Derin Gerçekler

İçinde, Kadir Gecesi bulunan bin aydan daha hayırlı bir gecenin bulunduğu ay merhaba. 

Yeryüzünün vahyin aydınlığı ile buluştuğu gece bugün ki takvimlere 26 Ramazan 1444, 17 Nisan 2023 Pazartesi olarak kaydedilmiş. 

Kadirin kadrini bilmek isteyenler, vahye şahitliğini yenilesinler. Bugün’den Kur’an-ı Kerimi manası ile birlikte okumaya başlayalım. İlk kez okuyanlar yanlarında bir de usulü tefsir bulundursunlar. 

Aslında Kur’anı kerimi peygamberimizin anladığı gibi anlayıp, yaşadığı gibi yaşamamız gerekiyor. Onun için bir siyer, bir hadis ve bir de usulü hadis bulundurmamız gereken yanımızda. Günümüz meselelerini anlamak ve yorumlamak için geçmişin tecrübeleri için bir fıkıh kitabı, bugünün meselelerini doğru anlamak ve çözmek için bir de usulü fıkıh okumamız gerekiyor. 

Tabi, belki ilk okumamız gereken akaid olmalı. Bütün bunların temelinde iman, tevhid, akaid olacaktır. Ve sonra da aklı doğru kullanmak, akletmek için Kelam okumamız gerek. 

Geçmişin bilgi birikimi ve tecrübelerinden istifade etmek için bir peygamberler tarihi bir de İslam tarihi okumamız gerekir ki, İslam’ı doğru anlayalım ve bir takım tahrif girişimlerine karşı uyanık olalım. Şüphesiz Kur’anın kendisini tahrife güçleri yetmez, ama anlamını ve anlayışımızı tahrife yönelik çabaları dünden bugüne artarak devam etmektedir. Onun Kur’an-ı Kerim “Şeytan sizi Allah’la aldatmasın” diye uyarır. 

Bugün bu okuma diğer zamanlara göre ayrı bir önem taşıyor. Çünkü birilerinize ülkenizi ve toplumu yönetmek için birilerine vekalet vermeye hazırlanıyorsunuz. Vekalet verdikleriniz her ne yaparlarsa sizin adınıza yapacaklar. İyi ya da kötü her söz ve eylemlerinden, kararlarından size de bir pay olacak. 

Ben bu tür kararlarda zorlanırım. Kendi nefsime güvenmem ki, başkasına güveneyim. Hele söz konusu olan “kul hakkı” ise, “yetim malı” ise korkarım. Aklını kiraya verenlerden değilim. 

Bugün yaşadığımız olaylar neyin habercisi, neler oluyor ve daha bizi neler bekliyor, anlamak istiyorsanız YouTube dedikoduları ile vakit kaybetmeden, önce Allah size, dün için, bugün için ve gelecek için neler diyor ona bakın. Biliyorsunuz bizim kitabımız, yaratanın yaratılana vahyettiği yaşama biçimini anlatan kitabımız OKU diye başlar. Haydi o zaman okumaya başlayalım. “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” 

Sakın, sakın, sakın, aklınızı kiraya vermeyin. Propogandistlerle tartışmayın, onların sloganik sözlerine kulak vermeyin. İstişare edin, farklı düşünenlerin gerekçelerini dinleyin, Fasıkların, trollerin getirdiği haberlere hemen inanmayalım. Bana sorarsanız OYUN’u görmeden OY’unu verme derim. Sadece, Parti, Genel Başkan değil, Programlarına, icraatlarına, kadrolarına, geçmişlerine ve adaylarının ahlaki ve akli durumlarına bakın. Bilgililer mi, dürüstler mi, cesurlar mı, bunlara bakın, Paraya, mala, makama, ihtirasları var mı. Fuhşiyat’a meyli var mı? Kibirli birimi, torpil, rüşvet gibi işlere bulaşmış mı. Geçmişi nasıl, çevresi nasıl. “On Emir” kriterlerine uygun biri mi? 

Bakın, aşk ve öfke aklı zail eder. Onların sözlerine, dolduruşlarına gelmeyin. Ramazan bayramı sonrası 3. Haftada 14 Mayıs’ta seçim var. Dilerim Ramazanın ruhaniyeti sandığa yansır da, Allah’ın bizi bağışlaması için bir fırsat doğar, yoksa işimiz zor. Gelecek günler geçen günleri aratır. 

