İspanyol gribi, Dünya Savaşı’nın son aylarında tüm dünyayı etkisi altında almış ve üç dalga halinde seyretmişti. Kayıtlara göre yaklaşık 18 ay ile 24 ay arasında sürdüğü biliniyor. İlk dalgada dikkatleri üzerine çektiysede o evrede kimse ne olduğunu anlayamamıştı! İkinci dalga ise çok şiddetli oldu, milyonlarca insan hayatını kaybetmişti. Üçüncü dalga artçılar olarak devam etti ve salgın zamanla azalarak nihayete erdi.  Yine bilgilere göre İspanyol Gribi, Covid 19’un tersine (genel olarak) zayıf ve yaşlılardan daha çok ne hikmetse sağlıklı gençleri etkiliyor, sanki birileri; savaşla(ta) ölmeyen genç nesilleri bu salgınla yok etmek istiyordu...

Bir yanda dünyayı yaşanmaz hale getiren İspanyol Gribi salgını, diğer yanda yorgun ve dizleri üstüne çökmüş, sırtlanların parçalamak için can attığı Devlet-i Âli Osman! Selçuklu gibi, O da yıkılıyordu şimdi! Sonradan anlaşılacağı üzere dünya, yeni bir düzene geçiyor ve (itaat etmeyen) hanedanlıklar bir bir yıkılıyordu!

Doğu’da Babür Şahlığı, Batı da Habsburg Hanedanlığı ve merkezde Osmanlı! Romanov ve Hohonzeller Hanedanlığı! Tüm bunlar tesadüf olabilir miydi?

BABÜR ŞAHLIĞI bugünkü Hindistan’ı, Pakistan’ı, Bangladeş’i ve Afganistan’ı kapsıyordu. Osmanlı’nın yıkılmasından ise 72 devlet ortaya çıkmıştı. Sıradışı olan ve gözlerden kaçan ilginç bir ayrıntı ise OSMANLI’nın yıkılmasıyla, Hanedanlık içerisinde ki en güçlü Sefarad Yahudi ailesi olan ve hep gözlerden kaçmış bir vakıa olarak öylece orada analiz edilmeyi bekleyen KAMONDO AİLESİ’de ilginç bir şekilde tasfiye ediliyordu.

HABSBURG’lar ise Alman Krallığı, Avusturya Arşidüklüğü, Bohemya, İspanya, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, Macaristan-Hırvatistan, Napoli, Portekiz Krallığı, Sicilya ve hatta Meksika’ya uzanıyordu.

Dünya’da, ‘’özgürlük, hürriyet, milliyetçilik’’ rüzgarları esiyor, Anadolu’da bu rüzgar ‘’Hürriyet, Müsavat, Uhuvvet, Adalet’’ kavramlarına evriliyordu! Hanedanlıklar, ulus devletlere dönüşüyor, dönüştürülüyordu. Bugünün ‘’Arap Baharı’’, yüzyıl önce farklı saiklerle ama aynı amaç için mi estiriliyordu?

Selçuklu yıkılırken beylikler birbirine kılıç çekmiş, Söğüt’te; sırtını Anadolu’daki iç çekişme ve çatışmaya çevirerek kardeş kanı akıtmaktan imtina etmiş,  yüzünü ise küffara dönüp cenk eden Süleyman Şah oğlu, Ertuğrul Bey oğlu Osman, Devlet-i Ali’nin kurucu iradesi altında küllerinden yeniden bir devleti ikame ediyordu. Halbuki güç ve kudret olarak Osman beye gelene kadar;

Karamanoğulları (1256-148)

Candaroğulları (İsfendiyaroğulları) (1299-1260)

Menteşeoğulları (1261-1425)

Germiyanoğulları (1299-1429)  

Aydınoğulları (1308-1426)

Saruhanoğulları (1313-1410)

Karesioğulları (1304-1345)

Hamitoğulları (1300-1425)

gibi silah ve nüfus yönünden bir çok güçlü beylikler varken neden Kayı’nın ve Osman Gazi’nin tercih edildiğini ve kim(ler)in tercih ettiğini soralım ve (bağımsız) tarihçilere bırakalım.

...

Selçuklu’nun yıkılışında olduğu gibi şimdi Osmanlı’da yıkılıyor ve Devlet -i Âli, küllerinden yeniden doğuşa hazırlanıyordu. Yeni bir devletin kurulması kaçınılmazdı ve bunu öngörenler için yıllardır tüm işaretler bu yöndeydi.

Bir yanda Enver, diğer yanda Cemal ve Talat Paşa’lar. Enver, damat. Yeni kurulacak devletin irade ve idaresinde söz sahibi olmak istiyor. Cemal ve Talat’lar cevval! İttihad ve Terakki’nin üçlü sac ayakları. Kaçınılmaz yıkılışı görüyor ve her biri mevzi alıyorlar! Ekipler, klikler oluşturuyorlar. Bugünkü gibi propaganda enstrümanları yok ama o günün şartlarına göre ne gerekiyorsa yapıyorlar, birbirlerine yer yer çelme ve omuz atacak kadar mücadele içine giriyorlardı.

