Altı yıl kadar önce seçim arefesinde Recep Tayip Erdoğan kardeşime uyarı ve katkı amaçlı bir yazı yazmıştım.

23 Kasım 2018 tarihli yazımın başlığı  da “Sayın Cumhurbaşkanım! Artık Kur’ânî Vasıflar  Taşıyanlara Oy Vereceğim” şeklindeydi.

Oy vermenin îman, ibadet ve özelde cihad olduğuna inanan bir kişi olarak amacım  liyakatli, ufuklu ve yürekli  insanların seçilmesi gereğine işaret etmekti.

55 YILDIR TANIŞIRIZ
R.T. ERDOĞAN  kardeşimi benim gibi Rizeli/Kasımpaşalı ve İmam-Hatipli olduğu için kendisini yaklaşık 55 yıldır tanırım.

Aramızdaki yaş ve İslami ilimlerdeki derinlik  farkı sebebiyle hocası ve ağabeyi konumundayım. Gençlik yıllarından beri bilinçlidir ve benim konumumda olan büyüklerine karşı saygılıdır ve daha da önemlisi vefalıdır. Cumhurbaşkanlığı tevazuunu eksiltmemiş artırmıştır.

Kişisel hayatındaki İslami çizgisi sebebiyle siyasî hayatı boyunca kendisini destekledim. * Ama İslamî çizgim gereği ne kendisinden ve ne de bir başkasından şahsım ve ailem için hiç bir ama hiçbir talepte bulunmadım. Kendisi ve çocukları için talepte bulunanları aşağılık bildim.

Bütün nimetlerin Allah’ın takdiriyle geldiğine inanan bir kişi olarak kendimi Recep Tayyip kardeşimden daha güçlü gördüm ve de görmekteyim. Çünkü ben her gün namazlarında  kırk defa “ Ancak sana ibadet eder ve yalnızca senden isteriz “diyen bir kulum.

Vergi vermenin ötesinde  Devlet ile parasal hiçbir ilişkim de olmadı. Dokuz defa yürürlükten kaldırılmış 163. ve yürürlükteki 5816’dan takibata uğradım ve yargılandım. Mağduriyetler yaşadım ama hiç kimseden özel bir yardım görmedim ama hamd olsun Rabbim de bana nimetlerini yağdırdı.

İslami çizgim gereği ERDOĞAN kardeşime İslam, ortak akıl ve bilimsel veriler çizgisinde yapıcı uyarılarda bulundum. Kendisini ve yönetimini ciddi ciddi eleştirdiğim yazılarımın ve yorumlarımın sayısı yüzü aşmıştır. Ama ikazlarım sebebiyle kırgınlığını yansıtır bir tavrına tanık olmadım ve de duymadım.

DEMOKRASİ SAHNESİNDE SEÇİM TİYATROSU
Türkiye’de bütün siyasi partilerin oluruyla bir asırdır demokrasi sahnesinde seçim tiyatrosu oynanıyor. İktidar ve muhalefetten bir avuç insan seçtikleri kişileri biz seçmenlere onaylatıyorlar.

Senaryosu aynı oyunları izleyemez olduğumu için  yazdığım “Sayın Cumhurbaşkanım!  Artık Kur’ânî Vasıflar  Taşıyanlara Oy Vereceğim” başlıklı yazım, yazıldığı dönemde sosyal medyada muhalefet lehine istismar edildiği gibi şimdilerde de yeniden yayına sokularak sömürüldü.

Ben  “Artık Kur’ânî Vasıflar  Taşıyanlara Oy Vereceğim” dedim. İslami iman ve yaşam çizgisi olup liyakatli olan insanlara vurgu yaptım.

Bu ifadelerimizden iktidar karşıtlığı çıkar  mı?

Şartlı olarak çıkar diyelim.

Peki ana ve sağ-sol muhalefeti tercih çıkar mı?

Çıkmaz, çıkması mümkün mü?

Sırası gelmişken soralım.?

CHP YÖNETİMİNDE KUR’ÂN İNSANI
CHP’nin merkez karolarında, il ve ilçe yönetimlerinde Kur’ân’ın söz ve anlam olarak Allah’ın kitabı olduğuna, bir diğer anlatımla onun insan hayatını tümüyle kuşatan bir hayat düzeni olup yaşanması gerektiğine inanan bir avuç kişi çıkar mı ?

CHP’de Kur’ânî vasıflar taşıyan adaylar bulabilir miyiz?

Bu arada bizim seçebilmemiz için kişinin, yasalarıyla hayata müdahil olmayan bir Allah inancına sahip olmasının yeter olmayacağı gerçeğine de değinmiş olalım. Çünkü Deizm en ağır ve yaygın cehennemlik kâfirlik türüdür.

BİZ AK PARTİ KADROLARINI NİÇİN ELEŞTİRDİK VE YETERSİZ BULDUK
a.) Baskıcı, dışlayıcı ve ötekileştirici olup akıl ve bilim dışı bir hurafe ve bir tür dinsizlik olan laikliği tanımlayamadığı, demokratik ve hukuki bir temele irca edemediği için,

b.) Bankacılık sisteminin ” Borca dayalı para sistemi ve faize dayalı ekonomi “ ile halkımızı sömürmesine engel olamadığı için,

c.) Eğitim sisteminin materyalist temellerine eğilemediği; aklî, ilmî ve İslamî iman esaslar üzerine oturtamadığı için,

d.) Milletimizi, Kurtuluş savaşı verdiğimiz ülkelerden derin bir hata ile alınan üstelik inançlarımız ve kültürel değerlerimize çelişkili olan Batı hukukunu yerelleştiremediği için…

Biz özetlenen  bu sebeplerle AK Partisini yetersiz bulduk. Kur’âni vasıflı adaylar aradık.

ANA VE YAVRU MUHALEFET
Eleştirdiğimiz sebeplerin savunucusu olan ıslah kabul etmez Ana muhalefeti geçtik.

Yavru muhalefetin tercih edilmelerini gerektirecek artıları var mı? Var olduğu söylenebilir mi?

Noktalamazsak uzayıp gidecek sözü Rabbimizin beyanı ile bitirelim:

{ Onlara, “Şu saçma gelenekleri bırakın da, Allah’ın indirdiği mükemmel inanç sistemine ve bu sistemin biricik kaynağı Kur’an’ın pratik hayata aktarılmasında en güzel örnek olan Elçisine gelin!” denildiği zaman:
“Atalarımızdan gördüğümüz töre, gelenek ve ideolojiler bizim için yeterlidir!” derler. Peki, ataları hiçbir şey bilmeyen ve doğru yoldan sapmış kimseler olsa da mı onları körü körüne taklit edecekler?

Ey iman edenler! Siz  öncelikle kendinizi ıslah edip düzeltmeye bakın! , siz İslâmî çizgide  doğru yolda yürüdüğünüz sürece, hak yoldan sapanlar size ve davanıza asla zarar veremeyeceklerdir. Unutmayın ki, hepiniz eninde sonunda Allah’ın huzuruna varacaksınız. İşte o zaman Allah, tüm yaptıklarınızı size bildirecek ve hak ettiğiniz ceza veya mükâfatı tam olarak verecektir.} (Maide 104-105)