Bu oyunların içindeki “oyun”u görmek için İslam alimi mi olmak gerekiyor? Bırakın alim olmayı orta zekalı herkes görür bunu. “2023 Dünya Spor Başkenti” seçilen Konya’da 56 ülkeden 4 bini aşkın sporcu, “5.İslami Dayanışma Oyunları” için buluşuyor. Adında ‘İslami’ kelimesi geçse de, bu oyunlarda Müslüman olma şartı bulunmuyor. Sormak gerek, oyuncunun Müslüman olması gerekmiyorsa, bu “İslami bir oyun” mu. Her ikisi de değilse niye adı “İslami Dayanışma oyunları”. Bu işin içinde bir oyun yok mu!

Spor dalları şöyle belirlenmiş: Atıcılık, atletizm, basketbol, Bisiklet, Bocce, Cimnastik (Artistik, Aerobik, Ritmik), Eskrim, Futbol, Güreş, Halter, Hentbol, Judo, Karate, Kick boks, Masa tenisi, Okçuluk, Taekwondo, Voleybol, Yüzme, Geleneksel okçuluk, Para-atletizm, Para-masa tenisi, Para-okçuluk, Para-yüzme). Arama motoruna “artistik, aerobik, ritmik cimnastik” yazın ve sonra görsellere bakın, anlarsınız bu sporun ne kadar “İslami” bir spor olduğunu. Yüzmeye bakın bakalım, mayolar tesettüre uygun mu? Ama tabi, İslami olmak ya da sporcuların Müslüman olma şartı yok. Hatta LGBT’li de olabilir. Nasıl olsa bizim kimlik kartlarında GENDER yazıyor. Kadın-erkek kime ne? Türkiye Lanzarotte’yi imzaladığına göre, İstanbul sözleşmesinden çekildik desek de, hala yasa ve yönetmeliklerde bütün hükümleri geçerli. Bir de cinsiyet ayırımı gözetmeden karma takım düzenlesek, nasıl olsa, ne olursan ol gel. Gay Lezbiyen, ateist, agnostik olsa da ger. Yeni Semazenler artık erkek-kadın farketmiyor. Gösteride de semazenlerin etekleri gök kuşağı renginde olsa, ama ne tanıtımı olur, hem Konya, hem Türkiye’nin, hem de çağdaş Türk Müslümanlığının!?. İnanın ekonomik sorunlarımız bile anında çözülür. Mesela Türk yıldızları gökyüzünde boydan boya gök kuşağı renginde sis bıraksalar, The Economist’e, Time’e kapak olur Türkiye.

Bu oyunların ilki Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde, 8-20 Nisan 2005 tarihlerinde 54 ülkeden 4248 sporcunun katılımıyla düzenlenmiş. Türkiye yarışmaları 15. sırada tamamladı. Bu oyunların 3.sü  Endonezya’nin Sumatera adası’nın Palembang kentinde 22 Eylül-1 Ekim 2013 tarihleri arasında düzenlenmiş. Endonezya’da olmuş, orada Plaj veloybolu da varmış. Türkiye genel klasmanda 5. olmuş. Oyunların 4.sü 12-22 Mayıs 2017 tarihinde Azerbaycan’da gerçekleştirilmiş. Oyunları Azerbaycan’ın ardından 2. olarak tamamlamışız..

Bugün “Bizimkilerin mediası” Haberin bu yönü ile değil, başka yönü ile ilgili. Bu organizasyon’un başında Suudiler var. Dahası bu oyunların resmi dili de İNGİLİZCE! Tam “İslami!?” yani. Zafer kutlamasını da Şampanya ile yapsalar

Gençlik Spor bakanı Kasapoğlu, “bu çalışmanın uluslararası kamuoyundaki gücünü artırmak”tan söz ediyor.. Bunun için “çok ciddi bir çaba sarf ettiklerini” söylüyor.. “Büyük bir heyecan ve gayretle çalışmalarımızı yürütüyoruz” diyor. Bir de herşeye Cumhurbaşkanını karıştırmasalar. Diyor ki; “Oyunlarla ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın himayeleriyle hamdolsun ki bugünlere geldik”. Allah korusun, bu akıl ve istikamette bu gayretlerle İslam ülkelerine de dünyaya da örnek olacakmışız. Bakan öyle diyor: “İnanıyorum ki İslam dünyasının birlikteliği, dostluğu ve kardeşliğine yönelik gerçekleştirdiklerimiz, sporun birleştiren gücünü esas alan İslami Dayanışma Oyunları'yla tüm dünyaya örnek teşkil edecek ve gelecek nesillere kuvvetli bir barışın ve dostluğun zeminini tesis edilecektir."

