Türk Telekom 2005 yılında özelleştikten sonra, stratejisini farklı girişimlere yatırım yapmak üzerine kurdu. 2007’de yatırım için seçilen ilk şirketlerden biri ise Argela oldu.  15-20 milyon dolar değerli şirket, geçen 11 yıl içinde, genel müdürü Selim Sarper’in deyimiyle uçtu, gitti. Türkiye’nin milli ağ projesi MİLAT ve ilk yerli baz istasyonu ULAK’ın hayata geçirilmesinde önemli rol oynayan Argela, bu arada Silikon Vadisi’nde de Netsia isimli bir şirket kurdu. Selim Sarper, “Biz en başından beri Türkiye’den bir yerli teknoloji devi çıksın diye yola çıktık. 10 yıl içinde bu dev Argela olacak. Milyar dolarları konuşacağız” diyor. 

Türk Telekom neden yatırım için Argela’yı seçti? 

2007’de Paul Bey’in (Doany) seçtiği birkaç şirketten biriyiz. Bizim bugün hala Türk Telekom’un portföyünde olan, fakat o zamanlar daha popüler olan Wirofon diye bir ürünümüz var. Bu aslında IP üzerinden konuşmayla ilgili bir ürün ve biz dünyada bir ilktik. Amerika’daki yapılanmamız o zaman olsa, belki Whatsapp biz olurduk. Ar-ge gücü olan firmaydık. Sanırım Telekom bizi bu yüzden seçti.  

Silikon Vadisi’nde de bir şirket kurdunuz… Neden? 

Dünyada teknolojiyle ilgili ilk fikirler Silikon Vadisi’nde üretiliyor. Dünya devlerinin tamamı orada. Ve Silikon Vadisi’nden çıkan bir şirket olarak, dünyaya bir şey sunduğunuzda daha kolay kabul görüyorsunuz. Bu aslında yemeğin piştiği yerde olmak demek. Yoksa o yemek 3 kere ısıtıldıktan sonra size servis edilir. 90’ların başından beri Türkiye’nin kıramadığı kısırdöngü teknolojinin yaratıldığı yerde olamamak. Üçüncü, dördüncü elden teknolojiye sahip olmakla bir yere varamadık.  

Netsia ne yapıyor orada? 

Netsia’da çekirdek bir ekiple, trendleri anlamak, yeni fikirler yaratmak, patentlendirmek, sonra da bunların gösterilecek hale getirilmesi için çalışmalar yapıyoruz. Bu ürün konseptlerini dünyanın lider operatörlerinin labaratuvarlarını kuruyoruz. Bunlardan biri de ProgRAN. Verizon’da, AT&T’de, Telefonika’da, Orange’da ProgRAN laboratuvarını kurduk. 

DÜNYA DEVLERİ BU TEKNOLOJİYİ DENİYOR

Dev operatörler neden ilgi gösteriyor ProgRAN’a, biraz anlatır mısınız... 

Bu, baz istasyonunun programlanmasıyla ilgili bir sistem. Bir hastaneyi kapsayan bir baz istasyonu düşünün. Burada tıbbi cihazların bir bant genişliğine ihtiyacı var. Doktorların, hastaların ve ziyaretçilerin de bir bant genişliğine ihtiyacı var. Bu sistem sayesinde bant genişliğinin yüzde 30’u doktorların olsun, yüzde 50’si tıbbi cihazların, kalan yüzde 20’si de hasta ve ziyaretçilerin olsun diyebiliyorsunuz. Bütün büyük operatörler şu anda bu teknolojiyle ilgileniyor. Deneme kurulumlarını yapmaya başladık. Ve bu konsept üzerine yeni çalışmalar da yapıyoruz. Ve çok büyük rakamlarla nerelere varırız hesapları yapıyoruz. 

30-40 KAT DAHA HIZLI İNTERNET 

5G son kullanıcı açısından ne ifade ediyor. Ve ne zaman ayak seslerini duymaya başlayacağız? 

