TRT'nin izlenirliği yüksek dizisi “Teşkilat”, bazen kurum içi gelişmelere gönderme yapıyor gibi. Son bölümde Mete Başkanın ölümü, onun parmağındaki ayyıldız amblemli yüzüğün, dizinin jönü Serdar karakterine kalması sanki subliminal mesaj. 

Bu konuda görüştüğüm bir medya uzmanı, önümüzdeki süreçte yaşanabilecek gelişmelere yönelik bir “piar çalışması” olabilceğini söyledi.

"Nasıl yani?” dediğimde, “Serdar” ismine dikkat çekerek, bunun bir ikon inşası olduğunu söyledi.

Nasıl yorumlarsınız bilemiyorum?

Bir tatlı huzur Maktul İkbal İptal
Aslında yıllar öncesinde Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç'ın ismi, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünden önce MİT Müsteşarlığı için gündeme getirilmişti.

Ancak 20 Mayıs 2016'da İstanbul'da ormanlık bir alanda işadamı Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç'ın yeğeni olduğu iddia edilen, Fatih Mehmet Kılıç'ın cesedi bulundu. 

Fatih Mehmet Kılıç'ın AK Partili Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç'ın akrabası, Bakan Kılıç'ın amcası, Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç'ın da yeğeni olduğu ortaya çıkmıştı.

Akif Çağatay Kılıç'ın Sözcü gazetesine gönderdiği, “SONER YALÇIN'IN SÖZCÜ GAZETESİ'NDEKİ İDDİALARINA YANIT” başlıklı yazıda ise haberlere konu olan maktul şahıs ile uzak bir akrabalık bağı olduğu kabul edilmiştir.

Bu tür allengirli konuları yazmakta mahir Soner Yalçın'a göre, "Mafya cinayetinin MİT Müsteşarlığı kapışması için yapıldığını söylemek için başka kanıtlara da ihtiyaç var!

Daha önce duymuştum. Ancak belgesi yoktu. Son günlerde “fotoğrafı var” söylentisi çıktı.

İddiaya göre, Bakan Akif Çağatay Kılıç'ın Londra'da kumarhanede görüntüsü vardı.

Bakan Kılıç kumarhaneye gitti veya gitmedi. Aradığım şimdi bu değil. Şu:

Bu laflar, bu fotoğraf iddiaları niye şimdi çıkarılıyor?

Eğer amaç, Kılıç'ın bakanlığını önlemek ise, çok önceden çıkarılması gerekmez miydi?

Demek hedef Bakan Kılıç değil!

Hedef Kılıç'ın amcası Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç!

Yani asıl amaç, Serdar Kılıç'ın MİT Müsteşarlığı koltuğuna oturmasını engellemek!"

Washington Büyükelçisine kim "FETÖ’cü" diyebilir?

Şahsen ben diyemem, haddimi bilirim. Ama ağzı olanın konuştuğu sosyal medya ortamında  kimsenin ağzı torba değil ki büzesin? Dilin kemiği,  kalemin de sınırı yok.

Bununla birlikte bazı yayın organlarında, “Ayyıldız Tim” adı kullanılarak, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç'ın bazı FETÖ’cü  isimlerle yazışmaları yayınlandı. Sözde ifşa edilen yazışmalarda Büyükelçi Kılıç, Washington'da yaşayan FETÖ'cü olduğu bilinen gazeteci İlhan Tanır'a "Sizler bana destek olmazsanız kim olacak?" diyerek yardımlarını istiyor.

Serdar Kılıç ise bu konuda sosyal medya hesabından açıklama yapmış ve yazışmaların "karalama kampanyası” olduğunu belirterek şunları yazmıştı:

“Benim sadakatimin devletime, bayrağıma ve milletime olduğunu bilen biliyor, en iyi de FETÖ yandaşları biliyor, boşuna karalamaya çalışmayın. Bir twit hesabından başlatılan karalama kampanyası ve bu çerçevedeki hakaretler ve haksız suçlamalar için tabiatıyla yargıya başvuracağım. Anlaşılan FETÖ mensubu hainler burada yürüttüğümüz mücadeleden çok rahatsız olmuşlar. Daha da olacaklar. Bir adım geri durursam namerdim"

Kaleden kaleye şahin uçurdum…

Yıllar sonra, Serdar Kılıç, Washington Büyükelçiliğinden merkeze çekildiğinde yine benzer söylentiler yani “MİT Başkanı olabileceği…” türünden söylentiler, kamuoyuna birileri tarafından servis edilmişti.

