İsrail ile Hamas arasında ateşkes için müzakere sürecinde rol alan Katar’ın, başkenti Doha’da bulunan Hamas siyasi ofisinin bir fonksiyonunun kalmadığı şeklindeki iddialar bir süredir Filistinli örgütün bu ülkeden çıkartılacağı yorumlarına neden oluyor. Bu açıklamadan kısa bir süre sonra Katar Emiri Şeyh Temim’in Türkiye-Katar Stratejik Komite toplantısı için Ankara’ya gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesi, Hamas’ın siyasi bürosunu Türkiye’ye taşıyacağı iddialarını beraberinde getirdi.
Hamas’ın siyasi bürosunun Türkiye’ye taşınacağı yalanlanırken yaptırımlara konu kişilerin ABD ve İsrail’in talebiyle ülkeye yerleştirildiği bildirildi.
Türkiye ise Hamas’ın Türkiye’de ofis kuracağı iddialarını yalanladı.
Dışişleri Bakanlığı kaynakları, yaptırım kararı alındığı duyurulan üç Hamas üyesinin 2011 yılındaki takas anlaşması uyarınca ABD ve İsrail’in talebiyle Türkiye’ye yerleştirildiğini belirtti.
2006 yılında Hamas tarafından sınırötesi operasyonda alıkonan İsrailli asker Gilad Şalit’in serbest bırakılması karşılığında yapılan anlaşmayla 1027 Filistinli mahkum serbest bırakıldı. Batı Şeria’ya dönüşlerine izin verilmeyen 200 mahkum Gazze Şeridi’ne götürülürken, 40 Filistinlinin Türkiye, Suriye ve Katar’a yerleştirilmeleri yönünde karar alındı. Bu kapsamda üç kişi, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin bilgisi dahilinde Türkiye’ye gönderildi.
VOA Türkçe'nin haberinde yer alan ifadelere göre:
" 13 yıldır Türkiye’de olan üst düzey Hamas üyelerinin Abdülrahman İsmail Ganimet, Musa Davud Muhammed Akari ve Salama Mari olduğu ifade ediliyor.
Türkiye’nin Filistin politikasında 2006’dan sonra Hamas öne çıktı
Türkiye, AK Parti’nin iktidara gelmesinden sonra Filistin politikasında ciddi bir değişikliğe gitti.
Daha önce Filistin politikasında Filistin Kurtuluş Örgütü’ne ağırlık veren Ankara, 2006 yılında yapılan seçimleri Hamas’ın kazanmasının ardından dönemin örgüt lideri Halid Meşal’i Türkiye’de ağırladı. Sonrasında 2011’deki takas anlaşmasına giden süreçte dolaylı müzakere süreçlerinde yer aldı.
2010 yılında İsrail Özel Kuvvetleri’nin Antalya Limanı’ndan yola çıkan insan yardım gemisi Mavi Marmara’ya gerçekleştirdiği operasyondan sonra iki ülke arasındaki ilişkiler 2016’ya kadar dondurulurken Türkiye, Hamas ile ilişkisini hiç koparmadı.
Katar pasaportu taşıyanlar vizesiz Türkiye’ye girebiliyor, her 180 günde 90 gün ikamet edebiliyor
Hamas’ın siyasi kanadının bürosunu Türkiye’ye taşıması gibi bir durum olmadığını belirten Dışişleri Bakanlığı kaynakları, zaman zaman örneğin İstanbul’a seyahat eden Hamas üyeleri olabileceğini ve bunun bazen aile bireylerini ziyaret etme gibi gerekçeleri de olabildiğini işaret ediyor.
Türkiye, Katar pasaportu taşıyanlara, her 180 günde 90 günlük vize muafiyeti bulunuyor. Dolayısıyla Hamas üyelerinden eğer Katar pasaportu sahibi olanlar varsa turistik ziyaret şeklinde de Türkiye’ye vizesiz şekilde giriş-çıkış yapabilir.
Selcen: “Neden Katar ve Mısır bir ölçüde arabuluculuk yapabiliyor da Türkiye bu arabuluculuk rolünü oynayamıyor?”
Eski Erbil Başkonsolosu Aydın Selcen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 17 Nisan 2024’te yaptığı, “Milli Mücadele sırasında Türkiye'deki Kuvayı Milliye ne ise Hamas da işte aynen odur” sözlerini anımsattı.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Selcen, “Türkiye Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaparak Hamas ofisinin buraya taşınması gibi bir durum olmadığını belirtti. Katar Emiri de Cumhurbaşkanı Erdoğan'la sık görüşen, yakın görüşen, kendine yakın hissettiği bir lider, Türkiye'ye geldi gitti. Bu görüşmede Hamas konusu ele alınmış mıdır? İki lider aralarında Hamas'ın bundan sonraki işlevinin ne olacağı, en azından siyasi kadrosunun nerede bulunacağı üzerinde uzlaşıya varmışlar mıdır bilmem ama Türkiye Cumhurbaşkanı'nın ağzından, en üst düzeyden Hamas’ın ‘Kuvayı Milliye’ olduğu söylendi. ‘Anadolu’yu savunuyor’ dendi. O zaman da herhalde Erdoğan’a ve AK Parti'ye sorulacaktır. ‘Madem Hamas, Kuvayı Milliye o zaman neden Dışişleri ya da ilgili kurumlar Hamas’a sahip çıkıp burada ofis sunmuyor?’ İkinci akla gelen soru da neden Katar ve Mısır bir ölçüde arabuluculuk yapabiliyor da Türkiye bu arabuluculuk rolünü oynayamıyor?” dedi.
“Erdoğan, Trump’ın başkan seçilmesiyle ilişkilere ivme kazandıracağı beklentisinde, Hamas’a ofis açtırmak diplomatik bakımdan intihar olur”
Eski diplomat kişisel olarak desteklemediğini söylese de Türkiye’nin bir ara formül arayışında olabileceği düşüncesinde.
Selcen, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trump'ın ABD Başkanı seçilmesi ile ilişkilere yeni bir ivme kazandırılabileceği beklentisi içinde olduğu açık. Her ne kadar ekibinde onların deyişiyle çok sayıda ‘İsrail yanlısı’ bulunması nedeniyle ihtiyatlı yaklaşım da gelişse, taze bir başlangıç yapma beklentisinin güçlü olduğu anlaşılıyor. Tam da bu aşamada Hamas'a burada bir ofis açtırmak diplomatik bakımdan bir intihar olur. Ama yine de S- 400’de olduğu gibi Şark usulü bir ara, adı konmamış bir oldu bitti, bir ara çözüm bulunabilir. Buradaki üç kişi eğer Katar’a geri dönemiyorlarsa ki dönmeleri için bir neden yok, Türkiye'de kalmaya devam edebilirler. Sessiz dururlar, çok sıkı denetim altında dururlar. Türkiye de uygun kanallardan bu durumu ABD'li müttefiklerle Batılı müttefiklerle paylaşabilir. Bu bir ara çözüm olabilir, ben kişisel olarak buna taraftar olmam doğrusu” diye konuştu."
VOA Türkçe