Bakın, şu gelir-şu giderse işler düzelir diye bir şey yok. Size iki şey söyleyeceğim. Sonuç ne olursa olsun bu bir kaderdir ve her kader bir imtihandır. Her iki halde de sapıtanlar ve kazananlar olacaktır. Kim gelirse gelsin, kötü söz ve işe karşı direnenler kurtuluşa erenler ve kazananlar olacak, onlardan yana olanlar kaybedecekler. Kimin geleceği bizim imtihanımızın şeklini belirleyecek, o kadar. İyiler gelip kötü işler yaparlarsa onlara da karşı çıkacağız, kötüler iyi şeyler yaparsa da o işe destek vereceğiz. Bir topluluğa olan düşmanlığımız ya da öfkemiz bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmeyecek. 

Belki de Allah, Allah’ın ipini bırakan bir topluluğu tedip için onların başına musibet olsun diye kötüleri musallat edecektir. Ya da bunun tersi olacak. Ya da iyiler ittihad etmek zorunda oldukları için, fırkalara ayrılıp birbirlerine kılıç çekecekler, tarihteki gibi büyük bir fitneyle gücümüzü kuvvetimizi kaybedeceğiz. Ya da iyi gibi gelip, mala, paraya, makama meyledip verdikleri sözü unutup Şeytanın maskarası olacaklar, hem kendilerine, hem de topluma zarar verecekler, İslam adına yaptıklarından dolayı, yaptıkları işler Müslümanların utancına dönüşecektir. 

Bilmiyorum. Halimiz ortada. Ön yargısız, bütün taraftarlıklarınızdan sıyrılıp sadece Hak nazarı ile baktığınızda hakikati görebilirsiniz. Mezhep, tarikat, ırk, ideoloji, politika, her türlü aidiyet ve menfaat, aşk ve öfkenizden sıyrılıp Hak namına sadece Allah rızası için bir tercihte bulunabilecek misiniz, işte bütün mesele burada düğümleniyor. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana zalime karşı olabilecek misiniz. Zalim babanız da olsa, mazlum düşmanınız da olsa. 

Değilse Allah belanızı verecek. Aman ha aman, Aileye dikkat, gençlere dikkat, yediğinize-içtiğinize dikkat, RP belasına, Trans Humanizm fitnesine, Dijitalizm fitnesine  dikkat, fuhşiyata ve uyuşturucuya dikkat. Gıda fitnesine, hayvanlar ve bitkiler üzerinden, sentetik et gibi, fıtratı bozmaya yönelik her türlü fitneye dikkat. Biz ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz. Fitne zamanıdır. Dikkat! 

Ya Rab bize Hakkı Hak, batılı batıl göster. Hak’ta toplanmamızı nasip et. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. 

Hakkın ipine tutunacaksanız diğer ipleri bırakmanız gerek. 

Bakın, “tefrika girmeden bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez”. Müslümanlar müttehid olmalı. Erdemli insanlarla müttefik olmalıyız. Yeryüzünün bütün mazlumları ümmetin yetimidir. Değer üreten ve başkalarının temel hak ve hürriyetlerine yönelik açık ve yakın bir tehdit oluşturmayanlarla nimet-külfet dengesine dayalı itilaflar oluşturmalıyız. Yeryüzünün bütün erdemli insanları Ahi Evren için ortak bir kelimede buluşmalı. Onlar Hılful fudul cemiyetidir, onlar müellefetül gulubdur. Biz yeryüzünde herkes için Adalet, Barış, Hürriyet istemeliyiz. Bütün insanlığın hayrına olmayan bir  iş ya da söz bizim tercihimiz olmamalı. Biz çünkü biz, alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. 

Bu Ramazanda Kur’an-ı kerimi okuyanla, lütfen o kitabın sonuna, ellerine bir kalem alıp, şunları yazıp imzalasınlar: Okudum, anladım ve kabul ettim. O günün tarihini, o şehrin adını yazın, adınızı soyadınızı yazıp imza atın. O metin Allah’la sizin aranızda Galu bela’daki ahdinizi teyit eden bir ahid olsun. Ve bu ahdinize de inşallah, ömrünüz boyunca sadık kalın. 

Hoş geldin, ey Ramazanı Şerif. Bizim için rahmet vesilesi olsun bize gelişin.  

Selam ve dua ile. 

Not: Bu vesile ile, Ramazanı şerifin, bu anlamda bizi mübarek kılmasının vesilesi olan işler yapalı, bizi onun rahmet ve bereketinden uzaklaştıran işlerden de uzaklaşalım inşallah.