Hatta 'Kale' adı verilen, kurumun yeni binasında bizzat MİT Başkan Dr. Hakan Fidan tarafından bir kaç hafta misafir edildiği, kendisine brifing verildiği, teşkilatın yeni yapılanmasında görev alan yönetici pozisyonundaki personelin tanıtıldığı falan söylentisi ayyuka çıktığı kadar asılsız da çıktı. Dr. Fidan kök saldı, çınar oldu.

Başkanlık yok Özel Temsilcilik var…

Kariyer diplomatı Serdar Kılıç, TED Ankara Koleji ve 1980 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu.

Dışişleri Bakanlığına 1984'te gireni, çeşitli diplomatik görevlerde bulunan,  2006-2008 yıllarında Bakanlıkta NATO Genel Müdür yardımcısı olarak görev yapan, 2008-2010 yıllarında Beyrut Büyükelçiliği, 2010-2012 yıllarında Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği görevinde bulunan. 2012-2014 yılları arasında Tokyo Büyükelçiliği, 2014- 2021 yılları arasında ise Washington Büyükelçisi olarak görev yapan Serdar Kılıç,  23 Şubat 2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle merkeze döndü. 

Daha “nerede kalmıştık” demeye fırsat bulamadan, 15 Aralık 2021'de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İngilizce ve Almanca bilen, Washington Büyükelçisi olduğu dönemde Ermeni Diasporası ve lobisinin soykırım iddiaları ile mücadele eden, Serdar Kılıç'ın Türkiye ile Ermenistan arasında başlatılan “normalleşme süreci” kapsamında özel temsilci olarak görevlendirildiğini açıkladı.

Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme süreci, Özel Temsilcileri Büyükelçi Serdar Kılıç ve Ermenistan Parlamento Başkan Yardımcısı Ruben Rubinyan 14 Ocak 2022 tarihinde Moskova’da bir araya geldiler. 

Özel Temsilciler, olumlu ve yapıcı bir atmosferde gerçekleşen bu ilk görüşmelerinde, Türkiye ve Ermenistan arasında diyalog yoluyla yürütülecek normalleşme sürecine yönelik olarak ön görüş alışverişinde bulundular. 

Taraflar, müzakereleri tam normalleşme hedefiyle ön şart olmaksızın sürdürme hususunda mutabık kaldılar. 

Anlayacağınız dostlar, Türkiye'nin Ermenistan açılımını kariyer diplomatı Serdar Kılıç yürütüyor. İşler tıkırında. Dağlık Karabağ kamburundan kurtulan Ermeniler de bu tarihi fırsatı değerlendirmek niyetinde.

Zol - Konak, Humurgan - Sürmene…

İlyas Kılıç ve eşi Leman Kılıç,  aslen Trabzon iline 53 km, Sürmene ilçesine 15 km uzaklıkta yer alan Sürmene Konak (Zol) köyünden. 1652 yılında vergi defterlerinde Muncana karyesine (köyüne) bağlı Zol adındaki mahalleden söz edilmektedir. 1834 Tarihli Sürmene Nüfus Defterinde köyün ismi Zol şeklinde kaydedilmiştir.  Yine 1935 Nüfus sayımında Sürmene’ye bağlı köyler arasında Zol da bulunmaktadır. Konak (Zol) Köyündeki Caminin  yapılış tarihi  1842 yılıdır. 

Serdar Kılıç, 1958 yılında Samsun'da doğmuş olsa da babası CHP Samsun Milletvekillerinden İlyas Kılıç, Trabzon Sürmeneli. İlyas Kılıç'ın  babası Muzaffer Kılıç, Mustafa Kemal Paşa ile birlikte Bandırma Vapuru'nda yer alan ekiptendi. Birlikte Samsun'a çıktılar. 1921 doğumlu  İlyas Kılıç, henüz 19 yaşındayken, Ankara Harp Okulu'na Topçu Subay olarak girdiğinde tarih 1940’ı gösteriyordu. 

Sonrasında sırasıyla, Amerikan Koleji'nde dil öğrenimi, İngiltere ve Kanada'da meslek kursları gördü. 1960'ta Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirip ordudan ayrılarak serbest avukatlık yaptı.

1961-1980 arasında Cumhuriyet Halk Partisi Samsun milletvekili idi. İlyas Kılıç, 27 Mayıs 1960 Darbesi sonrasında başladığı siyasi yaşamını, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında noktaladı. 1980'den sonra Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Üyesiydi. İlyas Kılıç, 20 Nisan 2013 tarihinde, 92 yaşındayken hayata gözlerini yumdu. Samsun Ataköy Mezarlığı'ndaki aile kabristanında toprağa verildi. 

