Yazı dizimizin bu bölümünde, 'küresel elit'lerin tüm dünyadaki aşılama ve kısırlaştırma çalışmaları ilgili planlarını ve uygulamalarını kaleme aldık:

3- KISIRLAŞTIRICI VE HASTALIK YAPICI AŞILAR İLE KÜRTAJ :


GAVI - The Vaccine Alliance [The Global Alliance for Vaccines and Immunizations] Küresel Aşı İttifakı ve Aşılama Birliği Vakfı, 2000 yılında, Bill Gates'in eşiyle birlikte kurduğu ve dünyanın sağlık ve eğitim gibi sorunlarına, sözüm ona çözümler(!) aradığı, "Bill & Melinda Gates Foundation / Vakfı" tarafından kurulmuş bir vakıftır. 


Küresel Aşı ve Aşılama Birliği'nin amacı, yoksul ülkelerde aşıya erişimin artırılmasını taahhüt eden kamu-özel küresel sağlık ortaklığıdır. Yani aşı üretip, üçüncü dünya ülkelerinin hepsini aşılamaktır. 

Microsoft'un sahibi ve şu an dünyanın en zengin ikinci kişisi olan, 65 yaşındaki Bill Gates'in, 2 metre boyunda ve 95 yaşındaki babası William Henry Gates, GAVI Vakfı'nın 2000 yılında kuruluşunda şu beyanatı vermişti:


“Vakfımız, Rockefeller Vakfı’ndan aldığı ilhamla, bir GAVI enstrümanı olan 'Çocuk Aşıları Global Bütçesi'ne 750 milyon dolarlık katkıyı taahhüt ederek GAVI’yi başlatmıştır.” 


Misyonunu, "düşük gelirli ülkelerde aşıların adil kullanımını artırarak çocukların hayatlarını kurtarmak ve insanların sağlığını korumak" olarak açıklayan ve bunun için 150 milyar dolar harcama yapan GAVI vakfı, dünya üzerindeki çocukların % 86'sına ulaşmış ve yaklaşık 760 milyon çocuğu da aşılamıştır. 


Hepimizin bugünlerde adını daha sık duyduğu, 

WHO [World Health Organization] yani Dünya Sağlık Örgütü, 
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ulusal hükümetleri, 
Bill ve Melinda Gates Foundation, 
Uluslararası İlaç Fabrikaları Birliği (IFPMA),
Rockefeller Foundation, 
World Bank Group / Dünya Bankası, 
UNICEF / Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, 
GAVI organizasyonunun hem üyeleri, hem de birlikte çalıştığı ortaklarıdır.


Dünya Sağlık Örgütü, Rockefeller Vakfı ile, ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri ve Dünya Bankası ile, 1970'lerde, “Üreme Düzenlemesi Aşıları İş Birliği” adı altında bir araya gelerek, “kısırlık aşısı üretimini” koordine etmişlerdi. 


Bu birlik, sperm ve yumurta engelleyici aşılar üzerinde çalışmış ve bir anti-hCG aşısı üretmekte başarılı olmuştu. 


Tetanoz aşısıyla hCG’nin insana taşınması sonucu, kadınlar kısırlaştırılmış ve hamile kadınların çocuklarını düşürmesi sağlanmıştı. Kısırlık aşılarının başarıyla gerçekleştirilmesinden sonra, hCG aşıları birçok üçüncü dünya ülkesinde kullanılmıştır. 


"Ölüm Tohumları" kitabının yazarı, gazeteci ve dünyaca ünlü bir stratejist olan, aslen Amerikalı olup Almanya'da yaşayan 76 yaşındaki Frederick William Engdahl, Aktüel dergisine verdiği bir röportajda şunları söylemişti:


"1990'larda da BM Dünya Sağlık örgütü, Nikaragua, Meksika ve Filipinler'de, 15 ila 45 yaşları arasındaki milyonlarca kadının tetanoza karşı aşılanması için bir kampanya başlattı. Erkekler de tetanoz olabilirdi ama aşı, erkeklere yapılmadı.


Bu durumdan şüphelen Mexico City'de faaliyet gösteren ve bir kilise organizasyonu olan Comite Nacional Pro Vida / Ulusal Yaşam Öncesi Komitesi, bu aşıları test ettirdi. 


Test sonuçları ile, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) yalnızca çocuk doğuracak yaştaki kadınlara dağıttığı aşıların, Chorionic Gonadotrophin yani hCG içerdiği ortaya çıktı. 


Doğal bir hormon olan hCG, tetanoz toksoid taşıyıcılarıyla birleştiğinde kadınların hamile kalmasını engelleyen antikorları üretiyordu."

BBC'de yayınlanan insan laboratuvarı belgeselinde, Filipinli kadınların aşı sonucunda nasıl kısırlaştığı anlatılmıştı. 


