Sabırla bekliyoruz… Ülkenin birçok konusunda, iktidar tarafından radikal tedbirler alınmaktadır. Bu tedbirlerin devamı olarak Milli Eğitim Politikasında atılımlar beklenmektedir. 

Orta öğrenime yönelik, meslek okullarının; meslek kuruluşları ile irtibatlı olarak hem meslek sahibi olması hem öğretim görmesi uygulamalarını, destekliyoruz. Böylece hem teori hem pratik iç içe olarak; eğitim süreci devam edecektir. 

Bu yıl  devlet  teşvikinin  devreye   girmesiyle mesleki  teknik  anadolu   liselerine  kayıt   yapan   öğrenci sayısı artmıştır. Devletin   maddi destek   vererek   teşvik   etmesi   bu   süreci hızlandırmıştır.

Eskiden yaşandığı gibi katsayı farkı ayrıcalıklarının bir daha hiçbir zaman gündeme gelmemesi sağlanmalıdır. 

Özel yurt yönetmelikleri gözden geçirilerek yeterli kadar denetim yapılmalıdır. Bu hem yüksekokul yurtları hem orta öğrenim yurtları için geçerlidir. 

Özel ve bağımsız anaokulları, kreşler, kontrolsüz bir şeklide çoğalmaktadır. İsteyen istediği yerde açmaktadır. Bu işin hiçbir eğitimini dahi almayanlar, senelerden beri bu işi yapmaktadırlar. Yapmaya devam etmektedirler. Sağlıksız bir yapılanma gibi gözükmektedir. 

İngilizce öğrenimi kadar Türkçenin de en güzel şekilde öğretilmesi şarttır. Osmanlıca eğitimi teşvik edilmelidir. Tarihimiz orada yatmaktadır. Osmanlı arşivlerinin önemi genç nesillere anlatılmalıdır. Bu arşivlerde çalışacak personel için yeterli yüksekokul açılmalıdır. Seçmeli ders uygulaması, daha ciddi ve yararlı bir şekilde uygulanmalıdır. Gençlerimiz dini bilgilerini devlet okullarından, devletin yetiştirdiği öğretmenlerden öğrenmelidir. Gelişen olaylar göstermiştir ki Arapça eğitimine, en az İngilizce kadar, ağırlık verilmelidir. Her anlamda bu dile ihtiyaç hissedilmektedir. 

Öncelikle, Talim Terbiye Kurulunun yapısı yeniden ele alınmalıdır. Bugün bile; hâlâ terör örgütüne dolaylı destek veren şair ve yazarların ders kitaplarında olmaması gerekir. Müfredat programları inceden inceye elenerek işe yaramayan bilgi ve belgelerin çıkarılması gerekir. Ders kitaplarının oluşumunda gereken özenin gösterilmesi şarttır. Bilgi ve beceri vermekten uzak olan konu ve konumlar derhal çıkarılmalıdır. Böyle önemli kurumlara; bu işin uzmanı olan, işi bilen insanların atanması gerekir.

Hâlâ ders kitapları, yardımcı kitaplar dışında veliye zor ile yeni kitap aldırma çabası içerisinde olan öğretmenler denetlenmelidir. 

Eğitim-öğretim süresi içerisinde ders saatleri azaltılmalıdır. Öğrenci bıktırıcı ve yorucu ders ağırlığından kurtarılmalıdır. 

Üniversite sınavlarında çıkan sorular; tamamen müfredat programının içeriğinde olan konulardan seçilmelidir. Öğrenim süresince görülen tüm derslerden soruların çıkması gerekir. Soru seçmelerinde sadece belirli derslere verilen ağırlık, öğrenciler açısından gereksiz kabul edilen dersler kategorisi oluşmasına neden olmaktadır. Böylece;  hem o ders hem de o dersin öğretmeni bir nevi dışlanmış olmaktadır. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Okutulan her dersten dersin haftada ve eğitim sürecinde işlenen saati kadar tüm sınavlarda soru çıkarılmalıdır. Sonuçta üniversite sınavı, bir sınavdır. Orası öğrenme makamı değildir. Yeni öğrenmelere, eğitimlere kapı açacak konumda olmalıdır.

Bu uygulama hayata geçtiği zaman, üniversiteye hazırlık kurslarının fazlaca önemi olmayacaktır. Devletin kendi müfredat programına uygun sorular sorulacağı için, okullarında verdikleri ilave kurslar yeterli olacaktır. Böylece bir nevi eşitlik sağlanmış olacaktır. 

Son yıllarda ÖSYM sınavına girecek öğrenciler; sınavı bahane ederek okullardan uzaklaşıp etüt salonu denen yerlere, kütüphanelere kendilerini atmaktadırlar. Buna çözüm üretilmeli, lise son sınıfın öğretim süreci gerekirse daraltılmalıdır. Böylece bütün taraflar bir sıkıntıdan, yükten kurtulmuş olurlar. Yoksa sıkıntılar kangren olabilir.

Yetenek ve beceri seçmeleri ile alınan yüksekokullarda sınav ciddiyeti sağlanmalıdır. Bu sınavlarda da öğrencilerin lise yıllarında aldığı eğitimin katkısı, başarısı, unutulmayarak dikkate alınması gerekir. Yani resim dalına giriyorsa lise yıllarındaki resim notları, başarıları devreye sokulabilir. Bir değerlendirme ölçüsü olarak kabul edilebilir.

