5 Mayıs’ta 14 derecesinde Uranüs etkili Akrep burcunda yaşanacak Ay tutulması, saat 18.14’de başlayacak 22.32’de bitecek. Tutulma, ülkemizden kısmi olarak gözlemlenebilecek.

Astrologlar, Ay tutulmasının ülkemizi ve dünyayı olumsuz yönde etkileyebileceğini iddia ediyor. Özellikle BoğaAslanAkrep ve Kova burçlarını derinden etkileyecek. Ana tema ise maddi konular ve atılacak adımlar olacak.

Merkür retrosu ise 21 Nisan 2023 – 15 Mayıs 2023 tarih aralığında gerçekleşecek. 19 Mayıs tarihinde ise Boğa burcunda bir Yeniay doğuyor. Boğa, Aslan, Akrep ve Kova burçlarını derinden etkileyecek. Kredi, borç, miras, alacak, verecek ev dava konuları gündeme gelecek.

Her yıl, astrolojik öneme sahip bazı tarihler vardır. Bunlar genellikle retrolarıGüneş ve Ay tutulmalarını, gezegenlerin ileri hareketlerini, dolunayları ve yeni ayları içerir.

Merkür gerilemesi nedeniyle ortaya iletişim, anlaşma, ifade, yolculuklar, ticaret, seyahat ve elektronik aletler gibi konularda aksaklıklar, gecikmeler veya hatalar çıkarabilir. Bu yüzden Merkür gerilerken yeni işlere başlamak, elektronik aletler almak veya sözleşmeler imzalamak için uygun değildir. Ayrıca elektronik aletlerin aniden bozulma ihtimaline karşı Merkür gerilemesi öncesinde önemli verileri yedeklemekte de fayda var.

Ay tutulmaları duygusal açıdan yüklü astrolojik işaretlerdir ve önemli sonuçlara, muhasebelere denk gelirler. 5-19 Mayıs tarihleri arasında çalkantılı, heyecan yaratan durumlar ve olaylar içinden geçeceğiz. 5 Mayıs'ta Akrep burcunun 14. derecesinde Uranüs etkili ay tutulması meydana gelecek. Ve biz seçime bu tutulma etkisi ile gidiyoruz.  Astrolojik veriler Akrep burcunun olduğu yerde her zaman değişim ve dönüşüme işaret eder. Bu değişim, elbette akrebin temsil ettiği krizle meydana gelir. Akrebin getirdiği değişimde bir daha eskiye de dönmek yoktur.

Ay tutulmaları toplumsal olaylar açısından bir aynalama görevi de görürler. Bu dönemde gerek kişisel hayatımızda gerekse kolektif temalar içinde beklenmedik durumlar ve değişikliklerle karşılaşabiliriz. Kuşkusuz bu durum, seçimlere yaklaştığımız bu dönemde özellikle dikkat çekici görünüyor.

Astrologlar, Cumhurbaşkanlığı seçimine dair ne ön görüyor?

Sanırım astrologların kehanetleri her dönem tartışmaya açık olduğu gibi manipüle edilebilir. Mesela sosyal medyada yapılan paylaşımlarda astrolog Meral Güven'in Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılacak olan seçimler hakkında bir tahminde bulunduğu iddia edilmişti. Meral Güven, “seçime 5 gün kala adaylardan biri ölecek” demişti.

10 Nisan tarihinde yazdığı bir yazısında ise ölecek adayın “önce hasta olacak” demesi akılları karıştırdı. Ancak sonraki günlerde Meral Güven’in bizzat kendisi, bu iddiaları yayınlayan hesabın kendisine ait olmadığını açıklamak zorunda kalmıştı. Ancak Erdoğan'ın rahatsızlanmasının ardından Meral Güven yeniden gündem olmuştu. Çünkü, 14 Mayıs'ta yapılacak seçime artık kısa bir zaman kaldı, heyecan her geçen gün artmaya devam ediyor. Astrologların seçim kehanetleri de bu heyecanı köpürtüyor.