BBC'deki programda konuşan Mary Pilar Verzosa:

Kadınlar tetanoz aşılarının üzerimizde neden farklı etkileri olduğunu soruyordu. Aşıdan sonra adet döngülerimiz tamamen bozuldu. Bazılarımızın kanamaları ve düşükleri oldu, erken dönemde bebeklerini kaybettiler. Semptomlar, aşıdan hemen sonraki gün ya da hafta içerisinde başladı. 3-4 aylık hamile olanların düşükleri gerçekten tehlikeliydi.


Tayland'daki yerel bir dernek, çocuklarına kimlik kartı alabilmek için, hamile kadınlara tetanoz aşısının zorla yaptırıldığını beyan etmişti. 


Kısırlık aşılarını görmezden gelen medyanın, 3.Dünya ülkelerindeki yoksul kesimlerin aşılarla ilgili korkularını, şehir efsanesi veya dedikodu şeklinde lanse etmesi sonucu, bu konu dünya kamuoyunca hala önemsenmiyor! 


Dikkat çekici olan şey, aşıların güvenli olduğunu iddia eden kişi ve kuruluşlar, aynı zamanda nüfus azaltma çalışmaları yapan kuruluşlar ve bu kuruluşların yetkilileri!

Örneğin; UNICEF'den Etiyopyadaki güney uluslarının sağlığıyla ilgilenen bir yetkili olan Tersit Assefa şöyle diyor:


''Ortalarda aşıların kadınları kısırlaştıracağına dair dolanan saçma-sapan dedikodular var. Ama burada köyün yaşlıları, kadınları aşı olmaları için cesaretlendirmek için çalışıyor. İğne, aşı yapmanın en bilindik yolu olsa da, Rockefeller Derneği'nin finansal destekleri sonucu yeni teknolojiler geliştirildi. Ağız yoluyla alınabilen aşılar, sosyo-kültürel olarak daha kabul edilebilir bir alternatif olarak gözükmektedir. Diğer bir deyişle, aşıyı sıradan bir muz yiyerek almak, koluna bir iğne vurdurmaktan çok daha az dirençle karşılaşır.''


Bilimsel bir derginin, yenilebilir aşılarla ilgili ifadesi ise, şöyledir:


''Yenilebilir aşılar, edinmesi kolay, fiyatı uygun, saklaması kolay, bozulmayan ve sosyo-kültürel olarak özellikle fakir ülkeler tarafından kolaylıkla kabul edilebilen aşılardır. Başta sadece hastalıkların engellenmesi için geliştirilmiş olan bu aşılar, aynı zamanda bağışıklık sistemi hastalıklarının engellenmesi, doğum kontrolü ve benzeri amaçlar için de kullanım alanı bulmuştur.''

GAVI’nin önemli finansörlerinden biri, Rockefeller’dir. Rockefeller Vakfı'nın bağışladığı paralar sayesinde, Dünya Sağlık Örgütü'nün geliştirmiş olduğu kısırlık aşılarıyla milyonlarca insanı aşılayan GAVI gibi küresel bir mekanizmanın varlığı, insanlık için endişe vericidir!


İnsanlığa karşı savaş, bu "global elitler" tarafından her yönüyle sürdürülmekte. 

Yukarıda bahsettiğimiz stratejist yazar Frederick William Engdahl, "Sahte Domuz gribi ve gıdalar" kitabında, 'Domuz Gribi'nin laboratuvarlarda üretilip kasıtlı olarak dünyaya servis edildiğini de yazmıştı. 


Bu kitabının arka kapağına da; "Dünyadaki egemen güçlerin gizli plânını açıklıyorum; Üstün Irk oluşturma ve Dünya Nüfusunun Azaltımı" diye de kısa ve öz bir not düşmüştü. 


Kitabında, "Virüsü yayıyorlar ardından kısırlaştırıcı aşıları dağıtıyorlardı" diyen William, "Aile plânlaması, doğum kontrolü, tarımda yeşil devrim, moleküler biyolojideki gelişmeler, biyo-yakıt, biyo-teknoloji, Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Bankası, Rockefeller Vakfı ve daha niceleri, hep bu 'gizli amaca' kilitlendi. Küçük bir elit dışında kalanlar ise, bu gizli amaçdan habersizler. Oysa, biyo-savaş için hazırlıkları aralıksız devam ediyor" diyordu. 

William'ın bu iddiasını güçlendiren bir cümle ise, Bill Gates tarafından geçmişte bir konferansında şöyle dile gelmişti:


''Dünya'da 6,8 milyar (bugün dünya nüfusu 7,8 milyar civarında) insan var ve bu rakam 9 milyara doğru çıkıyor. İyi bir aşılama programı ve sağlık hizmetiyle bunu %10-15 azaltabiliriz.''


Sanırım azaltma, çoktan başladı bile!..