Arthur Balfour'dan Baron Rotshchild'e gönderilen utanç belgesi

Arthur Balfour Baron Rotshchild

İskoç asıllı bir siyasetçi olan Arthur James Balfour'un Lord Rothschild’e gönderdiği ve tarihe Balfour Deklarasyonu olarak geçen bu utanç belgesi, hem Filistin topraklarının gasbı hem de orada yüzyıllarca yaşayan halkın egemenlik hakkının ihlalidir. İngiltere'nin daha işgal bile etmeden başkasının ülkesini bir başka halka peşkeş çekmesi, Ortadoğu'da dökülen kan ve gözyaşının asıl sebebidir.

Bildirinin muhatabı Siyonist örgütün liderlerinden Lord Walter Rothschild olmasına rağmen, bu siyasi başarının asıl mimarı Rus asıllı bir Yahudi olan Chaim Weismann idi. İsrail'in ilk cumhurbaşkanı olan Weismann, İngiltere hükümeti nezdindeki yüksek itibarı sayesinde Balfour Bildirisi'nin hazırlanmasında çok etkili olmuştu. İşte bildiri metninin tercümesi:

“...Yahudi Siyonist emellerine bir sempati deklarasyonu olan aşağıdaki bildirinin, kabine tarafından onaylandığını Krallık Hükümeti adına bildirmekten büyük mutluluk duymaktayım: 

Krallık Hükümeti, Filistin’de Musevi halkı için bir millî yurt kurulmasını uygun karşılamaktadır ve bu hedefin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için elinden geleni yapacaktır. Filistin’de Musevi olmayan toplulukların sivil ve dinî haklarına, ya da başka ülkelerde yaşayan Museviler’in hak ve politik statülerine zarar verecek hiçbir şey yapılmayacağı kabul edilmektedir. Bu deklarasyonu Siyonist Federasyon’un dikkatine sunmanızı rica ederim. 
Saygılarımla, Arthur James Balfour”

2 Kasım 1917’de Filistin Cephesinde durum neydi?

İngiltere Mısır’ı işgal ederek buradan Filistin’e saldırmak için 1917 yılının başında hazırlıklarını tamamlamıştı. General Murray komutasındaki İngiliz ordusu, ağırlıklı olarak Avustralya, Yeni Zelanda ve Hint birliklerinden meydana gelmekteydi. Kutül Amare zaferimizden sadece 10 ay sonra Bağdat’ın ele geçirilmesinden cesaret alan General Murray, Mart ve Nisan ayında iki defa Gazze’ye saldırarak Filistin cephesini yarmaya çalıştı. Her iki saldırı da püskürtülerek önemli zaferler kazanıldı. İngiliz ordusu çok kayıp verdi ve moralleri bozuldu.

Bu mağlubiyetten sonra Başbakan Lloyd George, General Murray’ı görevden alarak yerine Avrupa cephelerinin başarılı komutanı General Allenby’i getirdi. 1917 Haziran ayında yeni komutanı Londra’dan törenle Kahire’ye gönderen Başbakan, ona şöyle demişti:

"General, Filistin cephesinden müjdeli haberlerinizi bekliyorum. Bilhassa yılbaşından önce Kudüs'ü alıp, bütün Hıristiyan dünyasına Noel armağanı olarak sunmanızı rica ediyorum."

Allenby, Kahire'ye gelip makamına oturunca kulaklarında Başbakan Lloyd George'un bu sözleri çınlıyordu. Ama 400 senedir Osmanlı idaresinde bulunan Kudüs'ü ele geçirmek öyle kolay mıydı? General Murray'ın yaptığı hatalara düşmek istemeyen Allenby, hemen Londra'ya bir mesaj çekti:
"Sayın Başbakanım. Bu cephe Avrupa'ya hiç benzemiyor. Karşımızda Alman askeri değil, maneviyatı çok yüksek Osmanlı ordusu var. Bir Osmanlı askerine karşı dört İngiliz askeri olmadıkça taarruza geçmeyeceğim. Bu yüzden acilen takviye kuvvete, silah ve cephaneye ihtiyacım var."
Mesaj yerini bulmuştu. İngiltere Başbakanı Kudüs'ün alınmasına o kadar önem veriyordu ki, her türlü desteği kısa zamanda göndermişti. Böylece Almanların istediği olmuş, Müttefik devletlerin Avrupa'daki kuvvetleri zayıflamıştı.

General Allenby tam dört ay hiçbir askeri harekat yapmadan savaş hazırlığına girişti. Yahudi genç kızlarının çoğunlukta olduğu NİLİ gizli casusluk örgütünün topladığı, Osmanlı ordusuna ait gizli bilgi ve belgeler Kahire’deki İngiliz karargahına ulaştı. İngiltere saldırı planını yaparken Osmanlı ordusunu şaşırtmak için savaş hilelerine başvurdu. 

