Yazıyla, yedi haziran bin dokuz yüz altmış yedi.

Rakamla, 07.06.1967, Kudüs’ün İsrail tarafından işgal edildiği tarihtir.

İsrail, gerçek işgalcilerin Kudüs’e uzanan elinin adıdır. Gerçek işgalciler İngiltere, Amerika ve Rusya tarafından temsil edilen Haçlılar’dır.

Haçlılar, 1085’te Tuleytula / Toledo’yu Müslüman Endülüs’ten kopardıktan sonra, hemen ardından 1099’da, İslam’ın büyük coğrafyasında Kudüs’ü işgal ettiler.

Müslümanları Endülüs’ten kovmak üzere oluşturulan Haçlılık ruhu ve organizasyonu zikrettiğimiz yılda paslı bir bıçak gibi girdi İslam dünyasına ve belli şartlara tabi olarak yer yer azalan ya da artan bir şiddetle batmasını ve tahribatını sürdürdü.

Haçlı işgalleri, savaşın konvansiyonelinden post modernine geçilen zamanlarda da amacından ve hızından hiçbir şey kaybetmedi. Sadece özündeki şiddet aynı kalmak kaydıyla biçimini, görünümünü, piyonlarını, taraflarını değiştirdi. Bu manda bugün BAE, Suudi Amerika, Bahreyn başta gelmek üzere İngiltere / ABD tarafından korunan ve yönlendirilen şehir devletçikleri, Haçlılar’ın bizim dünyamıza uzanan elinin, yani İsrail’in korunmasına mahsus müşterek kalkanı haline getirildi.

Irak’ın işgali, Mısır’da iktidarın askeri bir darbe ile Müslüman’ın elinden alınıp, ABD’ye göbeğinden bağlı olan bir generale emaneten teslim edilmesi, Suriye iç savaşının çözümsüzlüğe mahkum edilmesi, Sudan’ın ikiye bölünmesi, Tunus’taki iç kargaşa, Türkiye’deki FETÖ etiketli gizli ve açık darbeler... söz konusu kalkanın güçlendirilmesi için yapıldı.

Zira, Faşist Hitler’in kılıç artıklarının, Komünist Stalin’in zulmünden kaçacak yer arayanların büyük maddi vaatlerle veya mecburiyetlerle ya da cebren ve hileyle, yüz yıldır ancak yedi milyon Yahudi’nin bir işgal nesnesi olarak toplanabildikleri yerde, sadece kukla, yönetilmeye ve himaye edilmeye daima muhtaç olarak kurulan bir site devleti, zikrettiğimiz desteklerle anda ayakta tutulabilirdi.

Filistin’i ve Kudüs’ü maddi ve manevi olarak değerli kılan jeopolitik gerçekler, dini ve siyasi sebepler zikrettiğimiz şekliyle, 1099’dan beri bizim asli meselemizdir.

İslam coğrafyasının kalbi Filistin, Filistin’in kalbi Kudüs, Kudüs’ün kalbi Beytülmakdis yani Harem-i Şerif’tir.

Kudüs, Rabbimiz’in ve O’nun peygamberlerinin bizlere emanetidir.

Kudüs, engin bir umman olan coğrafyamızın yegane sahilidir ve bu bağlamda Mekke’nin, Medine’nin, Hartum’un, Kahire’nin, Bağdat’ın Halep’in, Şam’ın, Urfa’nın, Diyarbakır’ın, Adana’nın, İstanbul’un... kapısı ve dolayısıyla ilk savunma hattıdır.

Bu nedenlerle, hangi politik görüşten, kamptan, meşrepten, meslekten olurlarsa olsunlar, Allah’a ve O’nun Peygamberine iman edenlerin, Kudüs’ün İsrail eliyle Haçlılar tarafından işgal ediliş tarihi olan 07.06.1967’yi, kendi göbek adları gibi zihinlerine işlemeleri, İslam ümmetine mensubiyetin sicil numarası gibi hafızalarına kazımaları gerekir.

Bu bilinçle toplanan “Kudüs Benim Adım” adlı bir grubun öncülüğünde, 43 sivil toplum kuruluşunun katılımıyla, Türkiye, Katar, Kuveyt, Lübnan, Suriye, Mısır, Irak, Yemen, Cezayir, Fas, Sudan, Çad, Moritanya, Malezya, Endonezya, Hindistan, Pakistan, Güney Afrika, Balkanlar, Fransa, Latin Amerika, Avustralya, ve Almanya...’daki Müslümanların gayretleriyle, Türkçe, Arapça, İngilizce, Almanca, Fransızca, Portekizce, İspanyolca, Urduca, Malayca, Hintçe, Arnavutça, Endonezce olarak, 07.06.2020 Pazar günü, sosyal platformlarda açılacak #KudüsDireniyor hashtagına katılmamız, yukarıda zikrettiğim işleme ve kazımanın hem bir örneği hem de delili olacaktır.

Adı, Uluslararası Elektronik Kudüs Günü olan bu sanal etkinlikle, Kudüs’ün işgal altında oluşunun hatırlatılması, Filistinlilerin maruz kaldığı Haçlı / İsrail zulmüne dikkat çekilmesi, insan haklarına mahsus ihlallere, tacizlere işaret edilmesi amaçlanmaktadır. Kısaca, Kudüs’ün tabi bulunduğu bugünkü gerçekliğin vicdan sahiplerine anlatılması hedeflenmektedir.

Uluslararası Elektronik Kudüs Günü’nü ve #KudüsDireniyor hashtagı, bugün Zoom üzerinden gerçekleştirilecek bir basın toplantısıyla dünyaya duyurulacak, Pazar günü ise, son 53 yıllık işgalinin vicdanlarda oluşturduğu ağrılı ve ağır yük, elektronik iletişim ağı üzerinden, yeniden ve yeniden ilan edilecektir.

Bugün itibariyle, Haçlıların gemi azıya almış işgal ve sömürü fırtınasında, narin bir kandil olarak yanmaya devam eden Kudüs’ün mütevazı bir koruyucusu olmak iman ehlinin görevidir. İçi boş hamasetten, kabadayılıktan, hakaretten, kuru slogandan uzak durarak #KudüsDireniyor hastagında buluşalım.