Dünya belirsizliklerle dolu bir döneme girdi. Bakalım bundan sonra dünyada, bölgede ve ülkemizde neler olacak? ABD seçimlerinin sonu, Ermenistan’ın geleceği, Ankara’nın ekonomik ve siyasi gündemi daha uzun süre tartışılmaya devam edecek.

Gelinen noktada Karabağ sorunu bir şekilde çözülmüş gibi gözüküyor. Karabağ’ın kurtarılmasından öte, Nahcıvan’la Azerbaycan arasında bir de koridor açılıyor.

Azerbaycan ile Ermenistan arasında arabuluculuk yapan ülke Rusya. Ermenistan’ın işgali altında olan ve geri çekilme sürecinde barış gücü olarak görev yapacak olan ülke de Rusya. Bölgede Rusya’nın ağırlığı ve önemi artmış gözüküyor. Şimdi bu durumda Fransa’nın ve ABD’nin ne yapacağını görmemiz gerek. Ermenistan öyle kendinden ibaret bir ülke değil. Zaten ABD ve Fransa garantör. Ermenistan’ın PKK ile bağlantısı da biliniyor. Ermenistan’daki kargaşadan sonra ne olacak onu bir görmemiz gerek. Seçim yenilenebilir, Hükümet değişebilir. Ondan sonra ne olacak ondan emin olamayız. Onun için çok dikkatli olmak ve rehavete kapılmamak gerek.

Bu süreçte ülkemizde, bölgemizde ve dünyada çok garip gelişmeler yaşandı. Arkası da gelecek gibi. İnsanların zihinleri Amerikan seçimlerinin bölge ve Türkiye üzerindeki muhtemel etkileri ile meşgulken, bir de BAE’den sürpriz bir açıklama gelmişti: “BAE’de artık alkol, intihar ve evli olmayanların birlikte yaşaması suç sayılmayacaktı”! Zaten artık kumar, Bitcoin’le, sanal alemde deepweb üzerinden  sıradan bir iş haline gelmişti. Porno da öyle. ABD’de 15 eyalette uyuşturucunun serbest bırakılması da yeni “digital devrim”le sıradan bir iş haline gelmişti. Artık cep telefonunuzdan uyuşturucu servisi yapılabilecekti. Neuralink’le, beyninize verilen bir elektromanyetik komutla, vücud kendisi, mutluluk hormonu, ağrı kesici ve adrenalin hormonu salgıladığında, buna biraz da afrodizyak kattığınızda sanal bir uyuşturucu ile kafa bulabilecektiniz.

Hoş bizim yerli ve milli bilişim uzmanları, gıda ve sağlık alanında yönetime danışmanlık yapan bilim adamlarının böyle konularla kaybedecek bir zamanları yok!? İşte tam da böyle bir zamanda, Berat Albayrak’ın istifası işin tuzu biberi oldu.

İş gerçekten bir sağlık sorunu ile ilgili bir konu ise, bu neden bu kadar acımasızca politik bir polemik konusu yapılır. İşin içinde başka işler varsa, asıl gerçek ne? 

Şunu görelim, sağlıkta, özellikle Covid komplosu ile ilgili konularda ve korku pandemisine dönüşen sürecin ekonomi üzerinde oluşturduğu olumsuz baskı kâbusa dönüştü. Bilim adamları kekikten söz etmeye korkuyor mu utanıyor mu bilmiyorum. Köln suyuna (kolonya) fit, ama kekik olmaz! Yerli ve milli kafaların ürettiği çözümler “eski normal” standartlara uymadığı için bakanlık nezdinde kabul görmüyor. Ve insanlar ölmeye devam ediyor. Her grib vakası bugün artık adeta Covid’le etiketlenmeye başlandı. Ekonomide, gıda konusunda, bilim, teknoloji, aile, eğitimde durum hiç iç açıcı değil. Yolsuzlukla mücadelede ve işin ehline verilmesinde sınıfta kaldık. Media ve STK’lar fonksiyonsuz hale geldiler. İstanbul depremi insanların korkulu rüyası haline geldi. Makyajlanmış sunumlar halk kesimlerinde inandırıcı bulunmuyor. Her geçen gün kaygı artıyor. Suali mukadderler cevabını bulamıyor. 

Muhalefet bu sürece yangına körükle gider gibi gidecektir. Onun için acil tedbirler alınması ve topluma gerçeklerin söylenip güven tazelenmesi gerek. Ama bu siyaset, bürokrasi, media ve akademya ile bunu başarmanız çok kolay olmayacaktır. Bu konularda eğer güven tazelenmez ise, yarın insanlar daha önce doğru olduklarını düşündükleri konularda da kuşkuya kapılacaklar. Troller üzerinden, eklemlenmiş media’nın kiralık kalemleri üzerinden  kitlelerin uzun süre, halkla ilişkiler yöntemleri ve toplum mühendisliği taktikleri ile güdülenmesi mümkün değildir.

“Yeni normal” döneme girerken eski dengeler ve eski alışkanlıklar, eski mantıkla evde yapılan hesapların çarşıya uyması pek mümkün değil. Buraya gelirken ki uygulamalar, bundan sonraki yolculukta işe yaramayabilir, hatta geri tepebilir. Şunu bilelim ki, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve eski hal artık muhal. Bu durumda ya yeni hal, ya izmihlal!

Yanlışın neresinden dönülürse kârdır. Dost acı söyler. Bu uyarılar dikkate alınmazsa bunun faturası çok daha ağır ve acı olur.

Bakın ekonomide söylenenle gerçek arasında ne kadar fark varsa, diğer birçok konuda da durum çok farklı değil. Kol kırılıp yen içinde kalırsa kol ya kangren olur, ya çolak kalır. Gerçek herkes için en iyi olandır. Bir şey gerçek değilse politika ve bilim kılıfına da sarılsa bir şey değişmez. Hani adil şahitler olacaktık!. Gerçeğin her şart altında bir gün bir şekilde ortaya çıkma gibi bir huyu vardır. 

Selâm ve dua ile.