Tuğçe Işınsu parti kursa en az %7 oy alır. Davudoğlu’ymuş, Babacan’mış, geç.

Tuğçe de kim demeyin, hani şu sarışın Şeyhiye. “Güç” kitabını alıyorsunuz “Güç sizde”! Alıp okusanız olmuyor, bir tane de sizin edinmeniz gerekiyor. 5 kişilik bir ailede herkese bir kitap. Ucuz! Hediyesi 20 lira. Sudan ucuz. İşse iş, aşksa aşk, sağlıksa sağlık, kariyerse kariyer!. Ne istersen o. Okuyarak adam olmayacaksınız. Yani arkadaşından alıp okusan olmuyor. Para verip alman gerekiyor. Ya da birileri bu tılsımlı sırlar kitabını sizi düşünerek alıp hediye etmesi gerekiyor. Tecrübe edilmiştir.

Bu “sarışın bomba”nın kitabından TSK alıp askerlerimizin sırt çantalarına birer tane yerleştirsin “zafer bizimdir”. CHP bu hatun kişiyi kapmadan AK Parti’nin yeşil Kemalistleri daha önce harekete geçip, bu işi bitirebilirler. Boşversenize siz savunma sanayi imiş, kıtalararası füzeymiş. Bu bomba başka bomba. Boşverin “ne atom bombası, ne Soçi konferansı”.. Bu kitabı ihraç ederek Türkiye ekonomisini düzeltebilir mesela. Bu hatun kişiyi Turizm Bakanı yapalım turizmi uçurur. Türkiye’yi dünyaya tanıtırız. Şimdi benim asıl merak ettiğim konu, bu kitabın Corona virüsüne iyi gelip gelmediği.

Bakın bu hatun kişi, affedersiniz “birey”, parti kursa %7 oy alır diyorum ya, bu en az. Tılsım işin bir yanı. CHP’liler de sever bu birey’i, AKP’liler de. Bu bireyin geçmişinde Adnan Oktar’la bir teması olmuş mudur bilmiyorum ama, toplumda böyle bir “sentetik din”e ciddi bir talep var. Bu mesele biraz da arz talep dengesi. Dün Yaşar Nuri’yi sevenler bugün bu “birey”i de seveceklerdir.

Bir zamanlar bir Nejla Çarpan vardı, çarpmadığı Atatürkçü kalmadı. Kadın Atatürk’ün ruhunu çağırıp ondan mesajlar alıyordu. “Yeni Nutuk”u yazdı. Mevlana’nın da ruhunu çağırıp, “Yeni Mesnevi”yi yazdı. O zamanlar genelkurmay bu “birey”in kitaplarını bastırıp, askeri birliklere dağıttı ya hu! Bakın bu partiye üye olan her “birey” ayda 5 lira aidat ödeyip hem kendini hem de ülkesini kurtarabilir. Aslında SGK ve diğer sigorta kuruluşları her üye için bir kitap alsa bu iş biter. Sendikalar, odalar ne duruyorlar ki.

Ah benim güzel memleketim, bu kalabalık “birey’ler topluluğu”nu nasıl kişiliksiz hale getirdiler. Ne din, ne tarih, ne gelenek, hepsini hoyratça tüketen “dinci”ler, siyaset ve iktisad baronları, siyasi emellerini uluslararası sistemin emelleri ile şahsi çıkarlarını global finans-kapital baronlarının çıkarları ile tevhid eden ve onların peşinde yer yüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat arayan gafiller sürüsü. Bu “açıkgözler”e mi kızarsınız, bunların peşine takılanlara “kapalıgöz”lere mi acırsınız. Gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar. Bir de biz “ıslah edicileriz” diyorlar. İyi bilin ki onlar bozguncuların ta kendileridirler. Dikkat edin, din ve devlet büyüklerinizi İlah ve Rab edinmeyin. Aşk ve öfkeden sakının, adil şahidler olun ki Şeytan sizi Allah’la aldatmasın!

Sisi’nin tezgahladığı Kalkancı tarikatının peşine takılarak cennete ulaşmayı hayal edenler, Evrenesoğlu’cular, Rock in Roll ile zikir çeken sakallılar, sarıklılar, Oktar’ın peşine takılanlar, F. Gülenciler aslında birbirlerine çok benziyorlar ve her yerde varlar. Siyaset, ekonomi, kültür-sanat, nereye baksan onlar. Kimi performans sanatçısı diye takdim ediliyor media tarafından, kimi akademisyen, kimi politikacı, kimi Şeyh rolü oynuyor, kimi işadamı kılıklı şeytanlarla dolu çevremiz. Şimdi piyasada en çok açlığı hissedilen, yeni bir Mehdi, yeni bir Mesih ve yeni bir Deccal. Bir tane de yetmez birkaç tane! Demokrat ABD, piyasanın bu talebine en kısa zamanda cevap verecektir!?

Bir Korona çıkıyor, gözümüze Korona’yı çok yaklaştırınca arkasında birçok şeyi kaybediyoruz. Sonra Libya çıkıyor, Korona’yı da unutuyoruz. Kibriti gözünüze çok yaklaştırırsanız arkasında bir ormanı kaybedersiniz. Gideceği yeri bilmeyen bir kaptana hiçbir rüzgar fayda sağlamaz.

Sahi biz kimiz. Önce buna bir karar verelim. Ve nereye gitmek, varmak istiyoruz. Gideceğimiz yer hakkında bilgimiz, donanımımız var mı ve bedel ödemeye hazır mıyız!. Bırakalım övünmeyi-dövünmeyi, işimize bakalım. Çünkü yapmamız gereken çok işimiz var. Selâm ve dua ile.