2019’da 5G olmayacak. Ama 2020’den itibaren yansımalarını göreceğiz. Bir kere yüksek hızdan bahsediyoruz. Onlarca gigabitlik, şimdiki hızın 30-40 katı hızlardan bahsediyoruz. Bunun getirdiği yeni aplikasyonlar çıkacak, çok boyutlu içerikler inecek.  

Siz de Argela olarak hazırlık yapıyorsunuz değil mi? 

Bunun için çok yatırım yaptık. 3-4 yıldır 5G’yle uğraşıyoruz. 5G altyapısı kuracak kadar altyapımız var. ‘5G geldi, x yabancı firmadan hizmet alalım’ diye paniğe gerek yok. Türkiye bu hatayı daha evvel yaptı. Milyarlarca parayı dışarı vermeyelim. 

TEKNOLOJİ ÜSSÜ OLMAK İÇİN İDEAL 

Türkiye’nin bu coğrafyada teknoloji üssü olması mümkün mü sizce? 

Afrika dahil, yakın coğrafyada bunun için en ideal yer Türkiye. Bölgenin ortasındayız. Teknolojik olarak en saygın noktada yine biz varız. Teknoloji transferi yapabiliriz.

5G’DE ÖNEMLİ BİR OYUNCU OLMAK İSTERİZ

5G için dışarıdan hiç hizmet alınmasın mı diyorsunuz? 

İlla ki alınacak. Ben dengeli bir dağılım olsun diyorum. Aksi takdirde Türkiye sadece pazar olur. Mecbur kalırsak 5G’yi biz yapabiliriz. Ama yapmalı mıyız, bence hayır. Burada ideal oran yüzde 50-50’dir. Bu yatırımın iki bacağı var. Birincisi lisans bedeli. Diğer ayağı da baz istasyonları. Biz orada bir oyuncu olmaya soyunuyoruz.

"Argela 5 yılda Batı’ya da teknolojiyi kuran satan bir şirket olacak. Bundan önce Afrika’yı da önemli boyuta getireceğiz."

KRİZ ÇOK HIZLI GELDİ, ÇOK HIZLI GİDER 

2018 Türkiye için zor bir yıl oldu. Siz de etkilendiniz mi dövizdeki hareketten? 

Bu süreç Türkiye’yi de yordu bizi de yordu. Kimse burada yüzde 100 korunaklı değil. Neyse ki maliyetimizin yüzde 80’i insan gücü. Dolayısıyla minimum etkilendik. 

2019’a nasıl bakıyorsunuz? 

Kriz çok hızlı geldi, çok hızlı gider diye bir beklentimiz var. Türkiye son yıllarda biraz fazla zengin gibi davrandı. Oysa bu kadar üretmedik. Şimdi daha temkinliyiz. Krizi 2 konuda fırsat olarak görüyorum, birincisi yerli ürün kullanmaya yönelik motivasyon arttı. İkincisi, ihracatın önemi daha iyi anlaşıldı. 

"ULAK Türkiye’nin telekomünikasyonda en kapsamlı ürünüdür. Bunu yapabilmek 5G’nin de teminatıdır." 

MİLAT'I BİTİRDİK TESLİM ETTİK

MİLAT’ta önemli bir rol oynadınız. Ne aşamada şu anda? 

MİLAT milli ağ teknolojileri demek. İsim bile ürünün ne olduğunu gösteriyor. Savunma sanayii başkanlığı eskiden beri yerli teknolojiyi en önemseyen bir kuruluş olarak, ‘bu teknolojiyi sadece Argela sağlayabilir’ dedi. Biz de bunu tamamladık ve devrettik. Savunma Sanayii geçen sene Ulak A.Ş. diye bir şirket kurdu. Şimdi bu teknolojilerin kurulumunu, bakımını ve ileride geliştirilmesi Ulak A.Ş.’ye devredildi. Savunma sanayiinde Ar-Ge projelerini fonlama mantığı var. Bu çok değerli.