Tam yeni bir rüzgar yakalmışken, bu asrı kaybetmeyi göze alamayız!

Belki de bir rüzgarımız, bir daha hiç olmayacak!

Tam kazandık derken, kaybediyoruz!..

Çöküyoruz!..

Kaybetmek demek, bir seçimi, bir makamı, bir kavgayı, bir savaşı, politik ya da diplomatik bir mücadeleyi kaybetmek değildir her zaman..

Parti, sendika, dernek, vakıf, cemiyet veya bürokrasideki her türlü makamın ve statünün nimetlerini elde etmek için, her kötülüğü mübah görerek vahşileşenlerin, destekçi bulmaları veya o vahşiliğin karşılığını almaları da bir çeşit kaybetmektir!..

Bizim gibi çarıklarını satıp hiç kimseler yokken davayı omuzlarında taşıyan, zengin olmayı değil yalnız Hakk'ı hakim kılmayı düşünen, makamların büyüsüne kapılıp refah içinde yüzmeyi değil, bu dava uğrunda ölmeyi göze alanları derinden düş kırıklığına uğratan gelişmeler, korkum o ki, hepimizi büsbütün çökertecek!

Zulüm sistemlerini kaldırmak, adaleti ve merhameti tesis etmek için çıktığımız ahiret yolculuğunda, bu habis sistemin büyüsüne kapılarak en büyük savunucusu ve yeniden imar edeni olduk!

Hakk'a ve halka hizmet için geldiğimiz makamlarda devşirdiğimiz imkanlarla zevk panayırlarında hayvanlar gibi haz sarhoşları olduk, anadan üryan kaldık!..

Dün, “tevazu”yu yüceltiyorduk, şimdi “kibir”le yürüyoruz!

Dün, yokluğa rağmen “veriyorduk”, şimdi varlığa rağmen boyuna almaya çalışıyoruz! 

Dün, “meşakkati”, “dava”yı yüceltiyorduk, bugün “hazzı” ve “güç odaklarını” yüceltiyoruz!

Dün, ölümü ve ötesini düşünüyorduk, şimdi dünyada renkli yaşamanın keyfini düşlüyoruz!

Dün, firavunları birlikte taşladıklarımızın, bir gün gelip de firuvunlaşacağını hiç düşünmemiştik!

. . .

Geçmişinde hiç bir bedel ödememiş, sadece kendini ve çıkarını, lüksünü ve konforunu düşünen muhteris kifayetsizlerle, “dava”nın değil de günün adamlarından oluşan naylon kadrolarla mı geleceği inşa edeceğiz?!!
 

Kibirli, para ve makam delisi, cahil, kaba, fasık ve korkak tiplerle hiç bir yere gidemezsiniz!..


Yeniden ihya ve inşa etmek üzere ola çıktığımız kadim medeniyet değerlerimizle örtüşmeyen, milli ve manevi omurgamıza zarar veren her işimize bir mazeret, her adımımıza bir kılıf uyduran içimizdeki dalkavuklarla HAKK'ı hakim kılamazsınız!.. Adaleti de tesis edemezsiniz!..

Yazıktır, günahtır!



Kadim medeniyet değerlerimizle temeli atılmış Milli ve Manevi vatanımızı yeniden inşa etmek için, acilen hasbi insanları asli vazifelerine döndürüp ferd ferd bir mânevî iklim oluşturulmalı!

Acilen!...

Fi emanillah