Kalkan, karma eğitimin hiçbir bilimsel ve pedagojik yönü olmadığını belirterek karma eğitimi 'ideolojik içerikli' olarak niteledi.
Kız ve erkeğim ergenlik çağında aynı ortamda bulunması cinsel kimlik gelişimi açısından zararlı olduğunu söyleyen Kalkan, bu söylemini şu şekilde temellendirdi:
Özellikle ergenlik çağında cinsel dürtülerin hat safhaya vardığı zaman olması sebebiyle kızın olduğu ortamda erkek, erkeğin olduğu yerde ise kızlar dürtüleri sebebiyle istismar fiilini gerçekleştirmekte veya istismara uğrayabilmektedir.
Tepsiksel (klasik) koşullanmada "uyarıcı devreye girince davranışsal tepki verilir." Ergenlik çağında kız ve erkeğin aynı ortamda okuması sebebiyle istismarlar yaşanabilmektedir. Oysa uyarıcı olmazsa tepki de olmayacağından dolayı okullarda cinsel istismarın ciddi anlamda önüne geçilmiş olunacaktır.
Sözünü ettiği problemin ise en esaslı çözümü olarak, kız ve erkek okulları açılmasını işaret etti.
Özellikle kız öğrencilerin okullarda sözlü, fiziksel ve psikolojik yönden ciddi anlamda istismara maruz kaldığını ancak birçoğunun bu durumu dile getiremediğini belirten Kalkan, konuya dair önemli istatistikler paylaştı:
- "2006-2007 MEB okul kayıtlarına göre okullarda meydana gelen 4379 vakadan 137’si cinsel taciz içeriklidir (Sabancı Üniversitesi, 2009)."
Kalkan, problemin çözümünün temel insan haklarını önceleyen bir yaklaşımın sonucu olması gerektiğini vurgulayarak "steyen çocuğunu karma eğitime gönderebilir. Lakin bir insan hakkı olarak kız ve erkek okulları da açılmalıdır." dedi.
