmak ister. Önder olmak için gayret ister. Bilgi ister. Tecrübe ister. Hatayı, yanlışı kabul etmez. Cahilliği hele hiç kabul etmez. Kimi zaman baba gibi, kimi zaman kardeş gibi, kimi zaman abi gibi, kimi zaman dayı gibi,  kimi zaman arkadaş gibi yakın olmayı gerektirir. Hali  durumu anlamak gerektir.

Paylaşmayı, bölüşmeyi,  merhameti, sevgiyi, saygıyı, yaşayarak öğretmek gerekir.

ALİYA İZZETBEGOVİÇ ''Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak lazım." Der. Hz. Ali ise bir harf öğretmenin ne kadar önemli olduğunu vurgular. Yani fark edilen öğretmen olmak için, hem öğrencinizin hayatına bir yerlerden dokunmanız lazım. Hem inançlı, imanlı, manevi yol gösterici olmak gibi bir yükü omuzlamanız lazım. Yoksa sıradan bilgileri aktaran bir insan olmak, ne kadar dikkat çeker.

Ayrıca  mesleklerin  içerisinde, eserinin  altında  imzası  olmayan  tek  meslek, öğretmenliktir...

Öğretmenlik mesleğimiz boyunca, Allah'ın bana verdiği sorumluluğu düşünerek, öğrencilerimize her bakımdan yardımcı olmayı kendimize vazife edindik. İnançlı Vatansever, Milletine hizmet etmeyi amaç edinmiş yüzlerce öğrencinin yetişmesine vesile olduk. Kimilerine belki daha fazla, bazılarına ise daha az katkı sağlayarak onların hayatında bir önder olmaya gayret gösterdik.

Vardığımız noktada sonuç olarak çok mutlu olduk. Bugün her meslekten binlere varan bir öğrenci kardeşlerimizle irtibatımız devam ediyor. Akademisyeninden, sade memuruna kadar, Doktorundan esnafına kadar, Öğretmeninden ticaret adamına kadar, Siyaset adamından işçisine, çiftçisine kadar binlerce insan...

Ancak bu kadar zahmetin tabi ki karşılığını, mükafatını Yüce Rabbimden niyaz ediyoruz. Onun rızasına uygun olarak uğraş vermeye çalıştık. Umarım başarılı olmuşuzdur. O binlerce öğrencinin duasını almaya layık olmuşuzdur. Onlardan her zaman dua  bekliyoruz.

Hatta kimileri için kardeş kadar yakın olan sıcak irtibatımız var ve hala devam ediyor...

Bütün bunlara rağmen, toplum nazarında ne kadar yeriniz değeriniz vardır? İşte o toplumun insan yetiştirmeye verdiği önem kadardır. O nedenle sizin sıradan herhangi bir meslek sahibi kadar kendi yakın arkadaş gurubunuz da bile, kıymetiniz olmaz. Değeriniz bilinmez...

Çünkü toplumun değerlendirme ölçüleri farklıdır. İnsan yetiştirene değil,  daha farklı alanlarda şan ve şöhreti öne çıkan meslek sahiplerine değer verilir. Aslında öğretmenin yetiştirdiği insan, bir zincirin halkası gibi her meslek alanında   yeni yetişenlere bir ışık olmak, bir örnek olmak gibi ağır bir yükü omuzlamıştır. İşte bu görünmeyen en önemli yatırımdır. Değer yargılarına sahip Hem Milli , hem Manevi alanda Nesle sahip çıkmak...

Biz şu düsturu kendimize amaç edindik. '' Ya öğreten ol, Ya öğrenen ol, ya da dinleyen ol, yoksa helak olursun.''

Biz halimizden memnunuz, şikayetçi değiliz. Ancak kendi insanınız tarafından bile,  ciddiye alınmamak, ilgi görmemek, insanı yaralamaktadır. Bunca çekilen zahmetin karşılığı olarak, kendi insanımız bile size bir teşekkürü layık görmez. Kendi dünyamızın dışında üç, beş tane eseri olan insanlar getirilir baş tacı yapılır.  

Olsun, gönlümüzde zengin, kendimizde zenginiz. Bunu göremeyen gözlere bir kez daha hatırlatalım, istedik.  

Ülkenin değişik coğrafyasına dağılmış, yüzlerce öğrenci dostlarımız; bunun en güzel şahididir... Allah'ım sana şükürler olsun... O her türlü meslekten hayata atılmış olan, tüm öğrenci kardeşlerime selam olsun... Dua eder,  dua bekleriz...

İyi ki sizlerle bir yerlerde yolumuz birleşmiş...  

Çoğu zaman, ÜLKEMİN garip hallerinden örnekleri yaşayarak öğreniyoruz. Ülkenin sağlık sorununun sağlıkla hiç ilgisi olmayan bir gazeteci yönlendiriyor... Esnafın derdini, esnaf olmayan birileri üzerine alıyor... Öğretmenin meselesini bir gün dahi o, sınıflarda ders vermemiş insanlar çözmeye çalışıyor... Sonra uzun uzadıya liyakat ve ehliyet nutukları atılıyor... Bir Ülke için en önemli olay; mesleğini en güzel ve donanımlı şekilde yapan, kendini en güzel şekilde yetiştirip, çocuklara faydası olacak vatansever öğretmenler yetiştirmektir.  Çocuklara  güzel  davranışların  örneği olacak  rehber  insanlar olmalıdır.

