Modern savaşlar artık tankla, tüfekle değil; zihinle, kelimeyle, imgeyle yapılıyor. Sosyal medyada dolaşan bir görsel, çizilen bir karikatür ya da kasıtlı seçilmiş bir tarih, artık bir bomba kadar tahrip gücüne sahip. Bu bağlamda, Leman dergisinin yayımladığı son karikatür sadece bir “mizah ürünü” değil, bir psikolojik harp silahıdır.

Ve bu silah, tesadüfen değil, Madımak katliamının yıl dönümüne günler kala ateşlendi.

*Bu bir tesadüf değil;* bu, algı mühendisliğidir. Çünkü Türkiye gibi inançların toplumsal dokuda güçlü şekilde yer tuttuğu ülkelerde, kutsallara yönelik saldırılar asla sadece “ifade özgürlüğü” sınırlarında kalmaz. Bilakis, hedef alınan toplumun sinir uçlarıdır. Kitlelerin sokağa dökülmesini, cepheleşmesini, öfke üretmesini isteyen derin yapıların elindeki en kolay tetik mekanizmasıdır bu.

Dikkat edin: Geçmişte Madımak Oteli’nde yakılanlar sadece insanlar değildi; aynı zamanda ortak yaşam umudu, toplumsal huzur ve sivil akıl da orada boğulmak istendi. Bugün ise bu yangının külleri üzerinden yeni bir ateş yakılmak isteniyor.

Leman dergisi ya bu oyunun parçası… Ya da bu oyuna bile isteye malzeme taşıyan faydalı bir aptal.

*Unutmayalım:* Kültürel çatışmalar, beşinci kol faaliyetlerinin en etkili alanıdır. Bir milletin kutsallarıyla oynayarak iç gerilim üreten yapılar, aslında devletin sinir sistemine saldırıyor. Tıpkı geçmişte Ortadoğu’da “karikatür krizleri” üzerinden sokakları kana bulayan operasyonlarda olduğu gibi…

Bu nedenle mesele, sadece bir karikatür değil. Bu bir zihin operasyonudur. Toplumun hafızasına, travmalarına ve inançlarına yapılan sofistike bir saldırıdır.

Bu tarz provokasyonlar sadece toplumun sinir uçlarını değil, aynı zamanda istikrarını hedef alır. Leman’ın yaptığı tam da budur: Kutsalları aşağılarken, geçmişin kanlı izlerini hatırlatmak ve yeni bir öfke döngüsü yaratmak.

Ama biz bu oyunu tanıyoruz.

*Ve unutmayacağız:*

Madımağı unutanlar, Leman’ın çizgilerinde tekrar yakılır.