Birileri “biyolojik cinsiyet”ten, din, ahlak ve gelenekten bağımsız bir BİREY’e dönüştürüp, insanları GENDER diye tanımladı ya, o gün kaybettik! 

Bugün birileri “Toplumsal cinsiyet” tartışmaları üzerinden din ve ahlakı tedavülden kaldırmak istiyor, para ve mülkiyeti tedavülden kaldırmak istediği gibi. 

“GlobalReset” “Ahlaksız Devrim” için düğmeye bastı. 

CoVID yalanı bunun bir parçası idi, Şimdi iklim üzerinden gelmeye hazırlanıyorlar. Biz Ay’a gitme hayalleri kurarken StarLinkler ile uzay işgal edildi. GSM, hızlı internet derken, 5G üzerinden “Nesnelerarası internet” üzerinden Yapay zeka, Yapay bilinç, NeuraLink, Humanoid denen otonom insanımsı robot deneyleri yapılıyor derken, MetaVerse de Avatarlarla tanıştık. 

Bir yandan insanlar Siborgleştirilirken, öte yandan, insan-hayvan karması Kimeralar artık laboratuvardan çıkan protiplerin seri üretimi konuşulmaya başlandı.

CoVID yalanı ile bize olmayan hayali bir mikroba karşı, o gen manipülasyonu için üretilen mRNA, SinoVac gibi Şeytani sıvılarla insanlığı kobay olarak kullandılar. Şimdi insanlık “meçhule giden bir gemi” gibi. Sağlık için ölümü pazarladılar. 

Siyaset, bürokrasi, akademi, cemaat, media, sermaye bu şeytani oyunda figüran olarak kullanıldı.

Bir anda olmadı bu olanlar. Uyarılarımız dikkate alınmadı. Nuh tufanından ve Hz. Lut’un kavminin helakından sonraki belki de en büyük bir helakin eşiğindeyiz. Zaten biz ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz. Tarihin en büyük fitnesi, ahir zaman fitnesi olacak.

Ademoğlu, nasıl bu kadar kolay Lucifer’in, Azazil’in, Satan’ın yalanına uydu. İnsanoğlu nefsini Şeytana sattı. Şeytan da o nefsi satın aldı.. Kabbalistlerin Lilith hikayesi var ya, hani şu Mor kadın! 

Lucifer’in oğulları ve Lilith’in kızları yaptılar yapacaklarını.

Haberiniz olsun, Şeytan bugünlerde fazla mesai yapıyor. Haberiniz olsun Şeytan bugünlerde daha çok dindarların mahallesinde mekan tutmuş kendine. Dikkat edin, Şeytan sizi Allah’la aldatmasın, dinle aldatmasın, kisvesine, sakalına, başörtüsüne kanmayın kimsenin. Gösteriş için kıldıkları namazlara da kanmayın.

Haber veriyorum, Şeytan bir yıl süre ile siyasetçilerin arasında dolaşacak. “Şeytan tüyü” taşıyanlara dikkat. Adaylar belirlenirken, o orada olacak. Kapalı kapılar arkasında görüşmeler, pazarlıklar yapılırken Şeytan orada olacak. Şeytan aklınızı çelecek, Şeytan rüyalarınıza girecek, sureti haktan gözükecek ve size hep nefsinizin hoşuna gidecek şeyler söyleyecek ve haberler getirecek.

Çevrenizdeki Şeytanlardan uzaklaşın ve onları çevrenizden uzaklaştırın, kovun onları. Taşlayın! Onlar size, sizin yanınızda itibar sahibi kişilerin nefislerini ele geçirip onlar üzerinden gelecekler ve onların dilinden konuşacaklardır size. Dost görünen düşmanlardan sakının.

Aile yanıyor. Bakın ailedeki yangın pazardaki yangından daha fazla. İnsanların yüreklerindeki, beyinlerindeki yangından haberiniz yok. İtfaiye evdeki bu yangını görmüyor ve söndüremez. 

Polis insanların kalplerindeki imanı çalan hırsızları yakalayamaz.