’Edirne’yi Enver alacağına, Bulgar alsın’’ söylemine, ‘’istibdatçı’’, ‘’Yıldız’daki Baykuş’’ hezeyanlarından geliniyordu. Jön Türkler, ittihad ve terakki’ye evrilmiş, devirdikleri Sultan Abdulhamid tohumu çoktan toprağa atmış, o tohum filiz vermek için vaktini bekliyordu. Sosyo-ekonomik ve kültürel boyutta ki erezyon, siyaseten depreme dönüşmek üzereydi. Doğu’da Kars İslam Cumhuriyeti Ocak 1919’da Cihangir bey eliyle kur(d)uluyor, emperyallerin dikkatleri oraya çevriliyordu! Devlet-i Âli ‘’false flag’’ çekiyor, Sultan Vahdettin İngilizleri oyalarken Anadolu yeni devlet için hazırlanıyordu. Peki Selçuk’lu çökerken (onca güçlü cevval bey ve beyliğe rağmen) Osmanlı’nın kuruluşunda olduğu gibi, Osmanlı çökerken kurulacak olan yeni devletin kurucu iradesinde ipi kim göğüsleyecekti?

Damat Enver ve cevvaller başta olmak üzere herkesin hayretler içinde kalmasına sebep olan durum nihayet gerçekleşiyor ve Sultan Vahdettin’in yaveri Mustafa Kemal ipi göğüsleyen isim oluyor, rutbesi üstün olmasına rağmen Kazım Karabekir Paşa doğu’da, dokuzuncu ordu müfettişi Mustafa Kemal’i topuk vurup selam durarak ‘’emrinizdeyim paşam!’’ diye karşılıyordu.

O günlerden yüzyıl sonra!  Great Reset’in hemen öncesi, yeni dünya düzenine geçişin son virajında ağır yüklerinden bir bir kurtularak irtifa kateden Devlet-i Âli’nin göz bebeği, Osmanlı’dan sonra kurduğu genç Cumhuriyet, gelen çığı görerek bir kez daha ön alıyor.

Dünya’da bu kez İspanyol Gribi ile değil, Covid 19’la öldürülen, korkutulan ve terbiye edilen toplumlar, İslam Corafyasında (vekalet savaşlarıyla) yangın yerine döndürülen şehirlerde ki halklar, dünya milletleri; hanedanların değil bu kez ulus devletlerin bir bir dönüştürüldüğünü izliyorlar.

Sahte algılarla yönetilen sözde ‘’şeriatçı yada demokrat’’ devletlerin nasıl birer ilizyon olduğu ortaya çıkıyor! Dikkatle bakanlar için ne batı devletlerinin yönetimleri ‘’demokrat ve insan haklarından yana’’ ve nede doğunun çakma devletleri ‘’Şeriatçı ve Mukaddesatçı!’’

Yalanların üstündeki kalın örtü, bizzat o örtüyü seren karanlık ellerce kaldırılıyor! Artık makyaja gerek duymuyorlar! Ortaya çıkan gerçek ise bambaşka bir planın yeni maskesi, şaşırtmacası ve örtüsü!

Star Link uyduları, Neura Link ve 5G ile (bir bilinmezlik öncesi) ‘’Great Reset’’ planlayanların büyük oyunları kapıda. Küresel pandemi, DSÖ, Gavi, alçak irtifa uyduları ve 5G’nin Küresel tiyatrosunda sahneye çıkmak, rol almak zorundayız! Akdeniz, Ege, Kıbrıs, Libya, Suriye, Balkanlar! İhtiyaç duyduğumuz en büyük güç ve silah; zaman! Dünün ‘’Arap Baharı’’ ve geçmişteki ‘’milliyetçilik akımlarıyla’’ yapılan yönlendirmelerde olduğu gibi bugün merkezde ‘’Büyük Başlangıç-Great Reset’’ var! Joker ve Anonymous maskeleri takıyorlar ve salgınla korkutuyorlar!

Topraklar ve devletler sadece bölünerek işgal edilmeyecek; kalpler parçalanıp zihinlerde işgal edilecek.

3 Mescid hiç olmadığı kadar tehlikede!

Devlet-i Âli bunu gördü!

Mekke ve Medine’yi koruma refleksi Kudüs merkezli!

Kudüs-ü Şerif’te onaltı aşiret teyakkuzda!

Hiç olmadığı kadar kararlıyız.

Ayasofya bunun için mühim!

Yeni bir devlet kurmayacağız! Kurduğumuz ve ilk Meclis’e yapılan darbeyle dondurucuya kaldırılan kurucu iradenin kök hücresi tekrar bünyeye enjekte ediliyor.

Yeni bir dönemi biz başlatacağız!

Tüm bu yaşananlar ve yaşanacaklar tam da bunun için!

Kurucu irade, hazırlığı yapılan yeni dönemin, yeni lideri ve ekibi için ‘’false flag’’ çekti! Beyliklere ve birbirlerine omuz atıp çelme takanlara değil, yüzyılın Abdulhamid'ine ve ‘’Karabekir’in’’ kime topuk vurup, selam duracağına bakın! Great Reset’e, Great RESeT!

...

..

.

Bülent Deniz - Habervakti.com Genel Koord.

@bulentdenizim

www.bulentdeniz.com