Derin Gerçekler

Zaman ölçümü, ay, hafta ve gün olarak belirlenmiştir. Ay 12, hafta 7 gündür. İslami geleneğe göre, yeni gün, “gün batımı” ile başlar. Günün kaç saat olduğuna ilişkin bir düzenleme yoktur. Gün namaz saatlerine göre belirlenir. Gece yarısı teheccüd ile işaretlenir. Sahurun bitişi imsakla belirlenir. Günlük namaz vakitleri, sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı... Takvimin başlangıcı yanında, aylar 12 olmakla birlikte Güneş ve Ay’a göre yapılan hesaplamalar değişkenlik gösterir. Müslümanlar günlük ibadetlerini Güneş’e, yıllık ibadetlerini Ay’a göre yaparlar. “Ay ve Güneş Allahın iki şeairidir”.

Daha önceden gelen ve İslam’da da korunan, kamerî esasa göre tespit aylar iki bölümde değerlendirilir. Safer, Rebîülevvel, Rebîülâhir, Cemâziyelevvel, Cemâziyelâhir, Şâban, Ramazan, Şevval'den oluşan aylara 'eşhürün i'tiyâdiyye' ve Zilkade, Zilhicce, Muharrem, Receb’den oluşan '4 haram ay'a 'eşhürün erbaatün hurum' denir. 

Evet, Ramazan ile sonlanan Recep ve Şaban aylarından olan bu 3 aya “Üç aylar” denir. Oruç, namaz, sadaka gibi ibadetler, zikr ve dua ile geçirilen bir zaman olarak eda edilir.

Yaşadığımız zamanı ve mekanı, dünya hayatını ve ahirete hazırlık için gündelik hayatı sorgulmak için bir vesiledir, bu aylar. Bu aylarda ayrıca Regaib, İsra (Mi‘rac), Berat ve Kadir geceleri de var. İsra ve Kadir, iki önemli dini bayramlardandır. Üç Aylar'ın başlangıcı 23 Ocak 2023 Pazartesi / 1 Receb 1444’dir. Regaib Kandili 26 Ocak 2023 Perşembe / 4 Receb 1444, İsra / Mirac Kandili , 17 Şubat 2023 Cuma / 26 Receb 1444..

Bu 3 ayların ilk ayı olan Recep ayı, Zilkade, Zilhicce, Muharrem ile birlikte savaşın haram olduğu aydır. Onlar savaş tanrısına adanan bir ayı kutluyorlar. “Mart”, “Savaş tanrısı”na adanan aydır.

Siz “Higien / Hijyen” dediğinizde “Temizlik tanrısına sunulacak kadar temiz” demiş oluyorsunuz bir bakıma. Mesela biz de besmele çekerek yaptığımız işi Allah’a adamış oluyoruz.

“Mars”, Roma mitolojisindeki “Savaş tanrısı”nın adıdır. Juno ile Jüpiter'in oğludur. Jüpiter Güneş Sistemi'nin en büyük gezegenidir. Güneş'ten uzaklığana göre 5. sırada yer alır. Adını Roma mitolojisindeki tanrıların en büyüğü olan Jüpiter'den alır.

Yunan mitolojisinde ise savaş tanrısının adı Ares’tir. Ares, Zeus ve Hera'nın oğludur ve 12 Olimposludan biridir. Roma'da Mars olarak da bilinir. Barış tanrıçası olan Athena'nın zıttıdır. Ares'in sembolü yaban domuzu, miğfer ve akbabadır. Athena’nın sembolü ise miğfer, mızrak, baykuş ve zeytin. Mizacı bilgelik ve taktiksel savaş. En barışçıl tanrıları bile savaşçı bunların!

Maalesef bugün İslam ülkeleri de “Haram Aylar” kuralına uymuyor. Batılılar bu anlamda ezetorizm ve mitolojiyi kehanetle ilişkilendirirerek senaryolar yazıyor. İşlerine geldiği zaman savaş başlatıyorlar ama kendileri saldıracaksa, o zaman bu kehanetleri, döngüleri dikkate alıyorlar. Bu anlamda Ukrayna ve Japon Denizi'nde saldıracaklar saldırabilirler. Ama normal şartlarda onlar Mart’ı bekleyeceklerdir.

Bu vesile ile, hem 3 aylarınızı tebrik etmek istedim. Hem de bu vesile ile Eşhüru Hurum/Haram aylar konusunu hatırlatmak istedim.

İsveç’teki saldırının böyle bir zamana denk gelmesi dikkat çekici. Bu aylarda savaşı başlatan taraf biz olmayacağız. Ama, elbette saldırırlarsa, saldırıyı def edene kadar nefs-i müdafa yapacağız.

3 aylar ve eşhüru hurum, seçime giderken siyasiler arasındaki gerilimin düşmesine sebeb olur mu, bilmiyorum. Bize “Bir kavme olan düşmanlığınız, sizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmesin” diye emredildi. Allah tarafından ama, durum ortada. Hani Firavun'a bile gidip “güzel söz ve hikmetle” Hakk'ı anlatacaktık.

İsveç’e git, 'Yahudiler için soykırım olmadı' de, ya da Yahudileri eleştir bakalım, alacağınız cevap ne olur. İslam “slm” kökünden “Barışa giden yol” demektir. Şeriat, insanın aklı ile vicdanını, insanı insanla, insanı tabiatla, sonuçta insanı Allah’la barışa götüren yoldur. Allah’ın bir diğer adı da “Barış”tır. Bizim barış ayımız var, onların savaş tanrısına adadıkları bir ay var. Onlar medeni, biz barbarız, öyle mi?

Eğer seçim 15 Mayıs’ta olacaksa ve bu seçim süreci böyle devam edecekse, siz o sonuçtan hayır beklemeyin.

Aslında bunlar artık ne İsevi ne de Museviler. Din onlar için sadece tarihsel ve kültürel bir aidiyet, folklorik bir hadise. Bireysel planda vicdanlara, toplumsal anlamda mabedlere hapsedilmiş bir şey! Din, kehanet, ezoterizm, mitoloji, astroloji hepsi birbirine karışmış durumda. Bu hastalık bir şekilde de bize de nüfuz ediyor. Tehlike sadece dinsizlikten değil, din gibi algılanan hurafelerden de kaynaklanıyor. Aslında cumhuriyetin ilk yıllarındaki inkar ve asimilasyon Osmanlı'dan tevarüs eden bir yozlaşmanın sonucu ortaya çıktı. Hatta irtidat, Osmanlı döneminde başladı. Yani bütün bu olanlar bir anda olmadı, “Azar azar oldu”. Bugün Batı da bu anlamda tam bir inkar bataklığına saplanmış durumda. Belki biz toparlanmaya başladık ama Batı, pedefoli satanist bir çetenin elinde oyuncak oldu.

Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Biz bu anlamda bütün insanlığın kurtuluşuna vesile olacak yeni bir medeniyetin inşası için toparlanmalıyız. “La ilahe” demek yetmiyor, artık ”İllallah” da demeliyiz. Bizi öldürmeye gelenler, bizde dirilsinler, ama önce biz kendimizi değiştirelim, biz kendimizi değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek.

Selam ve dua ile.