Karı-koca birbirine düşman edildi. Gelin-kaynana da. Evet işler iyi değildi, kaş yapalım derken göz çıkartıldı. Daha beter edildi. Çocuklar ailelerinden çalındı. 


Sorun LGBT sorunu değil sadece. Fuhuş her yerde tüm türevleri ile aileyi, toplumu mahvediyor. 

Uyuşturucu da öyle, kumar da! Bakın söylüyorum, intihar dalgası geliyor. Zaten bu aşı, pandemi yalanı insanlarda psikolojik, psikososyal ve bedeni bir sürü sorunlara sebeb oldu. 

Bir de bu işler, aile içi çatışmalar, ölümler ciddi akıl sağlığı sorunlarına, kırıp-dökme, kaçma, yaralama, zarar verme gibi kriminal yönde sorunlara hız verecek gibi duruyor. 

Zaten artık WiFi, 5G gibi RF sistemleri, akıllı sistemler üzerinden BioHackerler, her canlıyı BioRezonans yöntemi ile Hackleyebiliyorlar. 

Tepemizde Starlinkler, cep telefonları, NoteBook’lar ile bilgisayar hayatımızın her alanında bizi yönetiyor adeta.

7-22 yaş grubuna dikkat. Bu deizm belası, bu LGBT konusu iddia edilenden daha vahim boyutlarda. Deizmin, teizmin ansiklopedik tanımlarına bakın, bunlar deist-meist değil, olamazlar demek sorunu çözmüyor. Eğer bunlar deizmin ne demek olduğunu da bilmiyor. 

Herkes laikliğin, cumhuriyetin, şeriatın ne demek olduğunu biliyor mu? 

Bilmiyor, bilmediğini de bilmiyor, ama bunun kavgasını veriyor. 

Lezbiyenin ne demek olduğunu bilmiyor, kız arkadaşına sarılınca, sende lezbiyen eğilimi var diyor biri ona, o da kendini lezbiyen sanıyor. 

Hani “yönelim”den söz ediyorsunuz ya, o bunu “deneyimleme”ye kalkıyor, iş tercih’e kalıyor. 

Onu belediyelerin aile sağlığı merkezine ya da psikoloğa götürecek olursanız, zaten sorun orada başlıyor artık. 

“İnce uzun bir yolun” başındasınız, Şeytanın evine kadar uzayan! 

Bunun hesabını İstanbul sözleşmesi ve Lanzarotenin bayraktarlığını yapan, Aile Bakanlığının kurucu aklı ve iradesini yönlendiren lobinin, STK ve mediadaki bizimkilerle ve ötekilerle iş tutan “zihniyet ikizleri”nden soracaksınız. 

Bu beladan kurtulmak zor değil, Ahmet Akın’ı eleştirebilirsiniz, ama önce dinleyin. 

Ya hu biyolojik cinsiyeti inkar ederseniz, ister eşitlik, ister adalet sağlayın “Toplumsal cinsiyet”ten söz ediyorsanız, “cinsel yönelim” kaçınılmaz olacak. Bunu deneyleyecek ve tercihde bulunacak. 

Bu hastalığı tedavi etmek istiyorsanız, önce hastalığın varlığını kabul edin ve inkardan vazgeçin. Bu rezil sözleşmenin benzerlerini sürdürme konusundaki inadınızdan vazgeçin.

Çocuklarınızı dinleyin. Sahip çıkın onlara. Cami ve Diyanet gelecek fıtratın korunması, yeni nesillerin bu fitneden yakasını kurtarması için seferber olması gerek.

“Sorun yok” diyenler, sorunu inkar ediyorlar. Çarenin önündeki en büyük engel bunlar. 

Sorunu inkar ediyorlar, çünkü sorun varsa sorumlusunun kim olduğu sorulacak. Bunun sorumlusunun kim olduğu belli. 

AK Parti içine sızan FETÖ’nün zihniyet ikizi bazı AKP’liler. 

Selâm ve dua ile.