Astrolog Dinçer Güner14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili açıklamalarında “Bu seçimde Cumhurbaşkanı olarak yeni bir isme merhaba diyeceğiz ve en güçlü aday ise sayın Kemal Kılıçdaroğlu...” diyenlerden.

Bir başka astrolog Dolunay Karaca ise, katıldığı bir TV programında 14 Mayıs seçimlerinde bir liderin  siyasi ömrünün biteceğini, bu liderin de Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu söylemişti.

Astrolog borsasında parayı bastıran istediğini söylettiriyor!..

Bir önceki makalemde belirtmiştim. Seçim öncesi spekülatif haberlerin adeta havada uçuştuğunu, Türkiye'nin seçime giderken, hâlâ, seçimin iptal edilebileceği beklentisinde olanların sayısının az olmadığını, kimisinin Suriye'yeErmenistan'aYunanistan'a savaş ilan ettirdiğini kimisinin Ruslara Ukrayna'da nükleer bomba patlattırıp, üçüncü dünya savaşı çıkarttırdığını yazmış, bunlar neyse de bir de mevcut siyasi aktörlerden birisinin terki dünya edebileceğini, bu nedenle seçimlerin iptal edilebileceğini söyleyen astrolog medyumlar var. Komplo teorisyenleri bile olup biteni anlamakta zorlanıyor demiştim.

Bunlara yenisi eklendi. Seçim günü yaklaştıkça Ankara kulislerinde birbirinden absürt söylentiler almış başını gidiyor.

Türkiye Seçimleri ve Rusların Karadeniz Güvenliği endişesi…

Rus resmi haber ajansı Ria NovostiKırım yayın organında Alexey Gonçarov/Goncharov, Rus güvenlik uzmanları ile yaptığı söyleşileri köşesinde bir araya getirdi. “Türkiye'deki seçimlerde Erdoğan'ın yenilgisiyle Rusya'yı tehdit eden şey ne olabilir” sorusuna cevap aradı. 

Bu güvenlik uzmanlarından Taurida Bilgi ve Analitik Merkezi yöneticisi siyaset bilimci Alexander Bedritsky'e göre; Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimlerdeki yenilgisi ve Batı yanlısı muhalefetin iktidara gelmesi, Türkiye ile Rusya arasında bir çatışma dönemine geri dönme tehdidi oluşturabilir.

BedritskyTürkiye'deki zor ekonomik durum, liranın değer kaybı ve genel olarak Şubat depremlerinin yıkıcı sonuçları, seçim arifesinde Erdoğan'ın aleyhine işlediğini ifade ediyor. Bununla birlikte, tüm gücün elinde olması, görevdeki cumhurbaşkanının zaferini büyük olasılıkla önceden belirleyeceğini, oylama sonuçlarının açıklanmasının ardından, muhalefetin "renkli devrim" girişimine kadar aktif eylemlerinin gelebileceğini de göz ardı etmiyor.

Bedritsky, Batı yanlısı aday Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'de iktidara gelmesine ilişkin varsayımsal bir senaryo olsa bile, Ankara'nın Karadeniz bölgesindeki askeri-politik durumu keskin bir şekilde kötüleştirmeyeceğine inanıyor.

Bir başka Rus güvenlik uzmanı Vladimir Evseev de benzer düşünenlerden. BDT ülkeleri Enstitüsü Şanghay İşbirliği Örgütü'nün Avrasya entegrasyonu ve gelişimi daire başkanı, askeri uzman ve siyaset bilimcisi Vladimir EvseevKırım'daki güvenlik durumunun, muhalefet güçlerinin iktidara gelmesiyle daha da kötüleşebileceğinden, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaklaşan seçimlerdeki zaferinin Rusya için daha tercih edilebilir bir seçenek olduğundan söz ediyor.