Gençler; orta öğrenimden itibaren müzik, resim, beden eğitimi gibi beceri ve yeteneğe dayanan derslerden birisini seçmelidir. Seçtiği ders üzerinde yoğunlaşmalıdır. Böylece resim dersini seçen bir genç; müzik ve beden eğitimi dersleri almayacağı için o derslerin ders saatini de resim dersi olarak kullanacaktır. 

Orta öğrenim başarı puanı, ÖSYM kazanma açısından çok önemli bir konuma getirilmelidir. Kısacası, öğrenci başarısı lise yıllarından itibaren ödüllendirilmiş olur. Gencin geleceği, üç saatlik bir sınavla belirlenmemiş olur. Yoksa son dönemlerde yaşadığımız olumsuzlukların olması kaçınılmazdır. 

Üniversite tahsilini, kendi şehrinde okumak isteyen öğrencilere teşvik için ek puan düzenlemesi yapılabilir. Bu hem devlet için hem aile için önemli bir karar olur. 

Önceden uygulanan, üniversite sınavları sonrası; özel üniversitelere öğrenci alınırken düşük puanlarla Üniversiteye kayıt yaptırma ve okuma şartının önüne geçilmesi gerekir. Belirli bir taban puanı ortaya konmalıdır. Bu da aynı bölümün devlet okullarının aldığı puandan çok fazla düşük olmamalıdır. Bu teklif bütün yüksekokullar ve fakülteler için geçerlidir. Böylece; Lise tahsil hayatının ciddiyeti bir kez daha öne çıkarılmış olur. Bunu engellemek için son yıllarda  taban puan uygulaması getirildi fakat aradaki puan farkı çok yüksek. Onu daraltmak gerekir.  Okulların kalitesi de böylece yükselmiş olur.

Özel liseler, olaya ticari açıdan bakmak yerine başarı odaklı bir yapılanmaya dönmelidir. 

Mecburi eğitimde var olan sıkıntıların giderilmesi için üzerinde çalışılmalıdır. Örneğin 4+4+4 Uygulamasında ilköğretimin beşinci sınıfına giden bir öğrenci özellikle ikili öğretim gören okullarda, genellikle sabahçı uygulaması yapıldığı için öğrenci birdenbire sabahçı olarak okula devam sürecine tabi olur. Bu durum öğrenciyi çok yıpratmaktadır. Uzun bir müddet uyum sağlayamıyorlar. Çünkü sabahları erken kalkmak, o yaşlardaki çocuklar için çok zor bir durumdur. Üstelik günlerin kısaldığı zamanlarda, aileler için de ayrıca bir sıkıntı kaynağı olacaktır. Okula bırakmak zorunda kalacaklardır. Herkesin servis imkânı yoktur. Ya buna bir çözüm bulunmalı yahut beşinci sınıflar öğleden sonra bir yıl eğitimlerine devam ettirilmelidir. Ayrıca ortaokul devresine başlayan beşinci sınıf öğrencileri gelişim sürecindeki üst sınıf öğrencilerinin baskılarına maruz kalmaktadırlar. 

Disiplin yönetmenliği, gözden geçirilmelidir. Gereken nizamın sağlanmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Öğrenci o yaşlarda hal ve hareketlerini kontrol etmesi gerektiğini bilmelidir. Olumlu hareketler teşvik edilmeli ve ödüllendirilmelidir. Yoksa okullardaki olumsuz durumların önüne asla geçilemez.

Öğrencilerin sınıf tekrarı yapmasına yönelik uygulama kaldırılarak birkaç dersten sorumlu olarak bir üst sınıfa devamı sağlanmalıdır. Ders geçme gibi bir sistem devreye sokulabilir. Sınıf tekrarı gençler üzerinde çok sıkıntılı bir durum oluşturmaktadır. Gençler kontrolden çıkar, yanlış yollarda kendini bulabilir. Bunun mutlaka önüne geçilmelidir. Hatta kimi sınıf tekrarlarının öğretmen kaynaklı olduğunu da düşünürseniz bu gerçekten telafi edilmesi gereken bir konu olarak önümüzde durmaktadır. Biz insanımızı kazanmak zorundayız. Kaybetmek çok kolay bir durumdur. Oysa başarısız öğrenci yoktur. İyi yönlendirilemeyen; bilgi ve becerisi, kabiliyeti tespit edilemeyen öğrenci vardır. Futbol kabiliyeti iyi olan bir öğrenciyi matematik dersinden başarısız diye okuldan uzaklaştırmak, akıllı bir durum değildir. Bunların mutlaka düzeltilmesi gerekir. 

Eğitim ve öğretim sürecini yaşayan gençlerimiz; hayat ile içi içe geçmiş olan tavır ve davranışları yeteri kadar algılayamamaktadır. O nedenle; toplum içerisinde bu hal ve hareketlere uyum sağlayamaması tenkit edilmektedir: Yaşlılara yer vermemek, çevreye saygılı olmamak, resmi bir işin takibinde zorlanmak gibi. Bu açığın görülerek telafisine yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Pratik hayat uygulaması dersi verilebilir. Başka bir uygulama ile önceden belirttiğim gibi lise birinci sınıf seviye hayata hazırlık sınıfı olarak uygulama alanına girebilir. 

Devam edecek...