Üç çocuk babası olan İlyas Kılıç’ın çocuklarından Doktor Sinan Kılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, belediye başkanlığı döneminde özel doktorluğunu yaptı. Kılıç, 2008-2011 yılları arasında da Galatasaray'da Adnan Polat döneminde Yönetim Kurulu üyesiydi. 2007 yılından  öldüğü güne kadar  Türkiye Otomobil Federasyonu yönetim kurulunda görev yaptı. Şubat 2020'de vefat etti. İlyas Kılıç'ın diğer oğlu Eczacı Mustafa İnan Kılıç 2013'te Ankara'da ölmüştü.

CHP'li dedenin AK Partili torunu…

Asker, hukukçu, milletvekili CHP’li İlyas Kılıç'ın doktor oğlu Sinan Kılıç'ın, Recep Tayyip Erdoğan'ın özel hekimi olmasından başka bir hususiyeti daha var. 

AK Parti hükümetinin Gençlik ve Spor eski bakanlarından, Samsun Milletvekili Akif Çağatay Kılıç, CHPli İlyas Kılıç'ın torunuydu. Babası ise Dr. Sinan Kılıç.

Serdar Kılıç nereye koşuyor?

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ermenistan Özel Temsilcisi olarak atadığı Serdar Kılıç, 40 yıllık deneyime sahip bir Türk diplomat. 1984'ten beri Dışişleri Bakanlığı'nda çalışıyor, bu yapıda kilit görevlerde bulundu, NATO ilişkileri departmanına başkanlık etti, Lübnan, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere birçok ülkenin büyükelçisi oldu.

2010-2012 yılları arasında Türkiye Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteriydi. Kılıç, Erdoğan'ın yakın çevresinde yer alıyor ve Türkiye'nin siyasi çevrelerinde en zorlu müzakereleri yürütebilecek bir "kriz yöneticisi" olarak anılıyor. Erdoğan'ın, Ermenistan ile ilişkiler kurmak için onu seçmesi tesadüf değil.

Amerika Birleşik Devletleri büyükelçisi olarak görev yaptığı son 7 yılda Kılıç, kendisini Ermeni Soykırımı'nın tanınmasına karşı mücadeleye adadı. Ayrıca Türkiye’nin ABD Büyükelçisi görevine 2014 yılında, sözde Ermeni Soykırımı'nın 100. yıldönümü arifesinde atanmıştır. Türkiye'de, deneyimli bu diplomatın ABD Başkanı'nın “Ermeni Soykırımı” terimini kullanmasını engelleyebileceğini düşünülüyordu. 

Bu yıllarda Kılıç, Türk lobi yapılarını mümkün olan her şekilde desteklemiştir. Özellikle 2014 yılında Amerikan Yahudi Komitesi'nin 1915 olaylarının tanınmasını talep eden çağrısına Büyükelçi Kılıç, çok sert tepki gösterdi. Komite başkanı David Harris'e yazdığı bir mektupta, bu girişimi "haksız, saldırgan, gerçeklikten kopuk" olarak nitelendirdi. Ayrıca Kılıç, Amerika Birleşik Devletleri 45. Başkanı Joe Biden'ın, sözde Soykırım'ın bir sonraki yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamayı, “bir iç siyasi oyunun parçası” olarak tanımladı.

Serdar Kılıç, ABD Başkanı'nın 24 Nisan 2021'de "Ermeni Soykırımı" ifadesini kullandığı açıklamasının “başarısız, kabul edilemez” olduğunu da dile getirdi. 

Kılıç ailesi, 1960'lardan bu yana Türk siyasetinde en etkili ailelerden biri olarak kabul ediliyor. 

Serdar Kılıç, “monşer diplomat” algısını kıran isimlerden biriydi. Onun şahsında sözünü sakınmayan, bu sebeple de Amerikalı muhataplarının canını sıkan bir Türk diplomatı görmüştük. Bakalım bundan sonra hangi algıyı yerle yeksan edecek ve bizler ne göreceğiz?

Hâk şerleri hayr eyler

Zannetme ki gayr eyler

Arif anı seyr eyler

Mevlâ görelim neyler

Neylerse güzel eyler

Hep remz-ü işarettir

Hep remz-ü beşaretti

Hep ayn-ı inayettir

Mevlâ görelim neyler

Neylerse güzel eyler