Ve Vladimir Evseev diyor ki; "Türkiye'nin Montrö Sözleşmesi'ni yerine getirmesi ve NATO gemilerinin Karadeniz'e girmesine izin vermemesi de bizim için olumlu. Bulgaristan, Romanya filoları, Karadeniz Filomuz için bir tehdit oluşturmuyor -eskimiş gemileri var, denizaltıları yok. Kılıçdaroğlu yine de kazanırsa, Kırım'daki güvenlik durumunda bir bozulma beklemeliyiz. Bence bu durumda Montrö Sözleşmesi'nde NATO gemilerinin girişine ilişkin bazı boşluklar bulunacak ve bu Karadeniz'de ek gerilim yaratacaktır."

Rusların Karadeniz Güvenliği konusundaki endişelerini gidermek için Kemal Kılıçdaroğlu'nun  iktidara geldiklerinde Ruslarla olan ilişkileri bugünkünden daha iyi bir seviyeye taşıyacaklarına ilişkin Putin'e mektup yazdığı falan da iddia edilmişti.

Ruslar, Erdoğan iktidarından ümidini kesti mi?

Durum biraz onu gösteriyor dersem malumu ilan olur. Bunun en bariz göstergesi Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Vladimirovich Putin'inAkkuyu nükleer santrali açılış törenine bizzat katılmaması. Akkuyu nükleer santrali, Moskova'nın üzerinde titrediği bir proje ve Rus sermayesinin yatırımı. Putin'in online törene iştirak etmesi, kafalarda soru işaretlerine yol açmıştı.

Putin'in online Akkuyu konuşmasından çok önce, Rusya'dan gelen heyetin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştükleri bilgisini, parti içinden bir kaynağım benimle paylaşmıştı. Bu görüşmeden sonra Türkiye'nin dış politikasına yönelik çok eleştirilen söylemlere imza atan CHP'li Ünal Çeviköz, partisinin milletvekili aday listesine alınmadı.

Akkuyu santralinin açılışı öncesinde, Yahudi kökenli Amerikalı diplomat Henry Alfred Kissinger gibi dünya diplomasisinin duayen ismi, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Viktoroviç Lavrov'un Ankara ziyaretinde de Moskova'nın Ankara'daki iktidar ile arasına mesafe koyduğunu doğrulayan bazı belirtiler fark edildi.

Ne mi olmuştu?

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'ndaki ortak basın toplantısı bittiğinde vücut dilini en iyi kullanan diplomatlar arasında parmakla gösterilen LavrovTürkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile el sıkışmadan sırtını dönüp salondan çıktı. Bu da bazı uzmanlar tarafından Rusya'nın Türk hükümetine -dikkatinizi çekerim devletine değil- tepkisi şeklinde tarif edilmişti.

Üçüncü işareti, Rusya İstanbul Başkonsolosu Andrey Burarov, ülkesinin uluslararası politikasının yol haritası niteliğindeki stratejik belgeyi tanıttığı basın toplantısında verdi.

“Türkiye’yi nerde görüyorsunuz ve seçim hakkında ne söyleyeceksiniz” sorusuna Burarov, “Kuşku yok ki Türkiye’yi yapıcı olarak adlandırıyoruz. Seçim süreci içinse Türkiye’nin iç işlerine saygılıyız. Bir yorumda bulunamayız” sözleriyle cevap verdi. Yani iktidarı desteklediklerini özellikle söylemekten kaçındı.

Bu tür açıklamaları Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksei V. Erkhov'un yapması gerekmez mi? Gerçi Büyükelçi Aleksei V. Erkhov, kançılarya da vahşi kapitalist Amerikalıların bir zamanların tüm dünyada izlenme rekorları kıran Dallas dizisini aratmayan neredeyse skandal boyutuna varan olaylar nedeniyle herhalde Rus Devleti'nin işleriyle ilgilenmeye fırsat bulamıyor. 

