Bütün  algılara rağmen, 

Gerçekten var olan bazı sorunlara rağmen ve en önemlisi  mutfakta olan yangına rağmen yalnız bırakmadığımız,soğan  bulunur ama özgür bugünler kaybolursa bir daha asla deyip, yanında durduğumuz koca reisimiz  şimdi balkonda biz, dinleyen siz olma vaktidir. 
Lütfen sesimizi iyi dinleyin.  2024 öncesi  son viraj sakın unutmayınız!

*1.Ahlak :* 

Hayatın bütününe ilişkin sürekli müteyakkız olmayı, uyanık olmayı gerektiren bir şeydir ve bu nedenle mükellefiyetlerin uygulaması en önemli  olanıdır.

Biz, sizin seçim döneminde ki doğruluk üzere olan söylemlerinize  şahit olduk. Şimdi aynı güzellik ve aynı heyecan ile halk olarak, balkondan size Allah’ın emrini hatırlatarak konuşmaya devam etmek istiyoruz.

“Ey iman edenler, doğru değil dosdoğru konuşun.” (Ahzab Suresi, 70) 

*Ey Allah’ı sevdiği için sevdiğimiz; haykırışlarımız ve var olan sorunlara dönük yapıcı eleştirilerimiz  hiç aklınıza gelmiyorsa sizi bizim aklımıza sokan Allah’ın Sizi aklımızdan çıkarma kuvvetine sahip olduğunu da sakın unutmayınız!* 

Unutmayın!

Tebaanın sorunlarına ahlaki bir tutum ile çözüm aramanız ,    ‘namaz kılın’ ‘oruç tutun’ emri kadar emirdir.

 *Sayın Başkan :* 

Sizce : 

Peygamber efendimiz ‘Emîn’ olmasaydı onu kim dinlerdi?

Mesela tüm teşkilat mensuplarının  davranışları, ahlaktan  uzak yaşayan diğer siyasî figürlerden farklı olsaydı, canları acısa da adaletten zerre miktar şaşmasalardı, bugün bütün Türkiye’de size karşı olan  algı nasıl olurdu?

Halk; sadece ‘Erdoğan’ için değil ortaya konulan sistem için daha güçlü bir bütünlük oluştururdu . Oysa ki şunu bir kez daha anladık ;  ‘Erdoğan’ ismi olmasaydı bir arada olması asla mümkün olmayanların bu ülkenin başına bela olmaları çok kolay olacaktı. 

Gönle su serpenlerin sayıca çoğunluğa geçtiği bir yapıyı hiç bir güç deviremez.  Sayın ‘Erdoğan’ın’ varlığı üzerinden meclise giren , veya farklı bir yere seçilen  her birey bir ‘Erdoğan’ heyecanı uyandırmıyorsa yeniden şapkayı önünüze alma vaktidir.

Makamına mevkiine bakmadan kendisine gelen en ufak bir mesaja dahi dönüş yapan:

Sayın;  “Abdullah Güller” , siyasi tercihine dikkat etmeden herkesin iyi gününde veya kötü gününde yanında duran:

Sayın;  “Ömer Arısoy” gibi gönle  dokunanlar sayıca çoğalmadıkça bütün yük tek kişi üzerinden şekillenir. Bu durum ise istenmedik hüzünlere kapı açar unutmamak gerek.

 Bir bütün halinde hakikate uygun ahlaki erdemliliğe sahip olmak , olmaz ise olmaz olmak zorunda.

Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.
(Kalem Süresi-4)


 *2. Adalet:* 

Maalesef  Müslümanlar ‘adaleti’ garnitür/fantezi cinsinden algılıyorlar. 
“Ey iman edenler, kendinizin, akrabanızın, yakınlarınızın, çoluk çocuğunuzun aleyhine de olsa adaleti kesinlikle tesis edin.” (Nisa Suresi, 135) 
Şimdi bu emire inandım diyen biri beş vakit namaz gibi farz kabul etmiyorsa yeniden düşünmesi gerekmez mi?  Namaz Cenab-ı Hak’la senin aranda, ama adalet üçüncü şahısları da ilgilendiriyor. Şöyle bir durum düşünün: Ben bir makam sahibi olacağım, çocuğum, benim alımında söz sahibi olduğum bir işe başvuracak.   Ben çocuğumu değil ehliyeti haiz olan insanı tercih edeceğim. Dikkat edin,  Allah bunu -normal Müslüman davranışı olarak istiyor; fazilet olarak değil. *Yani bunu yaptığım zaman iyi Müslüman değil; Müslüman oluyorum.*
Bir annenin çocuğunu emzirmesi onu iyi anne yapmaz; anne yapar. 
Bir öğretmen iyi ders anlatmak zorunda, bir bürokrat alçak gönüllü ve samimî olmak zorunda...

