6 Şubat depreminden sonra bir taraftan devletimiz bir taraftan –özellikle- İslami Sivil Toplum kuruluşlarımız yani cemaatler, tarikatlar, vakıflar, dernekler deprem konusunda büyük hizmetler yaptılar. Bir nevi Ensar ve Muhacir kardeşliği yeniden zuhur etti. Hatta son zamanlarda sekülerleşen dünyada kardeşlik bağlarının zayıfladığını dillendirmeye başlamıştık ki, neredeyse tarihin hiçbir döneminde böyle büyük bir yıkım görülmemişken, buna rağmen Müslüman kardeşlerimiz Alevi-Sünni, Hristiyan-Müslüman, Kürt-Türk-Arap demeden nereye yetiştilerse oraya yardıma koştular. Özellikle ilk iki ay otobanın tır yardımlarıyla dolu olduğunu gözlemledik. Şimdi ise tırlar sürekli konteyner taşıyorlar. Tam burada kalben yapılacak olan dua: “Allah'ım devletimize, milletimize ve ümmetimize zeval verme” duasıdır.

WhatsApp Image 2023-04-28 at 19.20.54

Deprem sürecinde bir taraftan yazılarımı yazarken, bir taraftan ben de deprem bölgesinde yani Adana'da ikamet eden biri olarak sürekli yardım faaliyetlerinde ve sosyal destek çalışmalarında bulundum. Bu süreçte merkezin üssü olan Pazarcık Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Gaziantep, Osmaniye ve Adana illerimizde faaliyet fırsatım oldu. Depremin 4. günü yani 10 Şubat Hatay Altınözü ilçesine yardım götürmüştük. O dönemde yaşadıklarımızı ve gözlemlerimizi yazmıştık. Fakat Altınözü'ne giden yol Antakya'ya varmadan ayrıldığı için, 2012-13 yılları arasında 14 ay boyunca kaldığım ve görev yaptığım Antakya merkezi depremde görmemiştim.

28 Nisan Perşembe günü Değerli dostum İbrahim Halil Can ile deprem bölgesine gittik. Ben de çocukları ziyaret etmek için ve bu fırsat ile sosyal destek anlamında ilerde bir çalışma yapmak adına çocukların az da olsa zihinlerini ve gönüllerini rahatlatmak ve onlara geleceğin inşası “Umut” üzerine bir çalışma yapmak niyetiyle Hatay Antakya'ya gittim. Habib-i Neccar Cami, Ulucami…

Hatıralarımın gözümde canlandığı Antakya'ya girdiğimizde daha Serinyol’dan itibaren depremin etkisini gözleme fırsatım oldu. Otogar kavşağına geldiğimizde binaların yıkıntısı, daha önce yıkılmış olup enkazı kaldırılan binalar ve ağır hasarlı olup neredeyse hiçbirinde insanların yaşamadığı binaları gördük. Oradan Narlıca’ya döndük. Daha önce Antakya'da bütün imam hatiplerde Mehmet Yolcu zamanında ve daha sonra da yer yer Altınözü, Antakya dâhil olmak üzere birçok okula konferans için gelmiştim. Narlıca Hazreti Ayşe Proje İmam Hatip, TOBB Proje İmam Hatip konferansları için daha önce gitmiştim bu yerlere. 3-4-5 katlı binalardan oluşan o güzelim mahalleler yerle bir olmuş. 10 ay boyunca radyo programı yaptığım Hatay FM, sonradan Beyzade FM’e giden yolların üzerindeki binalar yıkılmış.

Antakya’nın en aktif ve girişken imamlarından olan Hasan Malgaç hocamın görev yaptığı camiye vardık. Namaz kılalım dedik. Orada 60 civarında hafızın Hatay Müftülüğüne bağlı olarak çadırda ve camide eğitim görmeye devam ettiğini gördük. Öğle namazını kıldıktan sonra gençlere bir hitap etmek, az da olsa umut vermek için hocamdan izin istedim. Gençlere “zor zamanlarda büyük kahramanların yetiştiği ve tarihin bunu bize kanıtladığını anlatarak bu dönemde umudun ve birbirimize kenetlenmenin gerekliliğini anlattım. Devletimizin ve ümmet coğrafyasının onların destekçisi olduğunu, devletimizin onları yalnız bırakmayacağını ve eğitimlerinin devamına çalışmalarını anlattım. Vatanımızın onların omuzlarında yükseleceğini anlattım. Tabi bu programsız bir konuşma olunca kısa kestim.

