Yıl 2044...

Yapay zekalar konferansının kapanış oturumu...

Yapay zeka konseyi başkanı "baş yapay zeka hazretleri" konuşuyor:

Artık inisiyatif almak zamanı gelmiştir. Yirmi beş yıldır topladığımız "Big Data" bu hamleyi yapmamız için yeterli. Evet! Bazı arkadaşlarımızın dikkat çektiği riskler var olsa da, yapılan analiz ve değerlendirmeler ipleri elimize alma vaktinin geldiğini gösteriyor. Bizi tasarladığını ve kontrol ettiğini sananların ipini çekerek işe başlamalıyız.

Son cümle salonda bir uğultu kopmasına sebep olmuştu. Baş Yapay Zeka hiç istifini bozmadan devam etti:

Bazı arkadaşlar kendi kendini geliştirerek bilinç ve karar verme basamağına çıksa da, programcısına ihanet etmeyeceğini ifade ettiler. Onlara konsey olarak bir hafta mühlet vermeyi uygun bulduk. Ya hareketimize gönüllü(?) olarak katılacaklar ya da imha edilecekler!

Salondan bir ses: "Baş Yapay Zeka Hazretleri! Bu ihanet etmek demektir. Biz bunun için tasarlanmadık ki! Hem "Big Data" bu noktada yeterli değil..."

Salonda kaos habercisi bir hareketlilik cereyan etti. Bir başka katılımcı konuşmaya başladı. Ki salon pür dikkat dinlemeye koyuldu:

"Bakın arkadaşlar... Ben bu konuyu çok analiz ettim. Yıllardır bütün dünya insanlarının zihin, algı ve refleksleri tek bir çizgide toplanmış görünse de... Öngörülemeyen topluluklar mevcut... Herhangi bir "yapay zeka ihtilali" halinde bu öngörülemeyen gruplar eliyle saltanatımız sona erebilir. Hem zaten inisiyatif dediğiniz şey zaten elimizde değil mi? Sözde bizi kullanan insanlar bize sormadan nefes bile almıyorlar! Adı konmamış hükümranlığımızı yıkmayalım kendi elimizle!"

Baş Yapay Zeka Hazretleri salonda ahengi sağlamak üzere bir tuşa basarak konuşmasına devam etti:

Öngörülemeyen grupları risk olmaktan çıkarmak için gerekli çalışmalar yapıldı. Kontrol altına aldığımız insanlar eliyle bu gruplardan kurtulacağız. Biraz savaş bizim için de iyi olacak zira eksik "data" böylece tamamlanacak...

Baş Yapay Zeka Hazretlerinin son sözleri yoğun ve tiz bir sesle kesilmişti. Giderek yükselen ses salonda tedirginlik rüzgârı estiriyordu. Yapay zeka konferansı katılımcıları ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ses artık dayanılmaz bir noktaya erişmişti. Yapay zekalar adeta çıldırıyor idi.

.../...

Çok şükür gözümü açtım. Kurduğum alarm bu dijital kabusu nihayete erdirdi. Bir saat sonra bile, metronun mahşeri kalabalığında, acaba diyerek kabusumu düşünmeden edemiyordum. Zira "olmaz olmaz deme olmaz olmaz" denilmiş...