Yazıya Başlamadan Önce  Sayın Erdoğan’dan Rica!

1.Seçilmişlerin, seçilmeden öncesi ve sonrası mal varlıklarının durumu bir kanun ile hükme bağlansın .

2.Seçilmişlerin ve bürokratların akrabaları sadece sınav notları ile devlet dairelerinde göreve başlama  hakkına sahip olsunlar. Mülâkat bu adaylar için şart olmaktan çıksın.

3..‘CİMER’ ya doğru bir yapıya dönüştürülsün ya da kapatılsın.

4.Serbest piyasa ekonomisi denilen sistem Devlet Denetleme Kurulunun eliyle  yarı devletçi bir ekonomik sistem şeklinde  yeniden inşa edilsin.

5.Siyasi Partilerin İl ve ilçe başkanlarının hakimiyet alanları  daraltılsın. Torpil,İhale..vb durumlara müdahil olan yöneticiler için hukuki süreçler ile ilgili ciddi bir düzenleme  getirilsin.

Bunlar umudunu yetirmek üzere olanlar için, çocuklar için bir umut sizlere de duaya vesile olsun. 

Lider olmak bir yetenek bu herkese nasip olmaz. Nasip olması zor bir gerçeklik daha var o da sağlam bir  yol arkadaşlarına sahip olmak. Küçük düşünmeyen ve tok olmayı erdemlilik sayan yol arkadaşları...

Adalet ve Kalkınma ismiyle yola çıkmak büyük bir cesaret. Öylesine konulmaz isimler.  Sağınıza bakarsınız sonra dönüp solunuza bakarsınız  bir olduklarınız ile sözleşirsiniz ve dersiniz ki hepimiz birimiz birimiz hepimiz için. Söz verirsiniz ve  bizim için önemli olan ideallerdir dersiniz...

Her zaman istendiği gibi olmaz tabiki.

Elenir mutlaka birileri. Önemli olan bunun farkında olmak  ve ciddi önlemler almak.

Erdoğan  Bunu mu istedi ?

"Müteahhit olun."

"Harun olmayı terk edip Karun olun.” ?”Müslümanca bakmayı bırakıp  süslüman olun.”

 “ 28 Şubatları yaşayan mağdurlar olmaktan çıkıp  mağrur olun..."

Mümkün mü ?

Değil tabiki de . Ancak Hüseyin olmayı Yezit olmaya tercih eden birileri hep oldu hep olacak.

Bülent Arınç, "Bugün bizim en büyük sıkıntımız, maalesef dünün mağdurlarının bugün mağrur olmasıdır. Dünün mücahitlerinin müteahhit olmasıdır. Dünün fakirlerinin bugün zenginlikten gözlerinin kamaşmasıdır. Ve bugünkü yaşantı içerisinde kendilerini kaybetmiş olmalarıdır. Burada kalsalar yine iyi” diyor. Eleştiri hırs ile değil hakikat aşkı ile söylendiyse ne mutlu.

Burada önemli olan safları sık tutmayı başarabilecek bir erdemli duruşa sahip olmaktı.  Bülent bey tabikide haklı ancak eleştiriyi  doğru sunduğumuz zaman lideri yalnız bırakmaktan kurtulup içerideki doyumsuzlara dur denilebilirdi.

Hayatlarının en güzel çağlarında dahi mücadeleyi bırakmamış, iyiyi şiyar edinmiş ve iyiyi  iktidar yapma mücadelesiyle hep bir kavga içinde olmuş,büyük bedeller ödemiş  biri hiç mevcut olumsuzlukları istemiş olabilir mi?

Çok iyi hatip olan biri dünyalıklara aşık olsaydı  bu kadar bedel neden ödesin ki ? Çok rahat mevcut yönetimlerin birinde yine  konu makamsa başarabilirdi...

"Bizim gibiler iktidar olursa İslam'ın adalet, vicdan, tevazu, hoşgörü, merhamet gibi değerleri de iktidar olacak"  diye yola çıkan biri nereden bilebilir di ki koltuk çok çabuk esir alacak yol arkadaşlarını. Dışarıdan gelen düşmanlar  korkutmaz içeride adam saydıklarınızın kurduğu tuzaklar kadar. Bazen o kadar çok darbe alırsınız ki artık güven duymak mı asla. Güvenmek  yok artık  diyecek noktaya gelirsiniz. Burada önemli olan makamdan ve mevkiden uzak bir düşünceyle  eleştiri sunanları tutmayı başarabilmek. Düşmanın istediği tam da buydu işte.  Güvensizliği hakim düşünce haline getirip yalnızlaştırmak.  Bazen Yıllarını bedeller ödeyerek geçiren Dilipakları , Yılmazları anlamak , sözlerine değer katmak gerek !

 Haksız  yere , ego veya hırsları  uğruna  safları terk edenler mutlaka hakikat ile yüzleşecekler bu evrenin sahibinin  hiç değişmeyen kanunu .

ERDOĞAN NEDEN ÇOK YÖNLÜ BİR SAVAŞIN İÇİNDE ?

Su uyur düşman uyumaz. Sınavı zordur idealleri büyük olanların. 

Erdogan'ı eleştirmeden önce ilk çıkış noktasından bugüne yaşadıklarını iyi okumak gerek. Alnı secdeye değiyorsa sıkıntı olmaz dedikleri satılmış hainlerden ,hırslarına yenik düşmüşlere ve bir türlü doymak bilmeyen aşağılık ruhlulara... kimler ile neyi yaşadı.

Makama ve maddeye esir oldular!

Okçular tepesini iyi okumadılar!

