Bugün Şehr-ü Ramazan’ın ve onun vakiyle sayılı/sınırlı oruçların ilk günü.
Bu aya ve oruçlarına eriştirilen kardeşlerimi tebrik ediyorum.

Bizleri -şehr: ay anlamında- yeni bir Ramazan vaktiyle ve orucuyla buluşturan Rabbimize hamdolsun.
Her ikisinin de sağlık, sıhhat ve huzur içinde idrakini Rabbimizden niyaz ediyor, O’nun oruç ehlini -en geniş anlamıyla- bayram ile buluşturmasını diliyorum.

Büyüklerimizin “Dünyada üstünde gün ışığı vurmamış düşünce yoktur” sözüne tabi olarak, siz kıymetli okurlarımı Allâme Fahruddin er-Râzî’nin Şehr-ü Ramazan’ı tanımlayan ve onu oruç tutarak tamamlamayı emreden Bakara suresinin 185. ayetine dair geniş tefsirinden ilgili isim ve sıfatların anlamlarını nakletmek istiyorum:
“O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği Ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu göstermesinden ötürü Allah’ı tazimle anmanız için ve şükredesiniz diye (uygun hükümler gönderiyor).” (2 Bakara: 185; Kur’an Yolu Meali)

“Bu ayetle ilgili birkaç mesele vardır.

Birinci Mesele: Şehr ve Ramazan Kelimeleri Hakkında Bilgi.
Şehr (ay) kelimesi, eş-şehreti kelimesinden alınmadır. Bir şey ortaya çıktığında, ‘Şehere’ş-şeyu / yeşheru şuhretun’ denilir, Aylar da durumları belirgin olduğu ve herkesçe bilindiği İçin, şehrun diye isimlendirilmiştir. Bu böyledir çünkü borçlarının ödeme vakitlerini, oruç tutmaları ve haccetmeleri hususundaki dini emirleri yerine getirme vaktini bilmeye insanların son derece ihtiyacı vardır. Şöhret bir şeyin ortaya çıkması demektir. Hilâl de, doğup göründüğü için şehr diye adlandırılmıştır. Bazıları, ‘hilâl isminden dolayı aya şehr denmiştir’ demişlerdir. 

İkinci Mesele: Âlimler, Ramazan kelimesi hususunda ihtilâf ederek şu görüşlere yer vermişlerdir.

a) Mücahid, ‘Bu, Allahu Teâlâ’nın isimlerindendir. Şehr-ü Ramazan (Ramazan ayı) diyen kimsenin bu sözü, Şehru’llah (Allah’ın ayı) manasındadır.
Hz. Peygamber’in (s.a.v) şöyle dediği rivayet edilmiştir: ‘Ramazan geldi, Ramazan gitti şeklinde konuşmayınız, Ramazan ayı geldi, Ramazan ayı gitti deyiniz.’ Çünkü Ramazan, Allahu Teâlâ’nın isimlerinden bir isimdir.’

b) ‘Ramazan’, Receb ve Şaban gibi ay ismidir. Bu görüşte olanlar, bu kelimenin iştikâkı hususunda, birkaç vecih üzere ihtilaf etmişlerdir: 

1-Halil’den nakledildiğine göre, bu kelime, ilkbahardan önce gelip, yeryüzünü tozlardan temizleyen yağmur manasına gelen, er-ramzâtü kelimesinden gelmektedir. Buna göre ‘Ramazan’ kelimesinin manası şudur: ‘Bu yağmur nasıl yeryüzünü yıkayıp temizliyorsa, Ramazan ayı da bu ümmetin bedenlerinin günahlarını yıkamakta, kalplerini temizlemektedir.’ 

2-Bu kelime, er-Ramazu kelimesinden alınmıştır ki bu, güneşin kızgınlığının fazlalığından dolayı, taşın kızması demektir. ‘er-Ramazâu’ kelimesi, isimdir. Böylece bu ay, ya o insanların bu aydaki açlıklarının hararetinden dolayı kızmış olmalarından yahut bu ayın şiddet ve sıkıntısına göğüs germelerinden dolayı kızdıkları, hararetlendikleri için Ramazan olarak isimlendirilmiştir. Nitekim insanlar bu aya, ‘tâbi’ adını da vermişlerdir. Çünkü bu ay onlara çok zor geldiğinden onları rahatsız ediyor ve onların peşini bırakmıyordu. Bu hususta şöyle de denilmiştir: Araplar ayların isimlerini eski dillerden alınca, o ayları, o ay içinde cereyan eden zaman ve hallerle adlandırırlardı. Böylece bu ay, hararetin çok fazla olduğu günlere tesadüf ettiğinden, onu süpürdüğü için, bu adla adlandırıldığı da söylenmiştir. Hz. Peygamber’den (s.a.v.) şöyle dediği de rivayet edilmiştir: ‘Ramazan ayı Allah’ın kullarının günahlarını yaktığı için, bu ad ile isimlendirilmiştir.’
3- Bu isim, Arapların, oku incelip keskinleşmesi için iki taşın arasında sürttükleri zaman kullanmış oldukları, (bir tabirden) alınmıştır. Ayrıca, nasl-u mermûzun ve nasl-u ramîzun şeklinde de kullanılır.
Bu ay da Ramazan diye adlandırılmıştır. Çünkü İnsanlar bu ayda, intikam almak için silahlarını kızdırır, güneşin alnına atarlardı. Bu görüş Ezherî’den nakledilmiştir. 
4- Onların, ‘Ramazan Allah’ın ismidir. Bu ay da işte bu isimle isimlendirilmiştir’ şeklindeki sözleri şayet doğru ise, mana şöyle olur: Günahlar, Allah’ın rahmeti karşısında öylesine tükenirler ki, âdeta yanıp biterler. İşte bu aya bereketiyle bütün günahların yanıp arınması manasında Ramazan adı verilmiştir.” (Mefâtîhu’l-Gayb Tefsir-i Kebîr -Büyük Kur’an Tefsiri, trc.: heyet, Huzur, İstanbul 2024)