Her insanda hem Östrojen, hem Androjen olur. Östrojen baskınsa kadın, Androjen baskınsa insan erkek olur. Bu hormon bütün omurgalılarda ve bazı böceklerde de bulunur, daha çok da kadınların ve diğer memelilerin estrus döngüsünde hayati öneme sahip bir grup steroid hormondur. 

Genetik müdahalelerle bugün bio kimyasal yollardan yüklenen yediğimiz pirinçlerde ve birçok gıda maddesinde bu hormon vardır. İnsan vücudu normal olarak bu hormonu ihtiyacı kadar kendisi belli bir denge içinde salgılar. Fazla gelen hormonlar karaciğerde parçalanır ve safra kesesi üzerinden atılır. Ancak alkol ve sigara tüketimi, karaciğerde sorunlara sebeb olan beslenme alışkanlıkları sebebi ile bu görevini tam yapamadığı durumlarda ciddi sağlık sorunları ve hormonal dengesizlikler yaşanır. Mesela birçok gıda maddesinde bulunan Lecitin maddesi, insan bünyesinde daha fazla Östrojen salgılanmasına sebeb olur. Birçok paketlenmiş gıdada Östrojen salgılamaya sebeb olan bu madde vardır. Aslında doğrudan ve dolaylı olarak çok fazla Östrojen alıyoruz. Gıda, ilaç, kozmetik..

Bu hormonlar aynı zamanda göğüs gibi ikincil cinsiyet özelliklerinin gelişimini sağlar. 3 tip Östrojen var; Östradiol, Östriol ve Östron. Bunlar enzim reaksiyonları ile Androjenlerle sentezlenir. Bu hormon kadınların yüksek acıya dayanmasını sağlarken bir yandan da agresif tepkilere yol açar. Vücuttaki kadın görünümünü sağlayan temel hormon Östrojendir. Androjen de her iki cinste de bulunur ve çoğunluğu böbrek üstü bezinin kabuk kısmınca salgılanır. Doğal cinsellik hormonu olan testosteron da bu hormonla ilgilidir. Ses tonunun kalınlaşması; kadınlarda libidonun artması gibi sonuçları doğurur. Bu hormon her iki cinsiyette de Östrojen üretimi için ön maddedir. Bu denge bozulunca erkeksi kadınlar ya da kadınsı erkekler, ya da her iki cinste de kendi cinsinde aşırılıklar görülecektir.

Şimdi sıkı durun: Dünya genelinde yeni tip Korona virüs nedeniyle hastalanan ya da ölen erkeklerin sayısının kadınlara göre daha fazla olduğu görülmüş. Bunun üzerine ABD’de 3 hastane Covid-19 hastası erkeklere kadınlık hormonları olan Östrojen ve Progesteron takviyesi ile tedavi başlatmış. (NTV  28.04.2020)

 Şimdi bir de şu bilgiye bir göz atın: İngiliz matematikçi, kriptolog, bilgisayar biliminin kurucusu Alan Mathison Turing (23.6.1912 - 7.6.1954) ölümünden 2 yıl önce 1952 yılında birlikte yaşadığı erkek arkadaşının şantajına maruz kaldığı gerekçesi ile polise baş vurunca her ikisi de mahkum olur. Turing eşcinsellikten 1 yıl kısırlaştırma cezası ile tedavi görmeye hüküm giyer. Arkadaşı hem tehdit hem de eşcinsellikten mahkum olur. 1 yıl boyunca Turing’e, ilaç formunda, kimyasal olarak hadım etmek / kısırlaştırmak için Östrojen iğnesi yapılır.. 1954 yılında bu tedaviye bağlı gelişen anomaliler sonucu Turing ölür. Yani Östrojen uygulaması, erkeklerde kısırlaştırıcı etkiye sahip olduğu 1952’den beri klinik olarak biliniyor. O zaman ne yapılmak isteniyor.

Ve bir haber daha: Newsweek dergisi son sayısında ‘’Hormon Tedavisinin Ötesi’’ kapağıyla yayınladığı “Östrojen çağının artık sona ermek üzere olduğunu” konulu yazıda klinik bilgilere göre bu tedavi  kemik erimesi ve ateş basması gibi sorunlara çare olurken, göğüs kanseri, felç ve kalp hastalığı riskini artırıyor.  Menopoza giren kadınların tedavisinde de Östrojen bir şeyi düzeltirken birçok şeyi bozuyor. Tek başına, fıtrata uygun sağlıklı beslenme ve egzersiz (spor değil) sağlıklı bir hayat için bu tür radikal tedavi yönteminden hem daha ucuz ve hem de daha emin.

Alın size bir haber daha: Haberin kaynağı Amerikan basını. ABD Çin’de Vuhan’daki  koronavirüs üretilen Viroloji Enstitüsü laboratuvarına milyonlarca dolar mali destek sağlamış. Laboratuvarı kuran adamı ABD’deki konuyla ilgili toplantıya çağıran da CIA değil mi! ABD minareyi çalmaya karar verince kılıfını da hazırlamış. Günah keçisi olarak Çin işin başından beri takip ediliyormuş yani.

Bakın tekrar söylüyorum, Korona’dan daha tehlikeli olan aşı! Korona sonrası kurulacak yeni dünya düzenini anlamadan ne Korona’yı anlayabilir ne de ne 5G’yi, ne yapay zekayı, ne Starlink’i.. Siber ordu, Siber NATO, SpaceArmy’i anlayabiliriz. Önümüze attıkları Koron’a yemi ile oyalanırız. Bu kafa ile gidersek kuş gibi de avlanırız! Bu işi WASP terbiyesinden geçip “Norm”lara uygun hale getirilmiş “bilim bireyleri”nin aklı ile bu durumu anlamamız açıklamamız, çözüm üretmemiz mümkün değil. YÖK terbiyeli “imalat hatası” kaç bilim adamı var bu tehlikeyi görüp çare düşünen. Batı literatüründen ellerine tutuşturulan metinleri okuyup, sanki kendilerine vahiy inmiş gibi “şüphesiz bir iman ve sadakatla” görevlerini yerine getiriyorlar.

Aşı konusundaki refleksleri de öyle. Hiçbir şüpheye yer yok, bilime imanlarında birilerinin sanki. Sadece Tabib Odalarına filan kızıyoruz da, ötekilerin çoğu, siyasi ve ideolojik aidiyetleri dışında genel anlamda refleksleri aynı. Dün Selma Aliye Kavaf’ı linç ederek Bakanlıktan uzaklaştırılmasının yolunu açanların kafası da bu batıya kayıtsız ve şartsız sadakat anlayışı ile kireçlenmiş bir beyin taşımıyor mu idi. Dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım. Bizim sesimiz mi çıkmıyor, yoksa birileri duymuyor mu, yoksa duymak mı istemiyorlar, onu da bilmiyorum. 

Selâm ve dua ile.