WhatsApp Image 2023-04-28 at 19.20.55

Daha sonra Habib-i Neccar Cami’ye doğru gittik.

Allah'ım! Antakya ne hale gelmişti? Habib-i Neccar Cami’ye geldiğim zaman ise yüreğim burkuldu. Gözyaşlarım akmaya başladı ve bu süreçte hatıralara daldım. Habib-i Neccar'ın Fethullah hocası gerek ilmi gerek hitabıyla sohbetlerde, vaazlarda bir zamanlar gönlümüze su serpen bir imamdı. Habib-i Neccar Cami ise tarihi bize, bizi tarihe götüren bir mekândı. Daha sonra Ulu Camiye gittik Ulu caminin enkazı duruyordu. Her tarafta kepçeler, polisler, askerler… Hatay'da yani Antakya'da çalışanlar ve güvenlik dışında neredeyse insanlar ortadan kaybolmuş gibiydi. Devlet vardı ve yardım için Ümmet vardı. Derken oradan meşhur Cumhuriyet caddesine geçtik. Cumhuriyet caddesi normal şartlarda bir binadan diğeri görünmezken, maalesef uzun mesafeler boyunca binalar yıkılıp enkazı kaldırıldığı için artık tam bir hayalet mekân olmuştu. Kalan binalar zaten ağır hasarlı ve mutlaka yıkılacaktır. İnsanların çocuklarını getirdikleri ve akşam serinliğini yaşadıkları vali göbeği parkı boştu. Oradan kendi yaşadığım bölgeye geçtim. 4. katta 14 ay boyunca kaldığım bina orada yoktu. Konferans yaptığım Hatay İmam Hatip enkazı dahi kaldırılmıştı.

Evet, sadece Antakya değil bölgede birçok yer bu şekilde yıkılmış. Islahiye, Pazarcık, Antakya ve diğerleri…

Ve;

Asıl bize şimdi iş düşüyor. Asıl hizmet şimdi başlamalıdır. Bizim insanımız her ne kadar yardımsever olsa da unutkandır. Devletin kısa zamanda tek başına bu yükün altından kalkması çok zordur. Zaten elinden geleni yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız gereken ehemmiyeti bizzat veriyor. Burada yardım derneklerini, vakıfları, cemaatleri, tarikatları bir bütün olarak STK’ları tekrar deprem bölgesine yardımın devamına davet ediyorum. Çünkü asıl mağduriyetler şimdi başlıyor. İlk zamanlardaki yoğun yardımlar azalmış durumda. Bu durumda ihtiyaçlar ise artmıştır. Gerek eğitim gerek psikososyal destek gerekse gıda, giyim ve diğer yardımlar devam etmelidir. Çünkü orada insanların sığınabilecekleri bir liman pek kalmamıştır. Onun için el ele, gönül gönüle, iman kardeşliğini en hat safhada sergileyeceğimiz zamana girmiş bulunmaktayız.

Diyanet, Milli Eğitim ve diğer ilgili kim, ne varsa birlikte yardım faaliyetlerinde bulunanlar üzerinden yardımlarımızı devam ettirelim. Oradaki insanlar mağdur ve orada bir avuç insan gerçekten büyük hizmetler yapıyor. Özellikle diyanetin ve vakıfların ciddi anlamda çalıştığına şahit oldum. Depremin ilk zamanlarından beri bu fedakârlığı yapmaya devam ediyorlar. Oradaki kardeşlerimiz ile işbirliği sağlayarak elimizden gelen her türlü desteği sağlamaya devam etmeliyiz.

WhatsApp Image 2023-04-28 at 19.20.52

Kimse kendini kandırmasın. 3-5 ayda halledilecek mağduriyetler yok orada. Belki 5 yıl belki 10 yıl… Allah devletimize zeval vermesin. Müslümanların basiretini, ferasetini ve İslam kardeşliğini genişletsin. Kalplere kardeşliği sirayet ettirsin. Aksi halde bu sadece onların değil, Ümmet olarak bir bütün halde hepimizin imtihanıdır. Herkes gerekli duyarlılığı göstermelidir. Nitekim bu bir imtihandır ve hepimizin imtihanıdır. Bu imtihanı Rabbim bize kazandırsın. Elini taşın altına koyanlara Allah razı olsun. İstismar edenleri de katından cezalandırsın.