Tüm eğitim gönüllülerine, bu işi yürekten ve severek yapan kardeşlerimize, insan yetiştirmenin ne kadar zor olduğunu bilen ve onun ağırlığı altında ezilen buna rağmen yine en büyük yatırım insana yapılan yatırımdır diyen, tüm meslektaşlarıma yürekten selamlar…

Varsın birileri değerini ve kıymetini bilmesin… Yüce Yaratan bilirse yeter… O, müjdeyi vermiyor mu; Bir insanı dirilten bütün insanlığı diriltmiş gibidir, İşte ilahi müjde başka söze ne hacet.

Gül yetiştiren adam olmayı kafasına koymuş, dikenlere aldırmayanlara selam…

Yağmur, çamur demeden, servis arabaları nedir bilmeden, yollara düşenlere selam…

Bir çocuğun gülümsemesinde hayatı bulanlara, baş okşamanın kadir ve kıymetini bilenlere selam…

ÖĞRENCİLERİNİ çocukları gibi sevenlere, onların kederleri ile üzülüp, sevinçleri ile sevinenlere selam… Dünyanın en güzel mesleğini yaptığını anlayanlara selam… Aynı zamanda peygamberi bir metotla görevini üstlenenlere selam…

Bütün sevgisini okulunda öğrencilerine bırakıp, evlerine müflis bir esnaf gibi dönenlere selam…

Seneler sonra öğrencileri tarafından arandığı, ulaşıldığı zaman bayramlarda şeker toplayan çocuklar gibi sevinenlere selam…

Başarılı olan öğrencilerini görünce heyecanlanan, çeşitli nedenlerle yeteri kadar başarılı olmayan öğrencilerini görünce hüzünlenen ve hemen akabinde onların ne iş yaptığını ve hayatının düzenini öğrenince de yine sevinen, her şeye rağmen istediği verimi alamadığı öğrencilerini görünce üzülenlere selam… Başarılı öğrencilerinin çeşitli alanlarda almış olduğu başarılar karşısında duygulananlara selam... Kendi çocuğunun başarısı gibi heyecandan titreyenler selam… Her ne kadar takdir edilmesen de bir kenara atılmanın, yahut unutulmanın senin için önemi olmadığını bilenlere selam… Öğrencilerinin hayatlarını idealize etmenin mutluluğunu duyanlara selam…

Başarının arkasında olduğu, hatırlatılınca, o başarının arkasında olmaktan utanan, taltif edildiği zaman yüzü kızaran, sırf bir ideal uğruna Dünya nimetlerini elinin tersi ile itenlere selam… Yıllar sonra, karşılaştığı her öğrencisi karşısında heyecan duyanlara selam...

Zaman, zaman bazı kendini bilmezlerin ‘’Hocam hala mı bir şeye sahip olamadın? Gibi seviyesizce sözlere aldırmayan, etrafında binlerce öğrencisi ile bir çok şeye sahip olanlara selam… Bu sayede Dünyanın en güzel mutluluğunu yaşayanlara selam...

Dünyanın en zor mesleğini seçtiğini, mesleğe atılınca anlayan, zorlukları aşmak için sürekli çalışan, öğrencilerime karşı mahcup olmayım diye gece, gündüz araştıranlara selam…

Öğrencilerini yüksek okullara yerleştirince, bir meslek sahibi olduğunu görünce, mesleğinde başarıyı elde ettiğine şahit olunca, çocuklar gibi sevinen, onlara oralarda nasıl yardımcı olabilirim diye fırsatları araştıran, maddi ve manevi onların yanında olmak için çırpınanlara selam…

Bir öğrencisinin bir makama geldiğini öğrenince onun en yakınları kadar gurur duyan ve her alanda ona destek vermek için çalışanlara selam…Hayata atılan hayatın her alanında başarılı olan öğrencileri ile gurur duyanlar selam...

Hayatın her alanında olmayı onlara anlatan, her karşılaşmalarında apayrı heyecan duyanlara selam… Her yetişen hayata olgun bakan yeni nesillerin, bu hayata olgun bakışlarını sevinerek, izleyenlere selam…

Selam Dünyanın en güzel çiçeklerini yetiştirenlere, güllere, dikenlere, kolaylıklara, zorluklara, kışlara, yazlara, baharlara, hele, hele her haziran ayında öğrencilikten uzaklaşan öğrencilerini bir daha göremeyeceğini zannederek üzülen, farklı duygulara bürünenlere selam…

Mezun ettikleri öğrencilerinin arkasından tatlı bir heyecanla gizli, gizli ağlayanlara SELAM…

SELAM TÜM ÖĞRETMENLİĞİ SEVEN, İNSAN YETİŞTİRMEYİ SEVEN, ONUN İÇİN HER TÜRLÜ ZORLUKLARA KATLANANLARA SELAM…

Siz dağ başında bir ilkokul öğretmeninin neler çektiğini, hangi şartlarda çalıştığını, öğrencilerine yararlı olmak için nasıl çırpındığını bilir mi siniz? Bilemezsiniz…

O halde tüm zorluklara rağmen, o zorluklara göğüs gererek etrafını bir mum gibi aydınlatanlara, maddi kavramların kendisi için bir şey ifade etmediğini hayatında yaşayarak etrafına anlatmaya çalışanlara selam… İyi ki varsınız, iyi ki idealist birisiniz, iyi ki, Ülkenin geleceği için temel atıp, Vatanını, Milletini, İnancını seven insanlar yetiştiriyorsunuz… NE MUTLU SİZLERE…