Buradan da anlaşıldığı gibi Büyükelçi Aleksei V. Erkhov, Türkiye'nin seçim sürecini iyi idare edemediği söylenebilir. Moskova da bu görüşte olmalı ki Aleksei V. Erkhov ülkesine dönmek için şafak sayıyor.

Herhalde Rusya İstanbul Başkonsolosu Andrey Burarov'un gönlünde Aleksei V. Erkhov sonrası Ankara'ya büyükelçi olmak yatıyor. Tabii ki gönlünde yatan konsolosluk çalışanı güzel bayanlardan yer kaldıysa!

Ankara'dan Sinan Oğan geldi…

Hatırlarsanız, 30-12-2022'de veya birkaç gün önce RusyaTürkiye ve Suriye'nin Savunma Bakanları, on yıldır süren Suriye savaşında Ankara ile Şam arasında normalleşmenin açık bir işareti olarak Moskova'da Rusya Savunma Bakanlığı'nın ev sahipliğinde Frunzenskaya semtindeki binasında görüştüler. Toplantıya Türkiye'den Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Dr.  Hakan Fidan katılmıştı. 

Aynı tarihlerde Emekli Generaller Engin Alan, Saldiray Berk ve MİT eski Müsteşarı/Başkanı Şenkal Atasagun'un Moskova’da temaslarda bulundukları bilgisini sizlerle paylaşmıştım.

Hatta "Cihanşumül Kadim Türk Devleti, emekli falan dememiş görev tevcih etmiş. Bu üç ismin temasları gözden ırak olduğuna göre, çok önemli bir mevzu Ruslarla masaya yatırılıyor demektir" diye de yazmıştım.

Sanırım sizlerle paylaşacağım seçime dair kulis bilgisi, bu sürecin devamı niteliğinde. Muhtemelen Rus ve Türk mütekait asker ve  istihbaratçılar sizlere aşağıda  aktaracağım kulis bilgisine benzer durumları ele aldılar. Taaa Türkiye'den Rusya'ya briç oynamaya gitmediler ya?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katıldığı TV programında naklen yayın sırasında yaşadığı sağlık problemi çok konuşuldu. Erdoğan'ın iki üç gün programlarını iptal etmesi, sosyal medyada çok farklı değerlendirildi. Hatta bazı şom ağızlı kötü niyetlilerin neredeyse selasını vermedikleri kaldı. Kimileri de helvasını yapmaya niyetlendiler ama hepsinin hevesi kursaklarında kör düğüm oldu, hem de kırk boğum.

Rahatsızlığı sonrasında ilk kez bir etkinlikte yer alan Erdoğan, Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ile İstanbul Atatürk Havalimanı'nda devam eden Teknofest Fuarı'na katıldı. Arkasından İzmir ve Ankara mitinglerinde partililere hitap etti. 1 Mayıs'ta ise Ankara’da İstikbalin Yüzyılı Tanıtım Programı'nda halka seslendi. Son üç dört günlük performansına bakılırsa Erdoğan'ın rahatsızlığından eser yok.

Ancak sözünü ettiğimiz kulis bilgisi, tüm bunları göz ardı ediyor sanki. 5 Mayıs’ta 14 derecesinde Uranüs etkili Akrep burcunda yaşanacak Ay tutulmasının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sağlığını olumsuz etkileyebileceği, seçime sayılı günler kala, Erdoğan'ın sağlık sorunlarını gerekçe göstererek adaylıktan çekileceği, MHP Genel Başkanı DrDevlet Bahçeli'nin de partisinin geriye kalan üç adaydan Ata İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan'ı destekleyeceklerini ilan edeceği falan filan…

Sonrasında ise AK PartiliİYİ Partili ve MHP’li seçmenlerin oy vermesiyle Sinan Oğan'ın Cumhurbaşkanı seçileceği, tamamen teknokrat bir hükümet kuracağı konuşuluyor. Dediğim gibi; sadece konuşuluyor… Bunları duydukça, “kafayı yemişler” diye düşünüyorum.