 Suçsuz olduğu halde ceza evlerinden farklı sebeplerden dolayı yatan   kaç tane masum var biliyor musunuz? 
Kocaman bir ülkenin  lideri bununla mı uğraşacak diyorsanız karar sizin. 
Kocaman kainatın sahibi yalnızlığınızı görüp sizi nasıl  bizim aklımıza soktu ve yedi düvele karşı zaferi nasıl nasip etti  unutmayın diyoruz !!
Hem   bütün algılara hem de yaşadığımız ekonomik krize rağmen...

Kalplere hükmede ‘Allah’a’ kul olmak ne kadar güzel bir şey.   Her şeyi gördüğünü , izlediğini  ve bir süre tanıdığını asla unutmamak  gerekir. 

 *3. Ekonomi:* 

Seçim öncesi süreçte  halkın duyguları ile dalga geçen  nice yanlış söylemlere şahit olduk. 

Bir kilo et ile idare edin.
Kışın domates yemeyin. 
Herkes araba almak zorunda değil. 
Kuzu eti kokuyor.
...
Oysa yönetici önce uygular sonra o davranışa yansıyan hal kitleyi etkiler. 

Zaman zaman yanlış şeyler duyabiliyoruz. İslam fakirliği emreder mi mesela? Hazreti Peygamber hiç fakirliği tavsiye etti mi? Bakın tam tersi. Hazreti Peygamber tam tersini yaptı. Hiçbir zaman fakirliği tavsiye etmedi ama fakir ve son derecede mütevazi bir hayat yaşadı. Görüyor musunuz işler ne kadar tersine. Yani fakirliği tavsiye etmedi ama kendi fakir yaşadı. Olması gerekenin neredeyse tersini yapıyoruz, dikkat ediyor musunuz?
 
 *Sayın Başkan;* 

• Asgari ücret kavramı iyi görünse de  aslında işsizliği tetikliyor ve sigortasız kaçak işçi sayısından artışı tetikliyor. 
Alım gücünü artırmak   daha doğrusu olmaz mı?
• Marketlerde ve ev kiralarında  bir fiyat artışı yarışı var. 
“Devlet başa” sözü ne zaman egemen hale getirilecek ?

 *4. Liyakat:* 

Sayın Başkan biz senin sevdalandığın  büyük aşkı  şahit tutarak sesleniyoruz.  Seslenirken kendi nefsi arzularımızı değil size ve bize lider olan en sevilenin sözünü düstur edinerek sesleniyoruz. 

 *’Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem’* Huneynʼden sonra umre için geldiği Mekke’den ayrılmadan önce, şehri idare etmek ve Müslümanların hac işlerini düzenlemek üzere, Attâb bin Esîdʼi vâli tâyin etti. Daha önce Huneyn Savaşına çıkarken de onu Mekke’de vali olarak vazifelendirmişti. (İbn-i Hişâm, IV, 69, 148) Attâb -radıyallâhu anh-, o esnada henüz yirmi yaşlarındaydı. Hâlbuki orada yaşlı ve fazilet sahibi insanlar vardı. Bu hâdiseden anlaşıldığına göre, mevki ve makam; liyakat ve kabiliyet sahibi, yani salih, bilgili, faziletli, verâ ve takvâ ehli kimselere verilmelidir.

....

Sayın Başkan:

Ahlak, Adalet, Liyakat, Torpil, Rüşvet... vb. konularda size ama sadece size bağlı  bir komisyon olsa ve ayda bir kez meşveret yapsanız  emin olunuz ki Allah’ın dinine en güzel şekilde hizmet etmiş olursunuz . Allah kendi dinine sahip çıkanları hiç yalnız bırakır mı?

Bizler ve sizler Allah’a emenet kalalım inşallah.