Tarih kitaplarında yer almayan Bi'rüssebi Bozgunu nedir?

Bu planın bir parçası olarak Meynertzhagen adlı bir İngiliz binbaşısı, keşif sırasında Osmanlı kuvvetlerinden  kendi aracıyla kaçarken çantasını düşürdü. Askerlerimiz çantayı bulup 8. Ordu komutanı Alman General Von Kress'e teslim ettiler. O da Yıldırım Orduları komutanı Alman Mareşal Von Falkenhayn'a haber verdi. Çantadaki çok gizli bilgi ve belgelerde, İngilizlerin yakında Gazze'ye taarruz edecekleri yazılıydı..

Bi'rüssebi Gazze'den 50 km doğuda çöl bölgesinde idi. Buraya yapılacak taarruzda en büyük problem su sıkıntısıydı. Atlı kolordunun binlerce askerine ve özellikle atlarına yetecek suyu bulmak imkansızdı. Bu yüzden İngilizlerin Bi'rüssebi'ye taarruz etme ihtimalleri çok zayıftı. İki Alman general uzun tartışmalardan sonra bu belgelere inanarak Gazze cephesine takviye yapıp, doğudaki stratejik öneme sahip Bi'rüssebi savunma cephesini zayıflattılar. 

İngilizlerin basit savaş hilesine kanan Alman Generaller, Gazze'den taarruz beklerken, aniden Bi'rüssebi cephesi hücuma uğradı. Yeni Zelanda Atlı Çöl Kolordusuna bağlı birlikler, 31 Ekim 1917 tarihinde saldırdığı bu çok önemli savunma hatlarını bir günde yarıp Bi'rüssebi'yi ele geçirdi. Burada bulunan 3. Kolordu komutanı Miralay İsmet (İnönü) savunmada yaptığı büyük hatalar yüzünden, karargahını kuşatan İngiliz askerlerinden kaçarak canını zor kurtardı. Böylece İngiliz ordusu Filistin'in ve Kudüs'ün en önemli savunma hattını yararak ilerlemeye başladı.

Stratejik bir bölge olan Bi'rüssebi'nin bir dizi hata yüzünden işgal edilmesinden iki gün sonra 2 Kasım 1917'de Londra'da bir bildiri yayınlandı. Daha henüz Gazze taarruzu yapılmadan ve Kudüs işgal edilmeden bir ay önce İngiliz Dışişleri Bakanı tarafından böyle bir bildirinin yayınlanması çok ilginçti. Çünkü ellerindeki istihbarata dayanarak, bu savunma hattının aşılmasıyla kısa zamanda Kudüs'ün ele geçeceğine inanmışlardı. İngiltere bu başarıyı sağlayan Yahudi NİLİ örgütüne bir teşekkür olarak Balfour Bildirisini hazırladı.

Bildirinin Muhatabı Lord Walter Rothschild kimdir?

Alman aslılı bir Aşkenazi (Doğu Avrupa) Yahudi ailesi olan Rothschild’ler Avusturya İmparatoru II. Francis tarafından baron yapıldı. İngiltere’de ise Kraliçe Viktorya tarafından soylu ilan edildi. “Rothschild” kelimesi Almanca “Kırmızı kalkan” manasına gelmekteydi. Amblemleri beş ok ve üç kelimeydi. Oklar ailenin beş oğlunu temsil ediyordu. Üç kelime “Concordia, Integritas, Industia” ise “Uyum, dürüstlük, girişimcilik” manalarına geliyordu.

Ailenin kurucusu Mayer Rothschild, 1744 yılında Frankfurt’un Jundengasse denilen Yahudi Mahallesinde doğdu. Bir finans şirketi kuran Mayer, beş oğlunu ayrı birer şehre göndererek Avrupa’da nüfuz sahasını genişletti.

Oğullarının yaşadığı şehirler şöyledir:

Amschel Mayer Rothschild (1773-1855) Frankfurt, Almanya.
Salomon Mayer Rothschild (1774-1855) Viyana, Avusturya.
Nathan Mayer Rothschild (1777-1836) Londra, İngiltere.
Calmann Mayer Rothschild (1788-1855) Napoli, İtalya.
Jokob Mayer Rothschild (1792-1868) Paris Fransa.

Nathan Mayer Rothschild’in torunlarından olan Walter Rothschild (1868-1937) Londra’da doğdu.

Banker, politikacı ve zoolog olan Baron Rothschild, Yahudilerin Filistin’e göçlerini finanse etti. Balfour Bildirisi’nin hazırlanmasını sağladı.