İletişim teknolojisinin hızla geliştiği çağımızın yeni nesli, 90’lara ve 2000’li yılların başına denk gelen dönemde doğan ve yaşayan gençlerden oluşmaktadır. Hızlı öğrenen, teknolojiye kolayca adapte olan, cep telefonu ve internete sürekli ihtiyaç duyan ve/fakat şehirleşme sürecinde tüketim toplumuna dönüşmemizle birlikte sosyal hayattan kopuk yaşayan bu gençler, Z-Kuşağı olarak tanımlanmaktadır.

Akdeniz Üniversitesinin 2017 yılında 2.113 genç üzerine yaptığı bir araştırmaya göre ankete katılan gençlerin ekip çalışmasına ve işbirliğine yatkın olmadıkları, bağımsız davranmayı sevdikleri, özgüvenlerinin yüksek olduğu, aldıkları eğitime önem verdikleri, teknolojik değişimi tâkip ettikleri, lüks ve eğlenceyi sevdikleri, kolay arkadaşlık kuramadıkları, içe dönük yaşadıkları ve maceracı oldukları tespit edilmiştir.

Araştırma, teknoloji ile iç içe olan Z-Kuşağının, toplumsallıktan ziyade bireyselliği savunduklarını, bu da içe kapanmalarına ve yalnız kalmalarına yol açtığını göstermektedir.

Yeni bilgilere aç gibidirler ama ne var ki sosyal ve manevî yönden yeterli olmadıkları için, kolektif çalışma becerileri gösterememekte ve cami cemaatinden kopuk bir hayat yaşamaktadır. Son araştırma da gösteriyor ki, egosu/özgüveni yüksek bu gençlerin önemli bir kesimi, istişareye önem vermiyor ve hayatları için örnek olabilecek bir şahsiyeti de rehber edinmiyor. İşte biz de bu gençlerin ileride olası manevî buhranların kurbanı olmalarını istemediğimiz için, Z-Kuşağına istişare bağlamında bazı samimî tavsiyelerde bulunmak istiyoruz:

Ey Gençler; Gurur Yapmayınız ve Büyüklerinize Danışınız

Danışma yani istişare, bir konunun fayda veya zarar tarafını tayin ve tespit için, uygun bir kişi ile karşılıklı görüşmede bulunmak, onun görüş ve fikrine başvurup onunla fikir alış verişinde bulunmaktır. Gençler, herhangi bir karar vermeden veya işe başlamadan önce o işin/kararın özelliklerini/neticelerini çok iyi öğrenmelidir. Uzman oldukları alan bile olsa yine de bu alanla ilgili tecrübesi olan başka kişilere danışmakta fayda vardır. Çünkü fikir, fikirden üstündür. Özellikle kararsızlık ve tereddüt gibi durumlarda olan bir genç, mutlaka başkalarıyla istişarede bulunmalıdır.

Kişinin, kendisini ilgilendiren konularda doğruyu bulmak maksadıyla bir başkası ile iletişime geçmesi ve görüşüne başvurması, hem alçak gönüllüğün bir yansıması, hem de kişiler arası sosyal diyalogu kuvvetlenmesine yola açan bir yaklaşımdır. Gerek ailede, gerek çalışma hayatında, gerekse sosyal/manevî hayatta bir karar almadan önce, ilgili kişilerle bilgi alış verişinde bulunmak, doğru ve isabetli karar almak açısından son derece önemlidir.

Bir işe teşebbüs eden bir gencin, o işin teknik, ticarî, meslekî ve malî boyutunu bilen uzmanlarla görüşmesi gerektiği gibi o işin ahlâkî ve dinî boyutunu bilen ilahiyatçılardan da görüş almasında fayda vardır. Çünkü helal ve haram açısından o iş, girişimde bulunan bir genç için hayırlı olmayabilir. Onun için, bir gencin, tereddüdünü ortadan kaldıracak, hâl çareleri aramak üzere işiyle ilgili herkesle fikir alış verişinde bulunması, dinimizin de bir gereğidir.

İslâm dini, yapılacak işin, meşruiyetinin araştırılmasını, dinî ölçülere uyup uymadığının incelenmesini istemektedir. Bu kurallara riayet eden ve Allah’ın belirlediği istikamette hareket eden Müslüman gençlere dünyevî bazı nimetler verileceği gibi uhrevî bazı mükâfatlar da sunulacaktır. İşte o müjdeyi veren ilgili âyet:

“(Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şura (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir.” (Şura: 36-39.

İstişare, karar alma sürecinde stratejik tedbir açısından akıllı gençlerin güvenilir insanlara başvurduğu bir danışma yöntemi olmalıdır. İşe danışarak başlayan gençler, olası haricî ve dâhilî riskleri minimize eder ve genelde işlerinde daha başarılı olur. Dolayısıyla her şeyi bilmesi mümkün olmayan bir gencin, gurur yapmadan istişare etmenin faydalarını mutlaka görür. Allah, Peygamberine (sav) bile dünya işleri ile ilgili konularda ilgili kişilerle ve dostlarıyla istişare etmesini emretmektedir:

“İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah’a tevekkül et (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.” (Ali-İmran: 159).

Danışma süreci sonunda verilen kararın, benimseyerek uygulanmasının yanında gençlerin güzel sonuçlar elde edebilmeleri için, Allah’a tevekkül etmeleri de tavsiye edilmektedir. Peygamberimiz (sav) bu emir doğrultusunda hareket ederek, vahiy dışında kalan hemen her konuda ashabıyla danışma gereği duymuş ve genelde onların görüşlerini dikkate alarak, hareket etmiştir. Hz. Ebu Hureyre, Peygamberimizin (sav) bu yaklaşımını teyiden şöyle buyurmuştur:

“Hz. Peygamber’den daha çok, ashabıyla istişare eden kimse görmedim.” (Tirmizî; Cihad: 34).

İstişarede şuna da dikkat edilmelidir. Ehil, ahlâklı ve inançlı Müslümanlarla istişare etmeyip de inancı zayıf, kıskanç veya hırslı kişilerle istişare edilirse gençler, geleceğini karartmış olur. Böyle zayıf karakterli kişilerle ne muhatap olmak gerekir, ne de onlara şahsî sırlar anlatılmalıdır. Böyle ikiyüzlü kişiler, gençlerin başarılı olmasını asla istemez, hatta zor durumlara düşmesini bile arzu edebilir. Allah, bu hususta genç, yetişkin ayırımı yapmaksızın hepimizi uyarmaktadır:

“Ey iman edenler! Sizden olmayanlardan hiçbir sırdaş edinmeyin. Onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar. Hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların kinleri konuşmalarından apaçık ortaya çıkmıştır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Eğer düşünürseniz size âyetleri açıkladık.” (Ali-İmran: 118).

Ey Gençler; Sadece istişarede değil her konuda ve hayatınızın her karesinde Allah (c.c.) yâr ve yardımcınız olsun, Hz. Muhammed (sav) de manevî/sosyal lideriniz, kısacası hayat rehberiniz ve ulu önderiniz olsun.