Bakan Kasapoğlu, İsrail'in Gazze'ye yönelik olarak 5 Ağustos'ta yaptığı hava saldırılarını şiddetle kınadığını sözlerine ekledi. Biliyorsunuz, 8 Ağustos Kerbela’nın yıldönümü idi. Dahası İsrail hem Mescid-i Aksa’ya, hem de Gazze’ye saldırdı. Biz de Konya’da Uluslararası İslami Dayanışma Spor Federasyonu (ISSF) Başkanı Prens Abdülaziz bin Turki el-Faysal ile  Konya 2022 İslam Ülkeleri Spor Başkenti imza törenini gerçekleştirdik.

Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (KONESOB) Başkanı Muharrem Karabacak, 5. İslami Dayanışma Oyunları’na Konyalı esnafın hazır olduğunu ve şehrini en güzel şekilde temsil edeceğini söyledi. Tabi işaret yukarıdan gelince herkes kuşun asker kesilmiştir. İyi ki, Diyaneti, Müftülüğü bu işe dahil etmediler, bir de İlahiyat’tan bir hocaya Kur’an-ı Kerim okutarak, “İslam’da olimpiyadların ve sporun önemi” üzerine bir konuşma yaptırabilirlerdi, Allah korumuş! “Birlik, beraberlik, vahdet, hayırda yarışma, İslami dayanışma” diye başlayınca arkası gelirdi.

Bu oyunların ilginç bir tarihi var. 22 Mayıs da İslamabad’taki İslam Ülkeleri Dışişleri Bakanları toplantısında alınan karar sonucu 26 Eylül-5 Ekim 1980 tarihleri arasında 1.İslam Ülkeleri Spor Oyunları İzmir’de hayata geçirilmişti. Ne var ki oyunlar, hemen öncesinde yaşanan askeri darbenin gölgesinde kaldı. Bundan bir yıl sonra Suudi Prensi Faisal bin Fahd bin Abdülaziz, İslam Konfransı Örgütü’nde ‘Dayanışma Oyunları’ fikrini ortaya attı. Ancak oyunlar, 2005 Cidde’ye kadar tam 25 yıl yeniden gerçekleşemedi. 2.si Basra’da yapılacaktı, son anda ertelendi. Sonrası malum. Ve ilginçtir, bu seneki oyunlara KKTC davet edilmedi. İslam Ülkeleri İşbirliği Konferansının haline bakar mısınız 40 yılda, sıradan bir iş yapmaya kalkıyorlar, onu da yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar. Bu mu! Bu mu, alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetinin evrensel siyasi birliğinin hali!

Birileri de sosyal media’da bu tartışma başlayınca, bu konuda twit atan birkaç gazeteciyi işinden etmekle tehdit eden trollerin tehditlerini eklerseniz bu tartışmaya, rezaletin boyutu daha iyi anlaşılacaktır. Oyunlara katılacak oyuncular için  Selçuklu Kongre Merkezi, Kutalmışoğlu Süleyman Şah Yurdu, Tahir Büyükkörükçü Yurdu, Ali Ulvi Kurucu Gym tahsis edilmiş. Açılışta, kapanışta mutlaka sema gösterisi de konmuştur. Birileri “İslami” diyince bu muhterem zatların isimlerini garnitür olarak mı kullandı aceba. Bakın, “cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir!”. Bu işlerin size bu dünyada da bir faydası olmaz, ahirette de, kendinize yazık edersiniz, en çok da.

Sahi, İİK yöneticileri, Bakanlık, Konya Büyükşehir belediyesi, TRT yönetimi, bizim aslan mediamız, diğer sponsorlar bu işin hiç mi farkına varmadılar. “AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’lilere dikkat” diye boşuna demiyoruz! Fuhşiyatı kendileri için onur sayan birilerine bir takım holdingler İK’larında pozitif ayırımcılık uygulamaktan söz ederken, sahi bizim yeşil sermaye bu konuda ne yapıyor. Esnafımızın tek derdi para kazanmak mı! Umarım KONESOB üyeleri de bu konuyu yeniden düşünür.  Selam ve dua ile.