Cemel Vakasını okuduklarını sandılar!

Düzmece Mustafa olayını yeniden canlandırmaya çalıştılar!

Cem Sultan olmak daha cazibeli geldi!

Vicdan değil cüzdan iktidar oldu!

31 Mart Vakasını hiç anlamadılar!

Ömer Muhtarları okudular ancak Şerif Hüseyin’e dönüştüler!

Mücahit müteahhit oldu!

Mazlumlar zalim oldu !

Çürümüş ruhları ile bir haklılık savaşına tutuşan zavallılar;evin, arabanın, eşyanın, kısacası her şeyin en pahalısına, en gösterişlisine sahip olmak isteyenlere dönüştü. Bunlar  Erdoğan’ı, makamları  güvencede ,ekonomi iyiyken ve iyi olduğu için destekliyordu...

  Bu döngünün olması gerekiyordu.  Çünkü Allah kalplerin üzerinden saklı olanı bilir ve açığa çıkarmadan canlarını almaz.

Yemen, Suriye,Azebaycan...daha bir çok yerde ses getiren çalışmalara odaklanmayı vazife bilen Erdoğan parti içindeki akbabalara nasıl zaman ayırabilirdi ki? Onun yerine ben soruyorum.

Ey!

 Bakanlar neden size bağlı bürokratik alanlarda görev alan  doyumsuz aşağılık ruhlulara müdahale etmiyorsunuz ? Sizinde korktuğunuz bir şeyler mi var?

Birde Bizden Olan Muhalefet Var Değilmi?

 Sayın Karamollaoğlu, Sayın Davutoğlu tek başınıza bir muhalefet yapıp olumsuzlukları haykırsaydınız emin olunuz ki bu çok hayırlı sonuçlara vesile olurdu. Emin olunuz ki siz hayra değil hayırsızlığa sebep olacak alanlara kapı açmaya çalışıyorsunuz. 

Ya Sayın Babacan !

Sayın Demirel’i örnek alan bir duruş  kendisini bu eleştirinin dışında tutmaya yetiyor  kanımca.

ERDOĞAN'I NEDEN SEVMİYOR İÇERİDEKİ CEM SULTANLAR ?

Çünkü makam ve madde hırsına esir düşenleri birileri çok iyi denetim altına almaya çalışır.  Çok büyük vaatler sunulur.  Beşiği başkası tarafından sallanan bir bebek çok güzel mamalar sunan o birilerine neden gülümsemesin  ?

Beni çok seven bir öğrtmen arkadaşıma neden beni yalnız bıraktın dedim. Hocam müdürlük ve hisse teklif ettiler dedi.  Verdiler mi bari dedim. Kem küm...

Vermezler vermezler  vermezler !

Suriye ile Türkiye arasında yaşanan krize dikkat çeken Daily Telegraph yazarı, NATO üyesi ülkelere ’Erdoğan’ın oyununa alet olmayın’ çağrısında bulundu.

Daily Telegraph gazetesi dış politika yazarlarından Con Coughlin Türkiye-Suriye gerilimi ve uluslararası tepkileri bugün 'Türkiye'nin büyük oyununa dikkat' başlığı altında köşesine taşıdı.

Ne mi demek istiyor?

Artık oyun kuran taraf oluyor ‘Erdoğan’

Buna izin vermeyin diyor. İçeride Cem Sultan olmayı hayal eden onlarca birileri var. Onlara dokunun diyorlar. Onların çabalarını destekleyecek onlarca bürokrat var kurt postuna bürünmüş  nice çakallar sürüsü... onları izleyin diyorlar.

Erdoğan'ı  biz dış baskılar ile oyalarken:

Ruhunu yetirmiş bir kısım eski yol arkadaşlarını, Erdoğan'ın  adı olmazsa muhtara aza dahi seçilmeyecek mutfak faresi bazı  Millet Vekillerini, bakanlıklara bağılı aç gözlü bürokratları, ruhu sıkıntılı aç  bazı Rektörleri, makamı rant için fırsat bilmiş ,koltuğa  itaat etmiş  genel müdürleri, ahlaki yoksunluğa sahip müdürler takip edin yeter diyorlar.

TARİH NEDİR?

Geçmişten ders alıp geleceğe yön vermeye odaklı bilim dalı.

Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han? Feryâdım varır mı bârigâhına? Ölüm uykusundan bir lâhza uyan, Şu nankör milletin bak günahına.

Târihler ismini andığı zaman, Sana hak verecek, ey koca Sultan; Bizdik utanmadan iftira atan, Asrın en siyâsî Padişâhına.

RIZA TEVFİK

Padişahım gelmemişken yâda biz,
İşte geldik senden istimdâda biz,
Öldürürler başlasak feryâda biz,
Hasret olduk eski istibdâda biz.

SÜLEYMAN NAZİF

“Zavallı Hamid kaç kişiyi asmıştı? Hiç… Hele hiç hırsızlık etmedi, hiç fuhuş yapmadı, hiç israfta bulunmadı. Bilakis memlekette bunların önüne geçmeye çalışmıştı. Bu devre bakınca insan Abdülhamid aleyhine kıyam ettiğine utanıyor.” 

RIZA NUR

Ama bu halk tarihi çok iyi okudu .

Halkın tarihi iyi okuduğunu  unutanlar:

 Taksimdeki Kutsalın ve Ayasofyanın Sahibi yalnız bırakmayacak ve 2023'ün en güzel günlerinde   siyasî hayatınıza  yön verecek bir hakikati size balkonda dev ekranda sunduracak  vesile ederek Erdoğan’ı  inşallah.

 unutmayın!